Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cenk Haytaç dişeti iltihabının diyabet, kalp-damar hastalıkları, ateroskleroz, bazı solunum sistemi hastalıkları, bebeklerde düşük doğum kilosu ve erken doğum riskiyle ilişkisinin saptandığına dikkat çekti.
Haytaç, diş eti hastalıkları ve tedavi yollarıyla ilgili merak edilen sorulara cevap verdi.
Diş eti hastalıklarının belirtileri nelerdir?
Diş eti iltihabının klasik belirtileri, fırçalama sırasında kanayan kızarık, şişmiş veya hassas dişetleridir. Dişeti hastalığında diş ve dişetleri arasında, plak ve yiyecek artıklarının toplanmasına yol açan cepler oluşmaktadır. Dişeti hastalığının bir başka belirtisi de, dişlerin uzun görünmesine yol açan dişeti çekilmesidir. Tekrarlayan kötü ağız kokusu ve ağızdaki kötü tat da belirtiler arasındadır.
Dişeti hastalıklarının tedavisi var mıdır?
Evet, dişeti hastalıkları önlenebilir ve tedavi edilebilir hastalıklardır. Periodontal hastalıklar, büyük bir oranda önlenebilen ve kontrol altına alınabilen hastalıklardır. Tedavi, iyi ağız hijyeninin sağlanmasına, doğru ve erken tanıya ve doğru tedavi yaklaşımlarına bağlıdır. Periodontal tedavide en önemli aşama enfeksiyonun ortadan kaldırılmasıdır. Hastalıkların erken safhalarında tedavi genellikle diş taşı temizliği ve kök yüzeyi düzleştirmesidir. Bu aşamalarda dişlerin etrafındaki ceplerden bakteri birikintileri ve diş taşları uzaklaştırılır ve kök yüzeyleri düzleştirilir. Bu işlemlerle iltihaba neden olan bakteriler ve toksin maddeler ağızdan uzaklaştırılır.
Diş eti hastalığının zararları nelerdir?
Diş eti hastalıkları ağrı oluşturmadan sinsi bir şekilde ilerler. Ağrı yapmadığı için hastalar genellikle durumun farkında değillerdir ve son safhada dişler doku desteğini kaybettiği için sallanmaya başlar. Bu safhada artık kaybedilen dokuyu tekrar oluşturmak mümkün değildir ve diş kayıpları ile sonuçlanır. Diş kayıpları sonrası kemik seviyesindeki yetersizlik protez ve implant uygulaması için de sıkıntı yaratmasıdır.
Diş eti hastalıkları sadece ağız içini etkilemekle kalmaz, bakterilerin toksik ürünlerinin kan dolaşımına katılmasıyla bireyin genel sağlığını da etkiler. Son yıllardaki çalışmalar dişeti iltihabına sahip bireylerde bazı sistemik hastalıkların gelişme riskinin arttığını göstermiştir. Artan bu riskin tıbbi risk faktörlerinden bağımsız olduğu ve dişeti iltihabının şiddetiyle ilişkili olduğu belirlenmiştir. Bu çalışmalar sonucunda dişeti iltihabının diyabet, kalp-damar hastalıkları, ateroskleroz, bazı solunum sistemi hastalıkları, bebeklerde düşük doğum kilosu ve erken doğum riskiyle ilişkisi saptanmıştır.
Diş eti hastalıklarından nasıl korunmalıyız?
Tüm ağız sağlığında olduğu gibi diş eti sağlığı için de yapılması gereken en önemli şey oral hijyene dikkat etmektir. Günde 3 defa yapılan etkin bir diş fırçalamayla (dişlerin her yüzeyini) ve diş ipi kullanımıyla büyük ölçüde korunma sağlanır. Ayrıca 6 ayda bir hekim kontrolü şarttır. (İLKHA)