HÜDA PAR Diyarbakır 1. Olağan Kongresi geniş katılımla gerçekleşti. Seyrantepe Spor Kompleksi`nde yapılan kongreye HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanı Şeyhmus Tanrıkulu ve partililer katıldı.

Salonda sık sık tekbirler getirilerek, 6-8 Ekim tarihinde çıkan Kobani bahaneli olaylarda hayatını kaybedenler ve diğer İslam şehitlerinin posterleri asıldı.

Muhammed Abdulhadioğlu`nun Kuran`ı Kerim tilaveti ile başlayan kongrede konuşan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

“Devlet, başta Kürtler olmak diğer etnik kimliklerle de barışmak zorundadır”

Devletin, laik ve seküler hareketleri ön plana çıkarmaya çalışması nedeniyle Kürt meselesinin çözümünde laik kesimlerle görüştüğünü belirten Yapıcıoğlu, “Devletin hafızasında yer etmiş bir şey var. Müslüman kimliği ve Kürt kimliği bir araya geldiğinde devlet için tehlike çanları çalıyor. Devletin çalışmaları, seküler laik hareketleri öne çıkarmaları ve parlatmaları da bundandır. Kürt meselesini laik kesimlerle görüşüp çözmeye çalışmalarının altında yatan en önemli sebep de budur. Bir neden daha var bugün için öne çıkan. En tepe noktalara kadar içine sızdıkları bir yapı ile pazarlık, işlerine geliyor. O yüzden Kürt meselesinin çözümü konusunda masada olmak için daha çok bekleyeceğiz. Başka çareleri kalmazsa o zaman bizimle de görüşecekler ya da yeni Türkiye diyorlar ya, bu yeni Türkiye resmi ideolojiden kurtulan bir Türkiye olursa, devlet hem İslam`la hem de Kürtlerle barışmaya karar verirse o zaman. Ama biz söylemeye devam edeceğiz. Devlet, Kürtlerin de Türklerin de, Arapların da bu topraklarda yaşayan diğer kavimlerin de ortak paydası, üst kimliği, dini olan İslam`la halkın inancıyla barışmak zorundadır. Başta Kürtler olmak diğer etnik kimliklerle de barışmak zorundadır.” dedi.

“Çözümden anladıkları şey farklıdır”

PKK ve temsilcilerinin farklı kesimlerin çözüm sürecine dâhil edilmesine karşı çıktığına değinen Yapıcıoğlu, şöyle devam etti: “Şimdi güya Kürt meselesini çözmek için görüşenlerin samimiyetine kaç kişi inanıyor. Çözümden anladıkları şey farklıdır. Devlet anadilde eğitim hakkını bile tanımıyor. PKK`nin elindeki silahı bıraktırmak olarak bakıyor meseleye. Her gün bir PKK yöneticisi silah bırakmak gibi bir gündemlerinin olmadığını söylüyor. Bazı taslaklar medyada yayınlanıyor. Ne var içinde? PKK ve siyasi temsilcileri kendi örgütsel taleplerini Kürt halkının talepleri diye kabul ettirmeye çalışıyor. Bu nedenle de farklı kesimlerin çözüm sürecinde muhatap kabul edilmesine şiddetle itiraz ediyorlar. Hatta kendi dışındaki bütün Kürtleri hain ilan ediyor. Susturmak, kendisine tabi kılmak, o da olmazsa imha etmek istiyor.”

“Anayasal güvenceye bağlanmamış boş lafla kardeşlik olmaz”

Yapıcıoğlu, hükümetin, ana dilde eğitim yaklaşımıyla ilgili, “Devlet, 'Anadilde eğitim hakkı mı dediniz? Öyle bir hak yoktur. Böyle zararlı fikirleri kim aklınıza sokuyor. Hepimiz Müslüman`ız ve Müslümanlar kardeştir. Böyle şeyler isteyip de kardeşliğimizi bozmayın` diyor. Evet, müminler ancak kardeştirler. Ama kardeşliğin de bir hukuku yok mu? Sen kendi anadilinde okurken ben bilmediğim bir dilde okudum. Dilini anlamadığım bir öğretmenden bir şeyler öğrenmeye çalıştım. Benim dilimin farklı oluşunun Allah`ın ayetlerinden olduğunu kabul etmiyor musun? Kabul etmiyorsan ayeti inkâr ediyorsun demektir. Kabul ediyorsan Allah`ın ayetine hürmetkâr ol. İçi doldurulmamış, yasal, anayasal güvenceye bağlanmamış boş lafla kardeşlik olmaz.” ifadelerini kullandı.

“Kerkük`e yapılan saldırıları tasvip etmiyoruz”

Son zamanlarda Kerkük`e yapılan saldırıları tasvip etmediklerini söyleyen Yapıcıoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Son dönemde Kerkük`e yeni saldırılar oldu, İslam adına. Irak Kürdistanı`ndaki Müslüman Kürtler de diğer Kürtler gibi uzun süre laik despot idarecilerin, BAAS diktatörlerinin zulmüne maruz kaldılar. Şimdi biraz nefes almaya başlamışlardı. Bu kez başka bir çatışma ortamı. Müslüman Kürt halkıyla karşı karşıya gelinmesi ve onlarla çatışılmasının İslam`a, İslam ümmetine nasıl bir fayda getireceğini düşünüyorlar? Bütün Müslümanların, bütün ümmetin, ümmetin bir parçası olan Müslüman Kürt halkının haklarına kavuşmaları için çaba içerisinde olması ve destek vermeleri gerekirken, bu saldırıların yapılmasını tasvip etmediğimizi bir kez daha bu vesileyle belirtmek istiyorum.”

“Kürtler çift yönlü baskıdan kurtulmak istiyorsa çare HÜDA PAR`dır”

Polisin yetkilerini artıran iç güvenlik paketinin, 6-8 Ekim olayları bahane edilerek kullanıldığına dikkat çeken Yapıcıoğlu, “Bu bahaneyi hükümetin eline kim verdi? Yoksa bilinçli ve anlaşmalı olarak mı yaptınız? Ya da içinize sızmış MİT elemanları mı yaptı? Eğer öyleyse MİT mi serhıldan gerçekleştirdi? Ya da yukarılarda bir yerlerde bir senaryo yazılmış, sonradan birbirine montajlanacak sahnelerde her biriniz rolünüzü mü oynuyorsunuz? İyi rol yapıyorlar da bir film çevirdiklerini çok belli ediyorlar ve filmin nasıl biteceğini de bilmiyorlar. İşte bu filmin yeni bir sahnesi, OHAL benzeri düzenlemeler, polise gözaltı yetkisi, istediği zaman arama yetkisi. Kürdistan ve Kürtler çift yönlü baskı ve tahakkümden kurtulmak istiyorsa çare HÜDA PAR'dır.” şeklinde konuştu.

Mersin`de üniversite öğrencisi Özgecan Aslan`ın öldürülmesinin kabul edilemez olduğunu aktaran Yapıcıoğlu, toplumda yaşanan ahlaki çöküntü nedeniyle bu tür durumların yaşandığını kaydetti.

Özgecan Aslan cinayeti

Yapıcıoğlu, “10 gün kadar önce Mersin`de üniversite öğrencisi bir genç kız vahşice katledildi. Bu olaydan sonra idam tartışmaları bile yapıldı. Cezaların artırılması gerektiği söylendi. Bu cinayetin kanundaki cezası mevcut en ağır ceza olan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıdır. Bu bile verilse azdır. Ama mesele cezaların azlığı meselesi değildir. Toplumsal ahlak meselesidir. Mesele ilahi ve nebevi ikazlara kulak tıkanmasıdır. Allah korkusu, ahiret inancı ve uhrevi hesap bilinci yok olur veya zayıflarsa, dünyevi cezaları artırmakla, polisiye tedbirlerle benzer olayların önüne geçilemez. İnsanı yaratan onun yapısını ve sorunlarının çözümünü de en iyi bilendir. Belki de o kızcağız minibüse ilk bindiğinde katilinin öyle bir niyeti hiç yoktu. Muhtemelen ikisi yalnız kalınca şeytan fısıldadı ve bu korkunç olay oldu. Bir kadın ile namahrem bir erkeğin kapalı bir mekanda baş başa kalmaları niye haram kılınmış? Böyle söyleyince birileri siz sapık mısınız diyorlar. Bir milyon kadın minibüslere biner, bini baş başa kalır, 999`unda bir şey olmaz. Ama bir tanesinde böyle bir sonuç ortaya çıkar ve milyonlarca kişi bu olayı konuşur. Allah bir daha kimseye böyle bir olay yaşatmasın. İşte İslam daha gerçekleşmeden böyle kötü olayların önünü almaktadır.” ifadelerini kullandı.

 “Halkımıza layıkıyla hizmet etmeyi dini ve insani bir görev görüyoruz”

HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanı Şeyhmus Tanrıkulu da yaptığı konuşmada, Türkiye`de var olan sorunlara yeni ve orijinal çözümler getirdiklerini söyledi.

Tanrıkulu, “Ülkemizdeki farklı kimlik sahibi kişi veya kavimlerin, başta Kürt halkının kimliğinin ve dilinin tanınması, ana dilde eğitim ve öğretimin sağlanması, Kürtçenin 2. resmi dil yapılması ve inancın önündeki tüm engellerin kaldırılması gibi hayati meselelerin mücadelemizin temel hedeflerinden olduğunu belirtiyoruz. Kürt halkının iradesine saygı gösterilmesi ve Kürt halkının fedakârlığı göz ardı edilmemelidir. HÜDA PAR olarak ‘Kavminin efendisi kavmine hizmet edendir` hadisini şiar edinerek, halkımıza layıkıyla hizmet etmeyi dini ve insani bir görev olarak görüyoruz.” şeklinde belirtti.

“Halkın maddi kaynaklarını çıkarları için kullananlar bunun hesabını verecekler”

Belediyeler ve hükümetlerin, halka hizmet etmeyi sürekli ihmal ettiğine dikkat çeken Tanrıkulu, şunları söyledi: “Halkımızın maddi kaynaklarını kişisel ve partisel çıkarları için kullananlar bilmelidirler ki bunun hesabını elbet bir gün vereceklerdir. Zalimlere, hainlere, hırsızlara ve rüşvetçilere sahip çıkan onları koruyan ve kollayan kim olursa olsun bilsinler ki, bu halka hesap vermeseler bile ahirette yüce Allah`a hesap vermekten kaçamayacaklardır.”

HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Abdussamet Yalçın ise yaptığı Kürtçe konuşmada, “HÜDA PAR yeni bir partidir. Bu aşk, coşku ve heyecan ile yenidir. Mücadelesi de yenidir. Çünkü HÜDA PAR Peygamberlerin, Sahabelerin, sıddıkların, salihlerin, ulemanın ve şehitlerin mirasını devralmıştır. HÜDA PAR Hz. Halid bin Velid, oğlu Hz.Süleyman ve 25 şehidin su içtiği çeşmeden cesaretini almıştır. Bu çeşmeden Şeyh Said, Şeyh Zeki, Metin Yüksel ve babası Molla Sadrettin Yüksel`den faydalanmıştır.” ifadelerini kullandı.

Konuşmalardan sonra yapılan seçimlerde HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanlığı`na yeniden Şeyhmus Tanrıkulu seçildi.

(Hamza Adiyaman/Ali Fidancı/M. Zeki Aygur - İLKHA)