RAMALLAH - Evi Yahudi yerleşim biriminin ortasında kalan Filistinli Sadaat Sabri Garib, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sürekli baskı ve hakarete maruz kalmalarına karşın evini terk etmemekte kararlı olduklarını belirtti.
Yaşadıkları bölgeyi hapishaneye benzeten Garib, "2007 yılından beri bu küçük hapishanede yaşıyoruz. Siyonistler her yanımızı dikenli tellerle çevirdiler. Evimize bir kapıdan giriyoruz. Saat başı kamera sistemleri izleniyoruz. Bizi buradan çıkararak buraya el koymaya çalışıyorlar. Bize her gün cehennem azabı" dedi.
Garib, AA muhabirine açıklama yaptığı sırada evinin yerleşimciler tarafından taşlanması üzerine, "İşte gördünüz bizi nasıl taşladılar. Onlar bize taş da atsalar ateş de açsalar hatta füze ile saldırsalar buradan ayrılmayacağız. Burası bize 2012 yılında ölen babamın mirası ve o da böyle yapmamızı tavsiye ederdi" diye konuştu.
Ev taşlandığı sırada bahçede oynayan çocuklar ise yerleşimcilere seslenerek, topraklarını terk etmeyeceklerini söyledi.
Garib'in 10 yaşındaki yeğeni Ahmed Mahmud Sabri da evi terk etmeyeceklerini belirterek, "Dedem, ne kadar acı çeksek bile kararlı olmamızı söylerdi. Onlar bizim topraklarımızı çaldılar ve onlar buradan gitmelidir" dedi.
Garib'in 11 yaşındaki oğlu Muntasır Sabri ise yerleşimcilerin kendilerine hakaret etmesine rağmen yerleşimcileri umursamadan oyun oynadıkları dile getirdi.
130 metre kare alan üzerine 1977 yılında inşa edilen 100 metre kareyi aşmayan bir bahçesi olan evde yaşayan Garib, Yahudi yerleşimciler gelmeden önce 110 dönüm olan arazilerinin 40 dönümüne Yahudilerin yerleştiğini geri kalan arazisine ise ayrım duvarının inşa edildiğini kaydetti.
İsrail işgalinin 1978 yılında yoğunlaştığını söyleyen Garib, şöyle konuştu:
"O zaman bazı yerleşimciler Babam el-Hac Sabri ile arazisini 2 milyon dolar karşılığı satması için pazarlık yaptı. Bu hayali bir meblağdı. İsrail yüksek mahkemesi tarafından arazinin mülkiyetinin aileye ait olduğuna dair yargı kararları olmasına rağmen yerleşimciler en sonuncusu 2006 olmak üzere kademeli olarak araziye el koydu."
Garib, İsrail askerleri tarafından evin girişine konulan kapının, 2009'da ailenin kapının sürekli açık kalması için mahkeme kararı çıkartıncaya kadar elektronik olarak kapanıp açıldığı belirtti.
Ev ile arazinin değerinin düşük olduğuna işaret eden Garip, "5 bin dolardan fazla etmemesine rağmen bana evimi boşaltmam ve satmam için açık çek sunuyorlar. Bunu reddettiğim için her gün olağan üstü saldırılara maruz kalıyoruz. İsrail evimizde tadilat yapmamızı hatta ağaç dikmemizi dahi yasakladı" dedi.
Eski Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Navi Pillay ve dönemin Filistin Başbakanı Selam Fayyad, 2011 yılında Garib ailesinin evini ziyaret etmiş ve ailenin içine düşürüldüğü durumu "İnsanlık dışı" olarak nitelendirmişti.
Filistin İstatistik Kurumuna göre, 1948 sınırları ile ayrım duvarları arasında kalan Filistinlilere ait araziler 2012 yılında 680 kilometre kareye ulaşmıştı.
Dünyanın farklı ülkelerinden getirilerek İsrail yönetiminin işgal politikası çerçevesinde Batı Şeria ve Doğu Kudüs'e yerleştirilen Yahudi yerleşimcilerinin silah taşımaları ve Filistinli sivilleri zaman zaman sözlü ya da fiziksel olarak taciz etmeleri, yerel halk ile yerleşimciler arasında sürtüşmelere neden oluyor.
İsrail, Batı Şeria'yı Yahuda ve Samarya şeklinde adlandırarak kendi toprağı olarak görüyor. Batı Şeria'da 2 milyon 300 bin, Doğu Kudüs'te ise 200 bin Yahudi yerleşimci bulunuyor.