Doğruhaber / Tarihte Bugün/ 7 Şubat

GÜNÜN AYETİ

“Ona 'Allah'tan kork' denildiği zaman gururu, kendisini günaha sürükler...” (Bakara suresi 206. ayetin meali)

GÜNÜN HADİSİ
“Hz. Peygamber, bir kişiye 'Sağ elinle ye!' dedi. O kişi; 'Benim sağ elimle yemeye gücüm yetmiyor!' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber; 'Gücün yetmesin!' dedi. O kişiyi sağ eliyle yemekten gururu menetmişti. Râvî der ki: 'Bu kişinin, Hz. Peygamber'in bedduasından sonra artık sağ elini kaldırmaya gücü yetmedi.” (Müslim)

GÜNÜN SÖZÜ
" Kendisine 'Allah'tan kork' denildiği zaman, 'Sen kendi nefsine karış ve kendini düzelt!' diye karşılık vermek, günah olarak yeter de artar bile!" (İbn-i Mes`ud)

TARİHTE BUGÜN

1924: Nezihe Muhittin'in başkanlığında Türk Kadınlar Birliği kuruldu.

Nezihe Muhittin İstanbullu varlıklı bir ailenin kızıdır. Cumhuriyetten önce, Osmanlı döneminde de Feminist hareketin içindedir. "Atatürk kadınlara haklarını verdi" diyenler biraz yanılıyorlar. Çünkü, Nezihe Muhittin, 16 haziran 1923'te Kadınlar Halk Fırkasını kurmuş ve kadınlar için oy hakkı savaşımını vermiştir. Ancak Atatürk kadınlara parti kurma hakkını tanımadığı için, Nezihe Muhittin ve arkadaşları partiyi kapatmak zorunda kalmışlardır. Hatta bir dönem kadınlar için bir parti kurma teşebbüsleri rejimin sözcüsü Cumhuriyet Gazetesinde "Havva'nın kızları, meclise girip yılın manto modasını tartışacak" diye alaya almıştır. Tüm bunlara rağmen Nezihe Muhittin, hayatı boyunca rejim ile örtüşen feminist fikirleri doğrultusunda Müslüman kadını dönüştürme projesinin parçası olmuş, bunun gayretini vermiştir.

1942: Hırvat Naziler Banja Luka'da, aralarında 551 çocuğun da bulunduğu 2 bin 300 Sırbistanlıyı katlettiler.

1945: Müttefik liderlerinden Başbakan Winston Churchill, ABD Başkanı Franklin Roosevelt ve Mareşal Josef Stalin, Karadeniz'de gizli bir yerde Almanya'ya karşı verilen savaşın sonunu ve Avrupa'nın geleceğini görüştüler.

1974: Maraş`a "Kahramanlık" unvanının verildi.

1974: CHP-MSP Hükümeti 126 ret ve 2 çekimser oya karşılık 235 kabul oyuyla Meclis'te güvenoyu aldı. Erbakan Hoca ve Ecevit hükümet ortağı oldular.

1983: Eski Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Turgut Özal, "Artık yeniden bürokrat olamam, müsteşarlık yapmam mümkün değil. Kendi programımı uygulayabilirsem parti kuracağım. Ancak ikinci, üçüncü adam olarak belirli işleri yapmak mümkün olmadığı için kendi programımı kendim yapacağım" dedi.

1990: SSCB dağıldı. Sovyet Komünist Partisi güç monopolünü devretmeye hazır olduğunu açıkladı.
Allah Teala Ankebut Suresinin 57. ayetinde "Her nefis ölümü tadacaktır. sonra bize döndürüleceksiniz" buyurmaktadır. Yine A'raf suresi 34 ve Yunus Suresi 49 gibi ayetlerden öğrendiğimiz kadarıyla milletlerin de devletlerin de bir eceli vardır. Ne kadar zengin, ne kadar güçlü, ne kadar büyük olursa olsun tıpkı insanlar ve nefis taşıyan her canlı gibi devletler de ölecektir, yok olacaktır. Zira baki olan sadece Allah'tır.

1992: Avrupa Topluluğu üyesi ülkeler arasında Avrupa Birliği'ni oluşturan Maastricht Antlaşması imzalandı.
Maastricht Anlaşması, 7 Şubat 1992 de imzalanan ve Avrupa Ekonomik Topluluğu kısa adıyla  AET'nin Avrupa Birliği yani AB olması yolundaki son adım olan ekonomik ve parasal birliği de gerçeklestirme yoluna girdiği anlaşmadır. Dünyevi menfaatleri üzerinden bir araya gelen Avrupa ülkeleri adım adım birliklerini güçlendirdiler.  Avrupa Ekonomik Topluluğu, Avrupalı Devletlerin daha çok ekonomik saiklerle bir araya gelerek oluşturdukları bir topluluktu. Zamanla bunu geliştirmeye ve askeri, siyasal, sosyal, savunma gibi çok farklı alanlarda birliktelik oluşturmak üzere Avrupa Ekonomik Topluluğundan Avrupa Birliğine geçiş yaptılar. Böylelikle sadece ekonomide değil çok farklı alanlarda güçlerini birleştirdiler. Bu da Maastricht Anlaşmasıyla sağlanmıştır.

1999:1935'de doğan Ürdün kralı Hüseyin Bin Tallal öldü. Veliaht Prens II. Abdullah babasının yerine geçti.

Ürdün Ortadoğu'da bir Arap ülkesidir. Kuzeyinde Suriye, kuzey doğusunda Irak, güneyinde ve doğusunda Suudi Arabistan, batısında İsrail ve Batı Şeria ile sınır komşusudur. Osmanlı toprakları işgal edilince 1921 yılında İngiliz mandası olarak Mavera-i Ürdün Emirliği adını aldı ve başına da Şerif Hüseyin'in oğlu I. Abdullah geçti. I. Abdullah, İngilizlerden bağımsız hareket etmek isteyince öldürüldü ve yerine oğlu Tallal geçti. Tallal da bir süre akli dengesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle tahttan el çektirilmek istendi. Baskılara dayanamayan Tallal tahtını oğlu Hüseyin'e bıraktı. Hüseyin de ölünce yerine geçen oğlu II. Abdullah, Amerika ve İngiltere'de eğitimini tamamladı.

2000: Merkezde görev yapan eski Batman Valisi Salih Şarman, valiliği döneminde ''usulsüz silah ithal edildiği '' iddiaları konusunda, ''Silah ithal etmek için Başbakanlıktan onay aldıklarını'' söyledi. Derin devletin işlediği cinayetlerin bir bir ortaya çıktığı 2000'larda durum daha iyi analiz ediliyor. Derin Devlet, fail-i meçhul cinayetlerde bu işe müsait resmi görevlileri, çete ve mafya mensuplarıyla itirafçı katilleri kullanmıştır. Peki işlenen cinayetlerde kullanılan silahlar? Devlet pekala polisin veya askerin envanterindeki silahları kullanamazdı. Bunun için yasa dışı yollardan silah temin edip kullanmalıydı. Düşünebiliyor musunuz, adına derin denen devlet, cinayet işlemek için tıpkı silah kaçakçıları gibi yasa dışı yollardan silah getirtip, bugün artık malum olan cinayetlerde kullanmıştır. Batman eski valisi Salih Şarman'ın bu silah kaçakçılığının içinde etkin olarak bulunduğu ortaya çıkınca "Hükümetin haberi vardı" demiş, ama bu onu kurtaramamıştı. Bu suçtan dolayı ceza alıp cezaevinde de yattı. O dönemde kendi adını temizlemek için başta Salih Şarman olmak üzere pisliği çıkan bazı görevliler ortaya bazı örgütlerin adını atarak bilgi kirliliği oluşturmak istemişti.

2006: Genelkurmay Askeri Mahkemesi, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli oramiral İlhami Erdil'i ''haksız mal edinmekten'' 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı. Satın aldığı iki gayrimenkulün zor alımına karar verilen Erdil'in TSK'dan çıkarılması kararlaştırıldı.

24 Ağustos 2001 tarihinde emekli olduktan bir kaç yıl sonra hakkında Deniz Kuvvetleri Komutanı olduğu sırada haksız mal edindiği ve yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle dava açıldı. Yargılandığı davada mahkûm olan Erdil, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde cezaevine giren ilk kuvvet komutanı oldu ve rütbesi oramirallikten "er"e indirildi. 1 yıl cezaevinde kaldıktan sonra 3 Temmuz 2008'de cezaevinden çıkmıştır.

2007: Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Yalova'da yaptırdığı bazı binalar 18 Ağustos Marmara Depreminde yıkılan müteahhit Veli Göçer'in 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırdı ilişkin kararı onadı.

2008: Hasan Gerçeker Yargıtay başkanlığına seçilip de mazbatasını alırken yaptığı konuşmasında, türban tartışmalarını basit bir konu olarak indirgemenin mümkün olmadığını belirterek, “Olay basit bir türban sorunu da değildir. Bilimin, teknolojinin bu kadar ileri bir seviyeye ulaştığı bu çağda Tanrı'nın verdiği aklı ve zekayı kullanarak doğruları bulmak yerine hurafelerle dolu bir sisteme geri dönüş çabalarına geçit vermememiz gerekir” dedi. İnsan ölünce Anya'yı Konya'yı görür ya! Onun gibi Başört ve diğer ilahi emirler, hurafe midir yoksa beşeriyetin en büyük kurtuluşu mudur, belli olacak herşey. O gün ne geriye dönüş vardır ne de pişmanlık fayda verir..!

2009: Tunceli'de valiliğin fakirlere beyaz eşya başta olmak üzere ev eşyaları ve yardım dağıtması uzun süre hararetli bir şekilde tartışıldı. Muhalefetin seçimlerden önce Tunceli valisinin Ak Parti il başkanı gibi eşya dağıtmasını eleştirerek merkeze alınmasını istedi. Erdoğan valisine sahip çıkarken seçim öncesine denk getirilen yardımların etik olmadığı çokları tarafından ifade edildi. Bu arada Tunceli valiliğinin daha su şebekesi bile çekilmemiş köylere bile çamaşır makinası dağıtması Türk siyasi tarihine trajikomik vakalardan biri olarak geçti.

2009: Malezya Devlet Din İşleri, 2005 yılında verilen "Sevgililer Günü haramdır" fetvasını hatırlatarak Malezyalı müslümanların 14 Şubat Sevgiler Gününü kutlamamaları istedi. Müftü Muhammed Tahrir Samsudin, bu günün İslam dışı bir kutlama olduğunu belirtti. Bu tür kutlamaların Hıristiyanlıkla ilgili unsurlar barındırdığını söyleyen Samsudin, Sevgililer Günü kutlamasının İslam ilkeleri ve değerlerinin ihlali anlamına geldiğini söyledi. Bu haber, Türkiye'de malum medya tarafından hor görülerek verildi.