Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) İzmir 1. Olağan İl kongresini gerçekleştirdi. Karabağlar İhsan Alyanak Kapalı Spor Salonunda gerçekleşen kongreye partinin genel başkan yardımcıları Sait Şahin ve Hasan Aşkın, siyasi parti temsilcileri, STK temsilcileri, parti üyeleri ve halk katıldı. Kongre Kur`an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ardından HÜDA PAR İzmir İl Başkanı Hüseyin Şani açılış konuşması yaptı.

"Biz siyasetteki varlığımızı öze dönüş olarak nitelendiriyoruz"

Divan kurulu seçiminden sonra HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin bir konuşma gerçekleştirdi.

Şahin, siyasetteki amaç ve hedeflerine değinerek, “Biz siyasetteki varlığımızı öze dönüş olarak nitelendiriyoruz. İnsanda öze dönüş, toplumda öze dönüş ve devlette öze dönüş. İnsanın fıtrat üzerine formatlanması lazım. İnsanın insani değerler üzerine tekrar formatlanması, fıtratına dönmesi lazım. Toplumun da kardeşlik, birlik, beraberlik, huzur üzerine; bütün farklılıklarıyla, bütün renkleriyle beraber yaşayıp özüne dönmesi lazım. Her şeyden önce devletin adalet özüne dönmesi lazım. Çünkü adaletin sağlandığı bir toplumda fertlerin öze dönüşü çok rahat bir şekilde yaşanır. Biz siyasete bu amaç ve hedeflerle  girdik.” Dedi.

“Seçim barajı, sistemin kara deliklerinden biridir”

Mevcut seçim barajının sistemin kara deliklerinden biri olduğunu belirten Şahin; “Türkiye`de sistem çok ciddi kara delikler oluşturmuş. Sistemin kara delikleri var. Toplumun farklılıklarını yutan kara delikleri var. Siyasette, ekonomide, sosyal alanda, eğitim alanında kara delikler var. Sistemin kara delikleri toplumun değerlerini yutuyor, toplumun farklılıklarını yutuyor. Bu kara deliklerin kapanması lazım. Sistem siyasi alanda baskı oluşturmuş. Farklılıklar temsiliyette yer bulamasınlar diye. Bakın bir seçim barajı var. Bu, sistemin siyasi alandaki kara deliklerinden bir tanesidir ve baskı unsurlarından bir tanesidir. Bir ülkede seçim barajının olması, o ülkenin toplumsal farklılıklarının temsiliyyetinin önünün alınması demektir. Türkiye`deki seçim barajı da öyle az buz bir seçim barajı değildir. Yüzde on seçim barajı toplumun faklı kesimlerinin kendilerini idarede temsil etme, ifade etme yolunun tıkanması demektir. Bu yönüyle başlı başına bir zulümdür. Bizce de bu ülkede hiçbir seçim barajı olamamalı. Otuz bin Süryani ülkenin neresinde olursa olsun temsilcisini meclise gönderebilmeli. Alevi`si, Kürd`ü, Türk`ü gönderebilmeli. Çünkü Allah insanı hür yaratmıştır. İradesiyle, aklıyla da hür bırakmıştır. Yolunu seçmekte hür bırakmıştır. Ancak bu seçim barajı temsiliyyette adaleti ortadan kaldırıyor. O açıdan bu seçim barajı ortadan kalkması lazım” ifadelerine yer verdi.

“Derin yapıların asıl faaliyet alanı Fırat'ın doğsudur”

Türkiye`de farklı görüşlere ve farklı İslami camialara yönelik büyük mağduriyetler yaşatıldığına vurgu yapan Şahin; darbeleri, askeri vesayeti, derin devleti ülkenin geneline kan kusturan yapılar olarak nitelendirdi.

Şahin daha çok bu yapıların asıl faaliyet alanının Fırat`ın doğusu olduğunun altını çizerek  kongre konuşmasını şöyle sürdürdü: Fırat`ın doğusu; Jitem`in, Ergenekon`un fail-i meçhuller mezarlığıdır. Binlerce, on binlerce insan Jitem, Ergenekon, Derin Devlet tarafından kaçırılmıştır, işkence edilmiştir ve infaz edilmiştir. Bu insanların akıbetleri bilinmez. Çocukları babalarından haberdar değildir, babalarının akıbetlerini bilmezler.  Çok yakın bir zamanda STK`lara, farklı İslami kesimlere yönelik olarak çok ciddi mağduriyetler yaşatıldı. Ve bunlarla alakalı olarak, bizler dosyalar hazırlayarak iktidarın önüne koyduk. Mesela Elazığ İhya-Der dosyası. Yasal izinleri alınmış Filistin`e yardım kermesinden dolayı, Kutlu Doğum Etkinliği düzenlemekten dolayı, Gıyabi Cenaze Namazları kılmaktan dolayı 19 kişiye toplam 150 yıl ceza verildi. Vahdet-Der, Mustazaf-Der dosyaları hakeza. Diğer İslami kesimlere yönelik operasyonlar hakeza.  Biz bu dosyaları o gün hükümetin önüne götürdük. bu zulmü görün dedik. Ama döndüler bize dediler ki, ‘yok canım abartıyorsunuz`. Bu ülkenin polisi böyle bir şey yapmaz dediler.”

“Paralel Yapı`nın, PKK`nin ve Derin Devletin en büyük mağduru biziz”

Hükümeti 'Paralel Yapı' konusunda daha önce defalarca uyardıkların ifade eden Şahin, ancak Hükümetin buna lakayt kaldığını dikkat çektikten sonra, “ 17-25 Aralık günlerinde bu ülkenin polisinin neler yaptığını gördüler. Bu ülkenin polisinin darbe yapabileceğini gördüler. Bu noktada tehlikeyi daha yeni yeni fark ettiler. Ama yine şaşı baktılar ve şaşı bakmaya da devam ediyorlar. Bu defa da yaşanan her şeyi Paralel Yapıya yıkmaya çalışıyorlar. Bizler siyasette insafla hareket ediyoruz. Bir yapının zulmünü yaşasak da, bir iktidarın zulmünü yaşasak da, bir örgütün zulmünü yaşasak da biz insaf diyoruz. Ne onun yanlışlarını görmemezlikten geliriz, ne de onun doğrularını yanlışlarına katarak toptancı bir anlayış sergileriz. Başkalarının yanlışlarını getirip onların üzerine bina etmeyiz, onların üzerine yıkmayız. Biz Allah`ın önümüze koyduğu ‘bir kavme olan kininiz sizi adaletsizliğe sevk etmesin` emri ilahisiyle hareket ederiz. Paralel Yapı`nın, PKK`nin, Derin Devletin en büyük mağduru biziz. İktidarın sorumluluğu döneminde mağduriyetler yaşayan biziz. Ama ona rağmen hepsini birbirine karıştırmıyoruz. İktidarın doğrularına doğru diyoruz. Yanlışlarına da yanlış diyoruz.” İfadelerini kullandı.

“HÜDA PAR gün geçtikçe büyüyor”

Birçok saldırıya rağmen HÜDA PAR`ın gün geçtikçe büyüdüğünün altını çizen Sait Şahin şöyle devam etti:“Bugün PKK`nın güçlü olduğu yerlerde seçimlerin bir de silah barajı var. İl merkezlerinde dahi bu silah barajı konuşuyor. Maalesef bu etkilidir ve maalesef insanlar bu barajı aşamıyorlar. Devlet de bu konuda aciz kalıyor. Devlet, insanların özgür, hür iradeleriyle oy kullanacakları bir ortamı sağlamıyor. Bu yönüyle HÜDA PAR olarak, iki seçim barajıyla karşı karşıyayız. Bizler bu zorluklarla mücadele ediyoruz. Elhamdülillah, gün geçtikçe sesimizi duyuruyoruz ve gün geçtikçe büyüyoruz, güçleniyoruz. Birilerinin saldırılarına, kardeşlerimizin vahşice katledilmelerine rağmen bizler gün geçtikçe bu alanda büyüyoruz.”

“  Kürtler HDP'den ibaret değil…HDP/PKK İslam'a karşı bir projedir”

HDP/PKK`nin toplumun inanç değerlerine düşman olduğunu vurgulayan Şahin, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi`nin düzenlediği etkinlikte çarşafın kölelik simgesi olarak gösterilmesine  de sert tepki gösterdi.

Çözüm sürecinde çok yanlışların olduğunun altını çizen Şahin devamla, "HDP/PKK Kürtlerin tek temsilcisi olarak muhatap alındı ve güçlendirildi. PKK, tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar askeri, siyasi, sosyal ve iktisadi olarak güçlenmiş. Uluslararası destek almış. Hesaplar doğrultusunda ittifaklar kuruyor, taşeron olarak ihaleler alıyor. HDP/PKK, Çözüm sürecinden güçlenerek çıktı. Şimdi geldiğimiz noktada HDP bunu kullanıyor. Kürtler HDP`den ibaret değildir. Kürt halkı HDP`ye mecbur değildir. Kürt halkı, PKK`nin silahları altında dini, ahlakını kaybetmeye mecbur değildir. Çünkü HDP/PKK İslam`a karşı bir projedir. Kürtleri dinsizleştirme projesidir. Daha dün bile sosyal medyaya yansıdı. Diyarbakır belediye başkanı sanat adı altında bir etkinliğe katılıyor. Orada zincire vurulmuş çarşaflılar sergileniyor. O da sırıtarak bunu seyrediyor. Bunlar toplumun inanç değerlerine düşmandır. Her fırsatta İslam`ın kutsallarını aşağılamak, toplumun nezdinde itibarsızlaştırmak için uğraşıyorlar. PKK silahla Müslümanlara saldırıyor; HDP de siyasetle saldırıyor.”  İfadelerini kullandı.  

Kongrede faaliyet ve mali raporların okunmasının ardından seçime geçildi. Tek listeyle girilen seçimde mevcut İl Başkanı Hüseyin Şani yeniden seçildi.

Kongre Salonuna Şeyh Said, Bediüzzaman Said Nursi, İskilipli Atıf Hoca, Hasan el-Benna, Şeyh Ahmet Yasin, Abdulkadir Molla, Malcolm X, Erbilli Esat Efendi, Sütçü İmam ve 6-7 Ekim Kobani bahaneli olaylarda katledilen Yasin Börü ve arkadaşlarının resimlerinin asılması dikkatlerden kaçmadı.

 (Yunus Şani – İLKHA)