ANA Parti Genel Başkanı ve eski Cumhurbaşkanlarından Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal, İstanbul'daki partililerle bir araya geldi. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Özal, çözüm sürecine ilişkin ağır eleştiriler getirdi.
Özal, "Çözüm sürecinde HDP, AK Parti hükümet, işte MİT görüşmüş, İmralı falan filan. Fakat kimse bilmiyor ne olduğunu. Bilmiyorsak ve açıklanmıyorsa, kendi aranızda oturup da 3 kişi anlaşma yaparsanız 77 milyonun geleceğine siz mi karar vereceksiniz? Buna kimsenin hakkı yok. Eğer Türkiye'de madde madde bunlar yazılır, halkın önüne konur, halk bunları referandumda onaylarsa o barış kalıcı olur. Yoksa olmaz. İki kişinin kendi arasında yapacağı anlaşma, Türkiye'nin 77 milyonunu temsil edemez. Mutlaka bunun açıklanması, halkın önüne konması gerekir. İkincisi sadece bu iki parti niye görüşüyor. Niye partiler bu işe girmiyor. Bütün partilerin girmesi lazım. HDP'yle AK Parti mi Türkiye'de 77 milyonu temsil ediyor? Böyle birşey kabul edilemez." dedi.
Başbakanlık makamı iki dönemle sınırlandırılmalı
Muhalefet anlayışının değişmesi gerektiğini söyleyen Özal, hükümetin 12 yıldır iktidarda kalabilmesini güçlü muhalefetin olmamasına bağladı.
Özal, "Başbakanlık makamının 2 dönemle sınırlandırılması gerekir. Aşırı kuvvetten ve yetkiden dolayı insan nefsine yenik düşebilir bu da haksızlığa götürür. O makamın uzun süre kullanılması doğru değildir. Cumhurbaşkanlık makamının da tarafsızlığını koruması gerekir. Partiler, siyasetçiler ve milletvekilleri aday gösterdiği sürece o makamdaki kişinin tarafsız olması beklenemez." şeklinde konuştu.
Alevi meselesine de değinen Özal,"Cemevlerinin ibadethane kabul edilmesini istiyorlarsa buna kimse müdahale edemez. Herkesin inancı neyi gerektiriyorsa ona müdahale edilemez." ifadelerini kullandı.
Diyanetin bağımsızlığına vurgu yapan Özal, "Diyanet işleri önceden bakanlığa bağlıydı şimdi başbakanlığa bağlı. Diyanet işlerinin devlete bağlı olması çok sakıncalıdır. Laikliğin prensibinde din ve devlet işleri birbirine bağlanamaz. Diyanet işlerinin bağımsız olması gerekir. Sadece sünniler değil diğer mezhebe bağlılarında bulunması gerekir. Onların kendi aralarında sorunlarını çözmeye fırsat verilmelidir, sokaktaki sorunları ancak böyle çözebiliriz." ifadelerini kaydetti. (İLKHA)
"Niye sadece iki parti 'Çözüm Süreci'ni yürütüyor?"
ANA Parti Genel Başkanı Ahmet Özal, İstanbul'da yaptığı bir programda çözüm süreci ve İmralı görüşmelerinin sadece HDP ve AKP arasında olmasını eleştirerek, iki parti arasında yapılan anlaşmanın 77 milyonu temsil etmediğini söyledi.
ANA Parti Genel Başkanı ve eski Cumhurbaşkanlarından Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal, İstanbul'daki partililerle bir araya geldi. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Özal, çözüm sürecine ilişkin ağır eleştiriler getirdi.
Özal, "Çözüm sürecinde HDP, AK Parti hükümet, işte MİT görüşmüş, İmralı falan filan. Fakat kimse bilmiyor ne olduğunu. Bilmiyorsak ve açıklanmıyorsa, kendi aranızda oturup da 3 kişi anlaşma yaparsanız 77 milyonun geleceğine siz mi karar vereceksiniz? Buna kimsenin hakkı yok. Eğer Türkiye'de madde madde bunlar yazılır, halkın önüne konur, halk bunları referandumda onaylarsa o barış kalıcı olur. Yoksa olmaz. İki kişinin kendi arasında yapacağı anlaşma, Türkiye'nin 77 milyonunu temsil edemez. Mutlaka bunun açıklanması, halkın önüne konması gerekir. İkincisi sadece bu iki parti niye görüşüyor. Niye partiler bu işe girmiyor. Bütün partilerin girmesi lazım. HDP'yle AK Parti mi Türkiye'de 77 milyonu temsil ediyor? Böyle birşey kabul edilemez." dedi.
Başbakanlık makamı iki dönemle sınırlandırılmalı
Muhalefet anlayışının değişmesi gerektiğini söyleyen Özal, hükümetin 12 yıldır iktidarda kalabilmesini güçlü muhalefetin olmamasına bağladı.
Özal, "Başbakanlık makamının 2 dönemle sınırlandırılması gerekir. Aşırı kuvvetten ve yetkiden dolayı insan nefsine yenik düşebilir bu da haksızlığa götürür. O makamın uzun süre kullanılması doğru değildir. Cumhurbaşkanlık makamının da tarafsızlığını koruması gerekir. Partiler, siyasetçiler ve milletvekilleri aday gösterdiği sürece o makamdaki kişinin tarafsız olması beklenemez." şeklinde konuştu.
Alevi meselesine de değinen Özal,"Cemevlerinin ibadethane kabul edilmesini istiyorlarsa buna kimse müdahale edemez. Herkesin inancı neyi gerektiriyorsa ona müdahale edilemez." ifadelerini kullandı.
Diyanetin bağımsızlığına vurgu yapan Özal, "Diyanet işleri önceden bakanlığa bağlıydı şimdi başbakanlığa bağlı. Diyanet işlerinin devlete bağlı olması çok sakıncalıdır. Laikliğin prensibinde din ve devlet işleri birbirine bağlanamaz. Diyanet işlerinin bağımsız olması gerekir. Sadece sünniler değil diğer mezhebe bağlılarında bulunması gerekir. Onların kendi aralarında sorunlarını çözmeye fırsat verilmelidir, sokaktaki sorunları ancak böyle çözebiliriz." ifadelerini kaydetti. (İLKHA)