Çaldıran Toplum Sağlığı Merkezi Sorumlu Diş Hekimi İkbal Esra Çakıroğlu, ağız ve diş sağlığı konusunda anne adaylarına uyarılarda bulundu.
Çakıroğlu, “Anne adayları planlanmış bir hamilelikte nasıl öncelikle muayene olup gerekli tetkikleri yaptırıyorsa ağız ve diş sağlığı için de muayene ve gerekli röntgenler aldırmalıdır. Böylece önceden çeşitli önlemler alınarak sorunsuz bir gebelik geçirilebilir. Hamile kadınlarda hormonal dengenin ani değişimine bağlı olarak özellikle diş etleri iltihaplanmalara çok eğilimlidir. Bu değişimler anne adaylarının ağız ve diş sağlığına tehdit oluşturacağından, anne adaylarının gebelik öncesi ve gebelik sonrasında ağız ve diş sağlığı yönünden bütün önlemleri alması gerekmektedir. Dişeti ve diş problemleri yaşayan anne adaylarının öncelikle bu problemleri çözmek için bir diş hekimine müracaat etmeli, ardından gebelik için planlama yapmalıdır.” dedi.
Hamileliğin ilk üç ayının bebek gelişimi açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Çakıroğlu, “Hamileliğin ilk üç ayı bebeğin gelişimi için kritik önem taşımaktadır. Bu dönem öncesinde enfeksiyona karşı önlem alınmalıdır. Bir diş hekimine başvurularak genel muayene, diş taşı temizliği, gerekiyorsa dolguların yapılması, eskimiş köprü ve protezlerin yenilenmesi, gömük kalmış 20 yaş dişlerinin muayenesi veya çekilmesi ve gerekli olan ilaçlı tedavilerin de bu dönemde tamamlanması gerekmektedir. Planlanmış bir gebelik değil ise de hamileliğin fark edildiği anda gebelikle ilgili muayenelerin yanında bir diş hekimine de muhakkak başvurulmalıdır. Hamilelik süresince ağız ve diş bakımına dikkat edilmediği takdirde basit diş eti iltihabı adı verilen ‘gebelik gingivitisi` gelişir. Diş etleri şişkin kırmızı ve kanamalı bir hal alır. Bunu engellemek etkin bir fırçalama yapma ile mümkün olmaktadır. Ayrıca hamilelik döneminde iyi huylu diş eti tümörleri gelişebilir ve gebelik sonrasında kendiliğinden kaybolur.” ifadelerinde bulundu.
Anne adaylarının gebelik öncesinde ağız bakımlarını düzene oturtması gerektiğini söyleyen Çakıroğlu, “Hamilelikte ağızda meydana gelen değişiklikler diş çürümesine neden olabiliyor. Gebe kalındığında hormon seviyelerinde meydana gelen artışlar; kusma, tükürükteki asit düzeyinin yükselmesi, değişen beslenme alışkanlıkları ile çürüğe neden olan gıdaların daha fazla tüketilmesi; diş çürükleri ve diş eti iltihaplarına olan eğilimi bu süreçte arttırır. Bu problemlerin önüne geçilebilmesi için anne adaylarının ağız bakımlarını gebelik öncesinde düzene oturtması gerekmektedir.” şeklinde konuştu.
“Kusmadan sonra fırçalama için 30 dakika beklenmeli”
Hamileliğin ilk aylarında anne adaylarında görülen kusma olaylarının ağız ve diş sağlığı açısından büyük risk oluşturduğunu ifade eden Çakıroğlu, “Sabah bulantıları ile sık sık kusan anne adaylarının ağız ortamı asit seviyesi yükseleceğinden dişlerde aşınma, çürüme ve hassasiyet oranı artar. Bu da yine etkin bir ağız ve diş bakımı ile önlenebilir. Anne adaylarına kusmadan sonra dişlerin fırçalanmasını önermiyoruz. Çünkü asit düzeyi yükselmiş bir ağızda yapılan fırçalama diş yüzeylerinin daha fazla aşınmasına neden olmaktadır. Diş fırçalama 20-30 dakika ertelenmeli, bu süre zarfında ise ağız bol su ile çalkalanmalıdır” dedi.
“Tedavi edilmeyen ağız ve diş problemleri düşüklere sebep olabilir”
Çakıroğlu, “Gebelik öncesi tedavi edilmeyen ağız diş sağlığı sorunları gebelikte anne adayını; enfeksiyon riski, beslenme problemleri, psikolojik sorunlar ve stresle karşı karşıya bırakabilir. Bunların sonucunda da düşüklere, erken doğuma, bebeğin düşük kilolu doğmasına ve hamileliğin sıkıntılı geçmesine sebep olabilmektedir.” diyerek anne adaylarını uyarılarda bulundu.
Hamilelik Sırasında Diş Tedavisi
Planlı veya plansız gebeliklerde karşılaşılabilecek ağız ve diş sağlığı problemlerinin önlenebilmesi için üç aylık periyotlarla gebeliği takip eden doktorun bilgisi dâhilinde diş hekimi kontrollerinin yapılması gerektiğini belirten Çakıroğlu, “Bu kontroller sırasında gebeliğin kaçıncı haftasında olunduğu diş hekimlerine belirtilmelidir. Çünkü ilk üç ayda bebeğin organ gelişimi olduğu için acil müdahaleler dışında işlem yapılmamaktadır. Tedavi için en uygun zaman gebeliğin dördüncü, beşinci ve altıncı ayıdır. Gebeliğin son üç aylık döneminde ise bebeğin gelişimine bağlı olarak anne karnın büyümesi ve annenin müdahale süresi boyunca sırt üstü yatacağından dolayı bebeğin büyük damarlara yapacağı baskı dolaşım sitemini etkiler. Bunun sonucunda da annede tansiyon düşüklüğü, bebeğe anneden taşınan oksijende azalma olur. Bu sebeplerden dolayı gebeliğin ilk ve son üç ayında acil tedaviler dışında diş tedavileri önerilmez.” diye konuştu.
Hamilelik öncesi ve hamilelik süresi boyunca anne adaylarından diş hekimlerine sıkça sorulan soruları başlıklar altında da açıklayan Çakıroğlu, şöyle devam etti: “Hamilelikte yapılacak tedavi sırasında kullanılacak olan anesteziler anne adayının herhangi bir alerjisi yoksa yine gebeliği takip eden hekim bilgisi dâhilinde uygulanabilir. Hamilelik sırasında röntgen ışınından mümkün olduğunca kaçınılması gerekmektedir.”
Her Hamilelikte Bir Diş Kaybedilebilir Mi?
Halk tarafından bilinen yanlış bilgilere de değinen Çakıroğlu, “Her hamilelikte bir diş kaybedilir! Bu, anne adaylarının akıllarına takılan kulaktan dolma yanlış bir bilgidir. Bebeklerin anne karnındayken kalsiyum ihtiyaçlarını annenin dişlerinden karşıladığı düşüncesi doğru değildir. Kalsiyumun vücutta en çok depolandığı yer kemiklerdir. Yapılan tahliller sonucunda anne adayında kalsiyum eksikliği tespit edilmişse gebeliği takip eden hekim tarafından kalsiyum takviyesi yapılması gerekir. Hamilelik öncesi ve hamilelik sırasında doğru bir ağız ve diş bakımı yapan anne adayları bu süreçte hiçbir diş kaybına uğramayacaktır.” dedi. (İLKHA)