Tanıklar dinlenmeden ve hukuki olarak ceza alması için gerekli deliler ortada yok iken kurulan bir kumpas ile kendisine ceza verilen Mustafa Ozan`ın gündeme getirdiğimiz hukuk dışı uygulamaları ve yaşadığı mağduriyetini Rehber TV canlı yayınında anlatan baba Veli Ozan, oğlunun ve aile olarak kendilerinin yaşadığı sıkıntıları anlattı.
Bu konunun bu güne kadar hep göz ardı edildiğini ve seslerini bir türlü bir yere ulaştırma imkânı bulamadıklarını ifade eden baba Veli Ozan, bu mağduriyeti sadece oğlunun yaşamadığını, devletin oğlu üzerinden bütün aileyi adeta cezalandırma yoluna gittiğini ifade etti.
“10 gün boyunca işkence ettiler”
Oğlunun yakalandığı dönemlerde öğrenci olduğunu ve okula gidip geldiğini belirten baba Veli Ozan, o dönemlerde dahi oğlunun çok dindar ve dini hassasiyetleri olan bir çocuk olduğunu belirterek, oğlu Mustafa`nın bu hassasiyetlerini pratikte de yaşamaya gayret ettiğine vurgu yaptı.
Veli Ozan, “Oğlum hem Kur`an-ı Kerim dersi alıyordu hem de veriyordu. Bir gün yine camiden çıkarken iki sivil polis oğlumu yakalıyorlar. Oğlum sanki okuldan kaçmış süsü vererek okula götürmüyorlar. 2 gün boyunca aramama rağmen bulamadım. Daha sonra emniyete gittim. Polis, oğlumun kendilerinde olmadığını söyledi. 3 gün üst üste emniyette gittim. Sonra kendilerinde olduğunu kabul ettiler. 10 gün boyunca işkence ettiler. Halen oğlum Mustafa`nın vücudunda işkence izleri var ve 5 sene kadar sol tarafı felçli bir şekilde kaldı. İşkence zoruyla istediklerini kabul ettirdikten sonrada mahkemeye götürüp tutuklattılar.” şeklinde konuştu.
“Oğlumun hak etmediği bu cezayı alması için ellerinden geleni yaptılar”
Oğlunun yakalandığında bile 18 yaşına girmediğini, ancak 16 yaşlarında olduğunu belirten Veli Ozan, Mustafa`nın okula erken alınması için kendileri tarafından yaşının büyütüldüğü belirterek, bu durumu da defalarca mahkemede dile getirdiklerini söyledi.
Oğlunun suçsuzluğunu ispat edecek tanıkların olduğunu ve bunu defalarca avukat ile de paylaştıklarını ifade eden Veli Ozan, ancak bunu bir türlü kimseye dinletemediklerini ve bu taleplerinin hiçbir zaman dikkate alınmadığını söyledi.
Veli Ozan, “Söylediklerimizi yazdılar ama hep görmezden geldiler, dikkate almadılar. Paralel yapı polisleri olarak bildiğimiz bu adamlar oğlumun hak etmediği bu cezayı alması için ellerinden geleni yaptılar. Bu konuda sadece bize değil birçok insana aynı zulüm yapıldı.” şeklinde konuştu.
“Sarhoş olarak mahkemeye gelen bir hâkimin vereceği adaletin! sorgulanması gerekir”
Verilen haksız cezalar ve çocuklarına yaşatılan sürgün zulümleri ile hem çocuklarının katmerli olarak cezalandırıldıklarını hem de ailelerinin cezalandırıldıklarını belirten Veli Ozan, oğlu Mustafa`nın ceza aldıktan sonra kendilerine yaşatılan sürgün mahiyetindeki sevklerle Erzurum`a ve Gaziantep`e, sevk edildiğini belirtti.
Bu olay başladığından bu yana gerek oğlu Mustafa`nın gerekse de ailesi olarak kendilerinin zulme uğradıklarını ifade eden baba Veli Ozan, sürekli içki içen ve zaman zaman sarhoş olarak mahkemeye gelen bir hâkimin vereceği adaletin de sorgulanması gerektiğini söyledi.
Veli Ozan, “Mahkeme her ertelendiğinde 90 gün erteleniyordu. Nerdeyse cezalarını bu şekilde bitireceklerdi. Hâkim içki içerek mahkemeye geliyor, sonrada hırsını bunlardan çıkarıyordu.” diyerek, gerek mahkeme, gerekse de cezaevi uygulamalarından dolayı yaşadıkları mağduriyet ve dayatılan gayri hukuki uygulamalara dikkat çekti.
“Ona da bu haksızlık yapıldığı zaman biz onun için ağladık”
Yaşadıkları sıkıntıların ve kendilerine dayatılan bu hukuksuzluğun giderilmesi için Cumhurbaşkanı ve Başbakan`a seslenen acılı baba, bir tek isteklerinin olduğunu söyleyerek, gerek oğlunun gerekse de oğlu gibi mağdur edilmiş olanların yeniden yargılanmaları için gerekli yasal işlemlerin yapılmasını talep etti.
Veli Ozan, “Yargı yolunu açsınlar. Adalet yerini bulsun. Cumhurbaşkanı da cezaevinde kaldı. Ona da bu haksızlık yapıldığı zaman biz onun için ağladık. Dindar olduğu için ona bu zulüm reva görüldü. Başbakan olduğu zaman dindar kesimlere ümit oldu ancak düşündüğümüz gibi olmadı. Güvendiğimiz dağlara kar yağdı misali, herkesi unuttu. Erdoğan sesleniyorum! Bu zulme bir dur deyin!” çağrısında bulundu. (Zeki Aygur / Emrah Deniz - İLKHA)