Diyarbakır’da  özellikle 90’lı yıllardan sonra kırsaldan merkeze doğru yaşanan göç ve yaşanan toplumsal olaylarla beraber, yaşanan işsizlik sorununun toplumsal bir boyut haline geldiğini söyleyen Diyarbakır Selahattin Eyyubi Üniversitesi (SEU) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Doçent Doktor Özgür Polat, gelişen olaylarla beraber ortaya çıkan bir yoksulluğun olduğuna dikkat çekti.

Polat,  bu toplumsal handikabın önüne geçilmesi için toplumun bir bütün olarak buna karşı koyması gerektiğini söyledi.

Yoksulluk ile mücadele hakkında açıklamalarda bulunan Selahattin Eyyübi Üniversitesi (SEU) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Doçent Doktor Özgür Polat, yoksulluğun, sadece yoksulluk durumunu yaşayan belli bir kesimin sorunu olmadığını, toplumun bütününü ilgilendiren bir sorun olduğunu vurguladı.

“Ülkemizdeki STK’lara önemli görevler düşüyor”

Yoksulluğun sadece yoksul halde yaşayan belli bir kesim için değil toplumun bütününü ilgilendiren bir sorun olduğunu aktaran Polat, yoksulluğun sonuçlarını toplum olarak herkesin kendisinde his edebilmesi gerektiğini söyledi.

Polat, “Ülke geneline yayılan yoksulluk, suç oranların artması, eğitimin devam etmemesi, işsizliğin getirdiği sonuçlar toplumu bir bütün olarak etkileyebilmektedir. Yoksulluğa karşı devletin izlediği politikalar var. Ancak bunlarla beraber sivil toplum kuruluşlarının da devletin politikasıyla birlikte yoksulluğa karşı yapılması gerekenleri yapmaları gerekir.” sözlerini aktardı.

“Gençler iş bulma problemi yaşıyor”

Diyarbakır’da özellikle 1990’lı yıllarda büyük bir göçün yaşandığını dile getiren Polat, kırsal kesimde yaşayan geniş ailelerin yaşanan sıkıntılar sonrası kente yaşamak zorunda kaldığına dikkat çekti.

Polat, “Aile sayısının büyüklüğü kent yaşamında bir yük olarak beraberinde sorunları getiriyor. Bu sorunlar 2000 yılında ciddi manada arttı. Diyarbakır’ın nüfus yapısına baktığımızda gençlerin yoğun bir şekilde nüfusun temelini oluşturduğunu görüyoruz. 2013 yılı verilerine göre yaklaşık 5 yaş ile 24 yaş arası öğrencilik yapan yaklaşık 710 bin civarında bir nüfus var Diyarbakır’da. Bu sayı, birçok ilin nüfusundan çok daha fazla. Bu genç nüfus mezuniyetten sonra iş bulma problemleri yaşıyor ve ciddi bir sorunu beraberinde getiriyor.” sözlerini kullandı.

“Dünya’daki en yoksul ülkeler Asya ve Afrika’dadır”

Uluslararası kuruluşların, yoksulluğun tanımını yaparken günlük olarak 2 doların altında bir meblağa yaşamını sürdürmek zorunda kalan kesim olarak tanımladığını belirten Polat, “Dünya geneline baktığımızda Latin Amerika’da Afrika ve Asya’da gelişmemiş ülkelerin yoğunlaştığını görüyoruz. Bunun, ülkelerin toplum üzerinde sosyal olarak çok ciddi sonuçları doğurduğunu görüyoruz. Orta Afrika ve Nijerya’da yaşanan olaylar yoksulunda toplumsal bir sonuçları olarak değerlendirebilir. Ülkemizde ise doğu ve batı coğrafik yapıları ülkemizdeki yoksulluğun mekânsal olarak nerelerde hangi kesimlerde yoğunlaştığını bize açıkça göstermekte, özellikle Doğu ve Güneydoğudaki gelir seviyesinin düşüklüğü ülkemizdeki yoksulluk mekânsal olarak yaşadığımızda bölgelerde kendini göstermektedir.” dedi.  ( Hamza Adiyaman / Emrah Deniz – İLKHA)