Büyük insan topluluklarını etkileyen ve tedavi edilemediği için birçok insanın tecrit edilmiş şekilde ölümlerine sebep olan Cüzam hastalığı, toplumda görülmeyecek şekilde seyrekleştiği için şimdilerde doktorların bile neredeyse epidemiyolojisini hatırlamak için zaman zaman kaynaklara bakmasını gerektiren bir hastalık durumuna geldi.

1876’ da Norveçli bilim adamı Armauer Hansen tarafından mikrobu keşfedilen cüzzam hastalığı, deri ve siniri tutarak belirtilerini gösteren kronik seyirli bir enfeksiyon hastalığı olarak tanımlandı.

Cüzzam, Lepra hastalığı:

Tarihi Haçlı Seferleri sırasında oldukça yaygın bir hal alan ve toplumları olumsuz etkileyen Cüzzam hastalığı, ortaçağ karanlığının başaktörü durumundaki Avrupa Haçlı zihniyetince farklı şekilde yorumlanmış,  bu hastalığa yakalanan hastalar lanetlenmiş kabul edilerek toplumdan dışlanmalarına sebep olmuştur.

Hastalığa yakalanan birçok kişinin tedavileri yerleşim alanlarından uzak, bilinmedik yerlerde yapılmaya çalışılmış, hatta bu insanlara uzak bazı adalara sürülüp orda kendi hallerine terk edilmişlerdir.

Daha çok kırsal kesimlerde çok çocuklu yoksul ailelerde yaygın olan Cüzam Lepra hastalığı, tek odada yaşayan, aynı kaptan yemek yiyen, dengeli beslenemeyen insanlarda çok daha yaygın olarak görülmüştü.

Bulaşma yolları:

Hastalık uzun süre hastayla temas sonucu ağız ve burundan geçen damlacıklar ile bulaşır. Bakteri çok yavaş çoğalır. Kuluçka dönemi 5 yıl kadardır. Hatta belirtilerin görülmesi bazen 25 yılı bulmaktadır. Erken teşhis edilirse kesin tedavisi mümkündür. Tek taşıyıcısı insan olup bildirimi zorunlu hastalıklar sınıfındandır.

Belirtileri:

Hastalık deri ve sinirleri etkiler. Ağır vakalarda şekil bozukluklarına yol açar. Cüzzam hastalığının iki klinik tipi vardır.

Tuberkuloid Cüzzam; Kol ve bacaklardaki sinirleri tutar. Bu bölgelerde bulunan sinirlerde iltihaplar oluşturur. Sinir fonksiyonlarını bozar ve duyu kayıplarına yol açar. Bazen deride kabarık ve keskin kenarlı deri lezyonları (Tuberkuloid plak) gelişir. Bulaşıcı değildir.

Lepromatöz Cüzzam; Direnci zayıf olan kişilerde görülür. Belirtileri arasında; burun tıkanıklığı, burun kanaması, saç dökülmesi, burun tabanında çökme, diz ve dirsekte lezyonlar görülür. Tedavi edilmezse bakteri sinirleri tutarak el ve bacaklarda duyu kayıpları ve şekil bozukluklarına yol açar. Buna bağlı felç ve sakatlıklar görülür.

Kesin tedavisi mümkün olan hastalıktır

Cüzzam erken tanı konulduğunda kesin tedavisi mümkün olan hastalıktır. Tedavisinde Dünya Sağlık Örgütü’nün uyguladığı çok ilaçlı tedavi yöntemi uygulanmaktadır. Kayıtlı hastaların tedavi masraflarını Dünya Sağlık Örgütü karşılamaktadır.

Türkiye’de Cüzzam

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre, dünyada her yıl yaklaşık 2 yüz bin yeni Lepra vakası tedaviye alınmaktadır. Lepraya bağlı olarak çeşitli sekel ve sakatlıklar ortaya çıkabilmektedir. Ancak etkin tanı ve tedavi yöntemleri sayesinde, günümüzde Lepraya bağlı ağır sekeller önlenebilmektedir.

Türkiye’de kayıtlı Cüzzamlı sayısı 1139’dur
Türkiye’de kayıtlı Lepralı hasta sayısı  yaklaşık 1139 civarındadır. Yıllık olarak yeni tespit edilen hasta sayısı ortalama 1-5 vaka’dır. 2013 yılında 1 vaka tespit edilmiştir. Lepra hastaların ilk tedavileri Eğitim Araştırma Hastaneleri ve Üniversite Hastanelerinin Deri ve Zührevi hastalıklar ünitesinde yapılmaktadır.

Cüzzam, Türkiye için bir halk sağlığı problemi olmaktan çıkmıştır.

Türkiye’de Lepra, 10 binde 1 vakanın altına inmiştir. Böylece Lepra, Türkiye için bir halk sağlığı problemi olmaktan çıkmıştır.

Tüm dünyada her yıl Ocak ayının son pazar günü Dünya Sağlık Örgütü’nün önerisiyle "Dünya Cüzzam Günü" olarak anılmaktadır. – İLKHA