Müslümanların tek bir Ümmet çatısı altında birleşmelerini ve güçlenmelerini kimler engelliyor?.. Tabiî ki, ABD, AB, Papalık, Evangelistler, İsrail, Siyonizm, Mecusiler, militan ateistler böyle bir birleşmeyi, bütünleşmeyi asla istemezler ve gerçekleşmesini var kuvvetleriyle önlemeye çalışırlar.
Lakin, İslam dünyasının içinde birtakım hainler ve gafiller vardır ki, onlar da Ümmet birliğini (bazen lafla ister gibi görünseler de) istemiyorlar ve dolaylı şekilde sabote ediyorlar.
İmana, İslama, Kur`ana, Şeriata hizmet eden gerçek ulemayı ve meşayihi, ellerinden öperek, dualarını talep ederek, tenzih ederek yazıyorum: Din istismarcısı birtakım baronlar Ümmet birliği ve teşkilatı istemez. Çünkü birlik onların baronluklarına, menfaatlerine, sekter saltanatlarına, din sömürülerine, nefs-i emmarelerine öldürücü bir darbe indirecektir. Müslümanlar birleşirlerse onların hoşaflarının yağı kesilecektir.
İslam birlik dinidir. İnançta Tevhid (Ortağı, naziri, benzeri olmayan) bir Allaha inanıp ibadet etmek… Dünyada, tek bir Ümmet olarak birlik… Râşid, âdil, muktedir bir İmam`a biat ve itaat etme konusunda birlik… İslam bu birliğe o kadar önem veriyor ki, meşru bir İmam varken ikinci bir imam zuhur ederse onun katlini, idamını uygun görüyor, ta ki, birlik bozulmasın.
İslam Şeriatine göre dünya ikiye ayrılır: İslamın uygulandığı ve Müslümanların hakim olduğu Darülislam ile küfrün hakim olduğu Darülharb.
Mü`minlerin darüislamın ne olduğunu bilmeleri, darülislamı hararetle, hasretle istemeleri gerekir.
Bir şey bilinmezse, istenmezse, kurulmasına niyet edilmezse, bu niyet aksiyon haline getirilmezse elbette istenen birlik ve Ümmet gerçekleşmez.
Özetliyorum: Bütün mü`minler, tek bir Ümmet çatısı altında ve yapısı içinde birleşmelidir… Bu Ümmetin başında râşid bir İmam bulunmalı ve mü`minler bu muhterem zata biat ve itaat etmelidir… İmam, Ümmetin işlerini ehil ve layık olan müşavirlerle istişare ederek görmelidir. Ümmetin yaşadığı topraklarda İslam hükümleri, İslam ahlakı geçerli ve hükümran olmalıdır…
Müslümanlara Ümmet, İmamet, Darülislam konusunda eğitim verilmeli, yoğun propaganda yapılmalıdır.
Müslümanlar İslam ülkelerine pasaportsuz, başlangıçta bu kabil olmazsa vizesiz gidebilmelidir.
Ümmet birliğinin kurulmasına bir başlangıç olmak üzere İslam ülkeleri ve devletleri Avrupa Birliği gibi bir federasyon veya konfederasyon oluşturmalıdır.
İslam ülkelerinin altın esasına dayalı ortak bir parası olmalıdır.
Bu dediklerim petrol parasıyla hayata geçirilebilir ama gereken niyet, irade, ahlak yok.
Yazımın başında ifade ettiğim gibi, İslam birliğinin, Ümmetin, İmametin, Dârülislamın en büyük köstekçileri, hizmet perdesi altında hedm eden (yıkan) birtakım din baronları, din sömürücüleridir. Onlar Nuh derler, tek bir Ümmet, tek bir İmam demezler.
Sekter ve cahilî zihniyetli ve nefsanî ahlaklı bu baronlardan kurtulmadıkça Müslümanlar birleşemez, güçlenemez, aziz ve hür olamaz.
M. Şevket Eygi / Vahdet Gazetesi