İşte Emin Pazarcı'nın Akşam Gazetesinde çıkan bugünkü makalesi...

Tüyler ürperten iddialar

Paralelci polis, uygun savcı ve hakim troykasının kumpasları ve sonuçta cezaevlerinde haksız yere yatan onlarca insan.” 

Böyle diyor Hür Dava Partisi (Hüda-Par) Genel Sekreteri ve Sözcüsü Mehmet Yavuz. 
Mehmet Yavuz, dün elinde dosyalarla ziyaretimize geldi. Son derece ilginç ve tüyler ürpertici bilgiler verdi. En önemlisi ise, yaptığı değerlendirmeydi. “Paralel Devlet Yapılanması ile PKK ortak bir noktada birleşiyor” dedi: 

-Her ikisi de “tekçi” yapı. Ortak özellikleri, kendilerinden başkasına hayat hakkı tanımamaları. 
* * *
Paralel Yapı, bu ülkede İslami referansla ortaya çıktı. İnsanımızın dini duygularına hitap etti. Attığı bütün adımları da ilahi gerekçelere bağladı. 
Mehmet Yavuz ise tam tersini söylüyor. Üstelik elinde görüşlerini ispatlamaya yönelik belgeler de var… 
Diyor ki: 
-Bazı çevreler, 2006 ve sonrasında adli ve idari mekanizmalarda kadrolaşarak elde ettikleri güç ve imkânlarla İslami oluşumları sindirmeye çalıştılar. Kendileri dışındaki her İslami kesimi rakip ve düşman gören bu çarpık zihniyet, yıllar sonra Paralel Devlet yapısı olarak ortaya çıktı. 
Ardından da ekliyor: 
-Bu yapı devlet içinde çöreklenerek, İslami çalışma yürüten kişi ve kuruluşlarla cemaat ve camiaları kriminalize etmeye çalışmıştı. 
* * *
Yavuz`un iddialarına göre, Paralel Yapı, özellikle Türkiye`nin pek çok bölgesinde karanlık operasyonlar yaptı. Komplolar kurdu ve kendisinin dışındaki İslami kesimleri hedef aldı. 
Yavuz, bu komploları tek tek sıraladı: 
- 1 Şubat 2007`de Mustazaf-Der bağlantılı 8 kişinin tutuklandığı Adana operasyonu. 
- 6 Mart 2007`de İnzar Dergisi sahibinin de aralarında bulunduğu 6 kişiye yönelik operasyon. 
- 27 Temmuz 2007`de gerçekleştirilen ve Mustazaf-Der Adana Şube Başkanı`nın da aralarında bulunduğu 6 kişinin tutuklandığı Mersin-Adana operasyonu. 
- 49 kişiye karşı 4 Ocak 2008`de Konya`da başlatılan, İstanbul, Diyarbakır ve Mersin illerinin de dâhil edilerek, Mustazaf-Der Genel Merkezi`nin kapatılmasına gerekçe yapılan STK operasyonu. 
- 1 Ocak 2008`de başlatılan ve İhya-Der üyesi 18 kişinin ceza almasına yol açan Elazığ operasyonu. 
- 1 Aralık 2008`deki Şura-Der ve Umut-Der üyesi 6 kişinin cezalandırılması ile sonuçlanan Adana operasyonu. 
- 19 Ekim 2010 tarihli 6 kişinin ceza almasına yol açan Adıyaman operasyonu. 
* * *
Mehmet Yavuz`un verdiği bilgilere bakılırsa, bu operasyonların tamamı Paralel Yapı hakkında iddianame hazırlanmasına yol açan “Tahşiyecilere yönelik kumpasla” aynı. 
Hepsi mütedeyyin insanlara yönelik. Tamamı kimin yaptığı belli olmayan bir ihbar sonucu başlatılıyor. Hepsinde polis operasyonu medya operasyonu ile destekleniyor. Dosyalara yapay deliler konuluyor ve gayri ahlaki komplolarla suç ihdası yoluna gidiliyor. 
Bunlara ilave olarak “delil” denilen belgeler içinde de neler yok ki… 
Aş evi kurmak, toplu halde yağmur duasına çıkmak, hastane ziyareti yapmak, pikniğe gitmek, ev taşımak, halı sahada maç yapmak, vesaire, vesaire… 
Mehmet Yavuz son derece iddialı. Üzerine basa basa tekrarlıyor: 
-Müslüman insanlara karşı gerçekleştirilen bu operasyonların hepsi Paralel Yapı`nın kumpaslarıdır! 
İddia bu olunca, Cumhuriyet savcılarına yeni bir görev daha düşüyor! 
* * *
Şimdi gelelim 6-8 Ekim olaylarına. Orada da PKK ve YDGH denilen gruplar harekete geçti. Kendilerinden farklı düşünen insanlar katledildi. Büyük bir sindirme ve yok etme operasyonu gerçekleştirildi. 
Yavuz`a bakılırsa, Paralel Yapı devlet gücünü arkasına aldı. PKK ise silahlı güçleri sahaya sürdü. Her iki yapı da kendilerinden farklı düşünen insanları farklı şekilde yok etmeye çalıştı. 
Al birini, vur ötekine. 

EMİN PAZARCI - Akşam Gazetesi