Solhan Çağrı-Der tarafından Şubat Ayının Şehadet ayı kabul edilmesi münasebetiyle “Şehitler Gecesi” isimli bir program düzenlendi.
Solhan Kültür Merkezi`nde yapılan programa konuşmacı olarak Molla Abdulbari Çelik ve Molla Sahap Korkutata katıldı.
Yunus Kızılboğa tarafından Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan program, sinevizyon gösterisi ile devam etti. Daha sonra programda bir konuşma yapan Molla Abdulbari Çelik, “Şehadet deyip geçmemek lazım. Şehadet ne anlama geliyor, şehit kime denir, bunun üzerinde durmak lazım.” diyerek Şehidin şahitlik ettiğini, Allah ve Resulü`nün de şehide şahitlik ettiğini, belirtti.
Çelik, “Sakın Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin, bilakis onlar diridirler...” ayetini okuyarak şehitlerin yaşadıklarını, Allah`ın katında nimetler içinde olduklarını ifade etti.
Sadece Allah için ölenlerin şehid olduğunu vurgulayan Çelik, “Bir bedevî Peygamberimize (sav) gelerek; ‘Ey Allah`ın Resulü, adam var ki, ganimet elde etmek için savaşır, adam var ki şöhret için savaşır. Bunların hangisi Allah yolunda savaşmış olur?” diye sordu. Peygamberimiz, ‘Allah`ın sözü ve dini üstün olsun diye savaşan kimse Allah yolunda savaşmış olur.` buyurdu. Demek ki sadece ve sadece Müslümanlar şehit olur. İnançsızlar, namazsızlar, ibadetsizler, imansızlar şehit olmazlar. Aksine belki cehennemin birer taşları, birer odunları olurlar.” dedi.
Molla Abdulbari Çelik`in ardından konuşan bölgenin tanınmış âlimlerinden Molla Sahap Korkutata, şehit ile davanın et ile tırnak gibi olduğunu ve bir birlerini koruduğunu belirterek şehidin davayı, davanın da şehidi koruduğunu söyledi.
“Bu davanın sahibi Allah`tır”
Korkutata, şehitlerin canlarını bu davanın geleceği için feda ettiklerine dikkat çekerek şöyle konuştu: “Bu davanın sahibi Allah`tır. Şehitlik ile dava iki et parçası gibidir. Bir birleriyle bağlantılı oldukları için her biri diğerini koruyor. Yani şehit davayı koruyor, dava da şehidi… Tarihten bugüne kadar, peygamberler ve peygamberlerin gösterdiği yolda gidenler şehit olmuştur. Onların da kanları sizin kanlarınız gibi kırmızı değil miydi? Şirin değil miydi? Onların da hayatı yok muydu? onlar da dünyada yaşamak istemiyorlar mıydı? Elbette ki istiyorlar. Peki, niçin şehit olmaya razı oldular ve niçin şahadetin birer fertleri oldular? Bu kutsal davayı sahiplendiler. Davayı korudular. Kendi kanlarını ve canlarını davanın geleceği için feda ettiler.”
Düzenlenen etkinlik yapılan dua ile son buldu. (Nihat Kanat-İLKHA)