Doğumundan  sonra aylar geçmesine rağmen bebeğin anne babasıyla göz teması kuramıyor olması ve sürekli olarak huzursuz bir şekilde ağlamasının dikkate alınması gereken bir belirti olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ahmet Yaramış, bunun dışında belirti olarak, alt ıslatma ya da açlık gibi durumlarda bebeğin tepki vermemesinin de otizmin önemli belirtilerinden olduğunu söyledi.

“Bazı nörometabolik ve genetik hastalıklar otizm nedeni olabilir”

Otizmin nedeninin günümüze kadar yapılan araştırmalar neticesinde henüz bulunamadığını belirten Prof. Yaramış, genetik ve bazı çevresel faktörlerin otizmin nedeni olarak gösterildiğini ancak bu faktörlerin henüz kesin olarak ispatlanmadığını söyledi.

Prof. Yaramış, “Ancak beyin fonksiyonlarını ve hücre iletişimlerini bozan, nadir de olsa bazı genetik, nörometabolik veya epilepsi gibi hastalıklarda otizm bulgularının görüldüğü bilinmektedir. Daha önceden bilinenin aksine günümüzde aşı ile otizm arasında bir ilişkinin olmadığı bilinmektedir.” dedi.

“Erkek çocuklarda dört kat daha fazla görülüyor”

Teşhisi anne karnında mümkün olmayan otizmin, kız çocuklarına oranla erkek çocuklarda dört kat daha fazla görüldüğünü söyleyen Prof. Yaramış, “Bunun nedeni tam olarak bilinmemektedir. Otizm, yaygın gelişimsel bozuklukların bir alt grubudur. “ ifadelerini kullandı.

“Bu belirtilere dikkat!”

Otizmin en temel belirtisinin, çocukların göz teması kuramamaları olduğunu söyleyen ve çocukların ismi ile çağrıldığında tepki vermemesinin otizmin en belirgin belirtisi olduğunu söyleyen Prof. Yaramış, otizmi hastası çocukların neredeyse tümünde konuşma problemleri yaşandığına dikkat çekti.

Prof. Yaramış, “Bu hastalar ya hiç konuşamazlar veya geç ve problemli konuşurlar. Otistik çocuklar işaret ile isteklerini gösteremezler, iletişim problemleri çok sıktır. Yaşıtları veya büyükler ile iletişim kurmada isteksizdirler. Grup oyunlarına katılamaz ve oyuncaklar ile anlamlı oynayamazlar. Bazı çocuklarda sallanma, el çırpma, kanat çırpma gibi “stereotipi” denilen nedeni belli olmayan tekrarlayan anormal hareketler veya ışığı açma-kapama gibi takıntılı davranışlar görülebilir.  Otistik çocukların bir diğer önemli belirtisi temastan hoşlanmazlar. Bebeklik çağında bile anne kucağında sakinleşmezler, aksine rahatsız olurlar.” dedi.

Tedaviye erken yaşta başlanmalı

Otizmin bilinen bir tedavisi olmadığını ve yapılacak olan tedavinin de olabildiğince erken bir şekilde yapılması gerektiği uyarısında bulunan Prof. Yaramış sözlerini şöyle bitirdi:

“Erken yaşta başlanan, aile desteği ile birlikte çocuğun yeteneklerine ve ihtiyaçlarına göre bireysel ve grup olarak özel eğitim programları hazırlanması, uzman kişilerce uygulanması, günümüzde bilinen tek “tedavi” yöntemidir. Özel eğitim ve ekip çalışmasını gerektiren tedavi uzun sürelidir ve ekipte çocuğun kendi doktoru, özel eğitimcisi, konuşma uzmanı, çocuk psikiyatri ve/veya çocuk nöroloğu mutlaka bulunmalıdır. Uygulanacak olan ilaç tedavileri ise otizme eşlik eden ve varsa mevcut problemleri azaltmaya yöneliktir.” – İLKHA