İnsani Hak ve Hürriyetler Derneği (HÜR- DER) Batman Şube Başkanı Faysal Yaman, Rusya'ya bağlı Moldovya Özerk Cumhuriyeti'nde Rusya'da yüksek mahkemesinin orta, lise ve dengi okullarda başörtüsünün yasaklanması kararını onaylamasını kınadı.
Yaman açıklamasında, Avrupa devletlerinin kendisi için uyguladığı özgürlüğü, Müslümanlar için uygulamadığını söyledi.
“Avrupa kendisinden olmayanlar için insan haklarını yok sayabilmektedir”
Avrupa’nın insani hak ve hürriyetler noktasında kirli bir geçmişinin ve adil olmayan bir anlayışının olduğuna işaret eden Yaman, “Avrupa kendileri için, ya da çevresi için bir çeşit insan haklarını uygularken ve bazı hakları kendileri için savunurken, kendisinden olmayanlar için insan haklarını yok sayabilmektedirler. Bunun en bariz örneği, ‘düşünce özgürlüğü’ adı altında ortaya çıkmaktadır. ‘Düşünce özgürlüğü’ adı altında Peygamberimize, İslam’a ve onun değerlerine istenilen hakareti serbest görürken, bunu ‘düşünce özgürlüğü’ kapsamına koyabilirken, aynı zamanda Yahudilerin yaptıkları katliamlara ‘katliam’ demeyi dahi suç sınıfına koyabilmektedir. Bu başlı başına bir çelişkidir.” dedi.
“Avrupa devletleri, İslami değerlere karşı yasaklayıcı yollara gitmektedir”
Adaletin ve hakkaniyetin gerçekleşmesinin, adil ve herkese eşit şekilde yaklaşılması ile mümkün olabileceğinin altını çizen Yaman, “Fakat Avrupa devletleri ne yazık ki, bu eşit yaklaşımı yerine getirmemektedirler. Bilhassa İslami değerlere karşı yasaklayıcı yollara gidebilmektedirler. Avrupa devletlerinde başörtüsünün yasaklanması, utanılacak bir durumdur. İğrençliği, çirkefliği, esrarı, uyuşturucuyu, fuhşu, zinayı ve her türlü kötülük serbest sayılıp, insan hakları sınıfında insanların yaşamları için serbest görülebilirken, insanların Müslümanca yaşaması, Allah’ın emirlerini yerine getirebilmesi yasaklanabilmektedirler. Oysa diğer tüm iğrençlikler insanlara zarar verirken, Müslümanca yaşamak veya kadınların örtünmesi, hiç kimseye zarar vermemektedir.” diye konuştu.
“İslam’a ve Müslümanlara karşı yapılan saldırılar görmezden geliniyor”
“Kesinlikle faydası olan ve zararı olmayan Müslümanların değerlerini sadece kendi çirkeflikleri nedeniyle yasaklayabilmektedirler” diyen Yaman, “Bunun insan haklarıyla uyuşması mümkün değildir ve kabul edilemez bir gerçektir. Aynı zamanda Amerika’da veya Avrupa’da 11 Eylül veya Fransa’daki gibi, herhangi bir kişiye veya bir yere yapılan saldırıda tüm dünyayı ayağa kaldırabilmekte ve dünya liderlerini bir araya toplayarak seslerini duyurabilmektedirler. Fakat ne yazık ki aynı kişiler, dünyanın başka bir yerinde ya da kendi ülkelerinde İslam’a ve Müslümanlara karşı yapılan saldırıları ise görmemezlikten gelebilmekte, sessiz kalabilmektedirler. Örneğin, camilere yapılan onlarca saldırılar var. Bu camilere yapılan saldırıların faillerinin hiçbiri bulunamamaktadır. Aynı zamanda Müslümanlara yapılan katliamlar var. Bunlara da sessiz kalınmakta ve üstü örtülmektedir.” ifadelerini kullandı.
“Avrupa, adalet ve insan hakları noktasında aslında kaybeden bir ülkedir”
Yaman açıklamasının sonunda şunları kaydetti: “Bu devletler kendi içlerinde olan bir olay nedeniyle, ya da kendi devletlerinde gerçekleşen bir saldırı nedeniyle, hiç alakası olamayan değişik devletlere saldırabilmekte ve birçok insanı katledebilmektedirler. Örneğin, Afganistan, Suriye, Mısır, Irak, Çeçenistan, Bosna Hersek ve Filistin gibi devletlerdeki insanların yerleşim yerlerini, başka bir ülkede yapılan bir suç nedeniyle bombalayabilmekte, çocuklar, kadınlar, yaşlılar, binlerce insan öldürülebilmektedir. Bunu da normal bir şeymiş gibi gösterebilmektedirler. Bu caniyane, vahşiyane bir şeydir. Avrupa devletlerinin insan haklarını ortaya koyan ikiyüzlü, çirkef bir politikasıdır. Avrupa, adalet ve insan hakları noktasında aslında kaybeden bir ülkedir. Kendi çıkarları, kendi insanları dışında kimseyi insan olarak görmemektedirler. Bu iki yüzlü politikalarının gösterilmesi ve halkın bunu iyi görmesi gerekir.” (M. Fatih Akgül-İLKHA)