Diyarbakır`da son günlerde polis tarafından kumara yönelik yapılan baskınlarda çok sayıda kumar oynanan adreslerin ortaya çıkarıldığı ve kumar oynanan yerlerden birinin de toplum içerisinde STK olarak faaliyet yürüten bir yerin olmasının, toplum açısından kötü bir imaj olduğunu söyleyen Diyarbakır Değerlerini Koruma Derneği Başkanı Recep İdikut, konu ile ilgili olarak İlke Haber Ajansına yaptığı açıklamada önemli hususlara değindi.
İdikut, Diyarbakır`ın her karışının sahabelerin yürüdüğü ve namaz kıldığı mübarek yerler olduğuna dikkat çekerek, topluma ve toplumun değerlerine zarar veren faaliyetlere karşı yetkililerin önlemler alması gerektiğini vurguladı.
“Bu mübarek şehre girenler, abdest alarak giriyorlardı”
Kumarın, yaşadığımız toplumu tahrip eden, çöküntüye uğratan ve yuvaların yıkılmasına neden olan etkenlerden biri olduğuna dikkat çeken İdikut, Diyarbakır`da son zamanlarda polisi yaptığı kumarhane baskınlarında bir STK`nın da isminin bu işe bulaşmış olmasını bir STK yöneticisi olarak esefle karşıladığını söyledi.
İdikut, “Bu durum bizi üzdü. Biz biliyoruz ki, bu mübarek şehre girenler, birbirlerine abdest alarak girmeyi tavsiye etmişler. Cenabı Allah, “Ey iman edenler, içki, kumar, putlar ve fal okları ancak şeytanın işlerinden birer pisliktirler. Onun için siz bunlardan kaçının ki muradınıza eresiniz.” diyerek bu pisliklerden uzak durmayı bize emrediyor.” şeklinde konuştu.
“Kumar, insanı, insanlıktan uzaklaştırır.”
Kumarın toplumsal bir felaket olduğunu belirten İdikut, “İslam`ın şiddetle yasakladığı bu yıkıcı kötülüğün pek çok aileyi sefil ve perişan ettiğini, insanların sağlıklarını, servetlerini, ahlaklarını ve vakitlerini alarak insanı, insanlıktan uzaklaştırdığını söyledi.
“Kazanılan para meşru değildir.”
Kumarda kaybedilen parada yetimin ve yoksulların hakkı olabileceğini söyleyen İdikut, kazanılan paranın da meşru ve helal bir para olmadığını söyledi.
İdikut, “Kumar yaygınlaştıkça toplumsal zararlar artıyor. Çalışmanın yerini tembellik alır. İş hayatında verim düşer. Kumar beraberinde içki, yalancılık, hırs, kin, intikam, cinayet gibi kötülükleri de getirir. Kumar yüzünden, dinini, namusunu, vatanını satan ve her türlü kutsal değeri ayaklar altına alan pek çok kişi vardır.” ifadelerini kullandı.
“Aslında en büyük görev, halka düşüyor.”
Bu tür kötü ahlak ve alışkanlıkların Diyarbakır`a hiç yakışmadığını ve bu kötü akıbeti ortadan kaldırmak için Diyarbakırlıların daha gayretli bir şekilde bu tür toplumsal hastalıklara karşı tavır belirlemesi gerektiğini söyleyen İdikut, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu noktada yetkililerden, Sahabeler ve Peygamberler Şehri olan Diyarbakır`da kumar oynatmak isteyenlere karşı göz açtırmamalarını istiyoruz. Fuhuş ve kumarı teşvik edenlere ve bu iğrenç davranışları meşru göstermeye çalışanlara göz açtırmayınız. Gençlerimizi uyuşturu ve çeşitli faktörlerle bağımlı hale getirmek isteyenlere karşı tedbirlerimizi almamız gerekir. Tabi bu hususta, her zaman söylüyorum, en büyük görev Diyarbakır halkına düşüyor. Çevremizdeki insanları bilinçlendirmeliyiz.” (M. Sıddık Bilge - İLKHA)