Bir ülke düşününki, bütün amir ve memurları sanık sandalyesinde oturmuş, işlediği suçların hesabını veriyorlar ya da öyle görünüyorlar. Devletin en tepe insanından, dairesinin her bir memuruna kadar mahkûm. Asker mahkûm, öğretmen mahkûm, bakanlar mahkûm, hatta ve hatta ülkenin asayişinden mesûl hak ve hukuku tesis edecek savcı, avukat, hâkimler bile mahkûm…

Demokrasi`nin tanımını yaparlarken, "Halkın kendi kendini yönetmesi, özgür kararlarını kendi başına alınması, kimsenin kimsenin inancına karışmaması." Bana demokrasinin inşa etmiş olduğu okullarda böyle öğretilmişti. Belki de öğretmenlerde bilmiyordu.
Ne var ki o zamandan bu yana takıldığım bir şey vardı. İnsanlar kendi kendilerini nasıl idare ederler. Kâinatın sahibi kâinata, işyerinin sahibi işyerine hükmeder, insanın başında ise bir amir olur, amir emir verir halk ise riayet eder.

Zaman ilerledi, yaşım büyüdü, fikirlerim oturdu. İşte tam o zaman demokrasinin asıl tanımını idrak etmeye başladım. Meğer anlatılanlar romanın sadece kapağıymış, içerik ise kapaktan çok farklıymış.

Demokrasi tepedekilerin özgür hareket edip, evinin altına cephane gizlemesi, sanık konumunda iken savcıya emir vermesi, İslam ile mücadele edip başörtüsüne tahammül etmemekmiş. Yani benim bu zamana kadar öğrendiğim sadece demo (bilgisayarlarda kısıtlı program süresi) imiş. Demo`nun süreli ve kısıtlı olduğunu, örtüsüzlükten sonra örtüye bürünen ceylan kadar masum, kuş kadar günahsız bacılarımın, örtündükten sonra başlarına gelen musibetlerden öğrendim. Anlayacağınız Demokrasi sadece demo bir bilgisayar programı gibiymiş. Süresiz yapmak ise ancak crack`lerle olabilir. O yönteminde faturası ağır ödetilir. Yakalanıldığı zaman ağır hapis cezalarına çarpıtılır. Anlayacağınız ceylan yürekli, kuş masumiyeti bacılarım ancak örtünüzü çıkartarak demo sürümünden lisanslı sürüme geçebilirsiniz.

Bu ülkede yaşamak istiyorsanız ve Sümeyra`nın imanını kuşanmak istiyorsanız, benim gibi geç öğrenmeyin demokrasiyi. Demokrasinin lisanslı sürümünü almak istiyorsanız, öncelikle başlarınızı açmalısınız, sakal mı? Kirlisini bile bırakıp altından çevirme yapmayın. O zaman görürsünüz demokrasinin sadece demo sürüm olduğunu.

Bu ülkede namaz kılıyor, Kur`an-ı Kerim öğretiyorsanız elinizin altındaki demokrasi sadece demo sürümlüdür. Crack`ını mı kullanacaksınız? Kullanın da görün 16`ya 27 cm. uzunluğundaki havalandırma alanını. Demokrasinin bu versiyonunda özgürlüğünüzden hiç söz etmeyin. Zira bu ülkede adalet vicdandan mahrum kalmış. Vicdani muhasebeden mahrum kalan bir adalet anlayışı ise, cani canavarların kuş kadar masum ceylanı hunharca parçalamasına benzer. Soru sorulmaz, savunma alınmaz…

Bu ülkenin camileri yok mu? Elbette vardır. Güvenlik adı altında mobesse kameralar eşliğinde namaz kılmak isterseniz, muhakkak her köşede bir camii bulabilirsiniz. Ama sakın ola ki camilerde namaz kılarken ellerinizi kalbinizin üzerinde bağlamayın. Böyle namaz kılanlar demokrasi`nin crack`ını bulanlardır, bunların cezası ise, önce gözaltına alınıp sorgulanmadan soğuk dehlizli hücrelere tıkatılıp bir süre sonra, ailenizin ulaşamayacağı beldelere sürgün edilmektir. Ha unutmadan şunu da söyleyeyim; Demokrasinin 90`lı yıllarında saydıklarımı yapacak olursanız, gireceğiniz hücre ve zindanlardan önce, iyi bir yıkama yağlamadan geçerdiniz. Önce tazyikli bir suyla temizlerlerdi, sonra kurulanmanız için yüksek voltajda elektriklenirdiniz, sonra da ölmemeniz için bir hücrenin kapısına bağlarlardı ta ki ciğerleriniz soluklanıncaya kadar bir damla su bile içemezdiniz. Şükür edin ki demokrasinin demo versiyonunda az bir düzelme var, yoksa…
Ne siz sorun ne ben söyleyeyim.

Söylenecek ve dersini verecek o kadar çok şey var ki kardeşim!

Ne demokrasiyi nede demo versiyonunu anlatmaya sayfalar yetmez. Ama yinede ne olursa olsun. Hicrete maruz kalsanız da, örtüleriniz uğruna kampüs önlerinde bekleseniz de, inancınız uğruna zindanlara girseniz de yüreklerinizle, cani canavarların önünde aslan kesilmeye devam edin. Zira hicret bitti. Şimdi geriye dönüp hesap sorma zamanıdır. Sonuç ne olursa olsun.

Hicret kaçış değil, bilakis geri dönüp hesap sorma eylemidir. Geri dönün…

Allah`a emanet olun

Muhammed Yusuf Şehitoğlu / Doğruhaber