Mehmet Zülküf Yel / İnzar Dergisi
 
HAZRETİ İBRAHİM`İN KISSASI -3

Hz. İbrahim`in Kısasından Çıkarılacak Dersler ve İbretler-1

1) Ehemmiyetli ve hayati bir misyonu kuşanacak olanlar için iyi bir eğitim, terbiye ve sınama şarttır. Hz. İbrahim`in sınanması ve bu sınav neticesinde "Halilullah" mertebesine çıkması, bu konuda bize bir perspektif sunmaktadır. İslam ve Kur`an hizmetini hayatın merkezine yerleştirecek olanların ilmi, manevi, ruhi ve ameli bir eğitimden geçip yetkinleşmesi lazımdır. İmtihanların yol taşı olduğu bu kutlu yolda, musibet taşlarına göğüs gerebilmek için bu hazırlık şarttır.

Özellikle hidayet yolunun yolcularına öncülük edecek olanların, konularının ehemmiyeti itibariyle, mutlaka bir dizi sınamadan geçirilmeleri lazımdır.

"Şunu da unutmayın ki, bir zamanlar İbrahim`i Rabbi, birtakım kelimeler ile imtihan etti; O, onları sona erdirince; Rabbi, Ona: "Ben seni bütün insanlara imam yapacağım." buyurdu. İbrahim, "Zürriyetimden de yap!" dedi. Rabbi, Ona "zalimler benim ahdime nail olamaz!" buyurdu." (2:14)

2) İslam davetçilerinin misyonu, görev ve sorumlulukları, yaşadıkları dönem ve kuşak ile sınırlı değildir. Aksine bu yükümlülük, sonraki nesilleri de içerisine almaktadır. İslam davetçilerinin vizyonunun, nesilleri aşan bir keyfiyete sahip olması gerekir. Bizden önceki öncüler ve kutlu çilenin hamilleri, nasıl ki bu emaneti şehadet, muhacerat, çile, eziyet, gözyaşı ile omuzlayıp bu sancağı bize devretti iseler, bizim de bu kutlu hizmeti kuşanıp emaneti yarınlara taşımamız lazımdır. Ufkumuzun ve perspektifimizin geniş olması lazımdır. Nasıl ki maziden kopuk olan bir "an" köksüz ise, istikbalden kopuk olan bir "an" da meyvesizdir. Hizmet ağacımızın meyveleri, gelecek nesillerin Rabbani mecrada değişim, ıslah ve inkişafıdır. Yarınların, Rabbani bir mecrada inşasıdır.

Çağlar ötesi bir mesaja ve misyona sahip olan bir dava, ancak bu anlayışla yarınlara taşınabilir. Bir davanın programında gelecek nesillerin inşası endişesi yoksa o dava, güneşin tesiri ile erimeye mahkûm olan bir kara benzer.

Medeniyetin ve insanlığın inşası noktasında geleceğe bakan projelere sahip olmamız gerektiği gibi, aynı zamanda ailemizin ahireti noktasında da hassasiyet ve endişe sahibi olmalıyız. Nasıl ki çocuklarımızı dünyevi bir felaket ve musibetten korumak için bütün imkânlarımızı seferber ediyorsak, aynı şekilde yakıtı insanlar ve taşlar olan müthiş cehennem azabından ve ateşinden çocuklarımızı korumak için de aynı çaba içerisinde olmamız lazımdır. Hatta çocuklarımızın ahiretinin kurtuluşu için göstereceğimiz çaba, bunun da fevkinde olmalıdır.

Toplum, bugünkü ve gelecek nesli ile İslam davetçilerinin manen evlatları sayılırlar. Başta âlimler olmak üzere, tüm davetçiler insan selinin yönünü cehennemden cennete çevirmek için büyük bir uğraş içerisinde olmalıdır. Daha sonra her Müslüman birey, evlatları ve torunları için aynı duyarlılığa sahip olmalıdır. Nasıl ki sonrakilere maddi bir miras bırakıp dünyalarını abad etmek temel uğraşlarımızdan birisi ise, manevi miras ile kurtuluş ve saadet yolunu göstermek de temel uğraş ve önceliklerimizden olmalıdır. Sonraki nesillere bizden tevarüs edecek en hayırlı miras, manevi yolculuklarında kendilerine azık olacak nasihatler, ilim ve irfandır. Asıl olan ve fayda verici vasiyet, manevi vasiyet ve mürşitliktir.

Unutmayalım ki...
 
MAKALENİN TÜMÜNÜ OKUMAK İÇİN TIKLAYIN!