Aileler içerisindeki sorunları Basel Said-i Nursi Vakfında gerçekleştirdiği sohbetle gündeme taşıyarak birçok konuya ışık tutan Gönül, “Evlilik eğer sorunluysa, sorunlarla boğuşuyorsa o vakit Evlilik için, “Dert denizinde sabır gemisiyle yüzmek” diyoruz. dedi.” Hem erkek hem kadın için bu sabrı kuşanmak ve bu sabrın bereketini Allah`tan istemek gerektiğine vurgu yapan Gönül, Evlilikte mutlak surette sorunların olacağını asıl önemli olanın bu sorunların nasıl aza indirilebileceği, nasıl ortadan kaldırabileceği üzerinde düşünülmesi gerektiğini belirtti.
Ailelerin en büyük yanlışı kusur araştırma
Ailelerin yaptığı en büyük yanlışlardan birisinin sürekli kusurların görülmeye çalışılması ve araştırılması olduğunu ifade eden Gönül, “Acaba nerede bir hata yapsa da ben onu görsem” anlayışı var, kadında da var erkekte de var. Unutulmamalıdır ki, eşler birbirlerinin kusurlarını açıklarını araştırmakla mükellef değillerdir. Neden birbirimizin açıklarını yakalamaya yönelik çalışırken, tam tersini yapmıyoruz. Birbirimizin muhabbetini arttırmaya yönelik durumları yakalamaya çalışmıyoruz. Aile içerisinde iletişim kurabilmek için karşılıklı bir anlayış, sevgi, saygı ve güven oluşturmak gerekir.” değerlendirmesinde bulundu.
‘Hz. Peygamber de Aile içerisinde sorunlarla karşılaşmıştır`
Aile içerisinde kimi zaman sorunların yaşanmasının olağan olduğunu hatırlatan Gönül, “Hz. Peygamber Efendimiz`de (s.a.s) aile hayatında bazı sorunlarla karşılaşmış hatta evini 20 küsür gün kadar terk ettiği olmuştur. Demek ki Hz. Peygamber dahi aile içerisinde bazı sıkıntılara maruz kalmışsa bizlerinde aile içerisinde bazı sıkıntılar yaşaması normaldir. Ama Hz. Peygamber sorun var diye sorunu büyütmemiştir. O halde bizlerin bu sorunları karşılıklı anlayışla muhabbetle saygıyla çözüme kavuşturması gerekmektedir. Bu gün farklı bir durum söz konusu, burası için memlekete nazaran şöyle bir dezavantaj gözlemliyorum, burada Avrupai bir hayatın bizleri kuşattığı görülüyor.” dedi.
‘Evlilik Kadın ile Erkeğin birbirini tamamlamasıdır`
Evliliğin gönül ortaklığı olduğuna değinen Gönül, “Evlilik akdini umursamıyoruz. Evlilik akdini ticari bir sözleşmeymiş gibi görüyoruz. Eğer evlilik sadece bir ortaklıktan ibaret görülürse elbette ki o ortaklık bir gün sona erecektir. Fakat evlilik bir birinin tamamlayıcısı bir birine muhtaç olan sevgideki eksikliği tamamlama noktasında, kadın ben onsuz erkek te ben onsuz yapamam diyebiliyorsa, ben ancak onunla tamamlanırım diyebiliyorsa İşte o zaman bu bir şirket ortaklığı değil gönül ortaklığıdır.” ifadelerini kullandı.
Aile içerisinde kadın ve erkeğin gururu ayaklar altına alması gerektiğini belirten Gönül, “Hele hele bizim gibi bir davaya inanan insanların davanın bu olay üzerindeki pekiştirici yönünü de katarsak kesinlikle kendimizi sigaya çekmemiz zaruret oluyor. Bu gün şöyle bir durumla da karşılaşabiliriz, “Benim gururumu kırdı, incindim” diyor kadın veya erkek. İnsan sormaz mı be hey kadın be hey kardeşim, ne gururundan bahsediyorsun sen? Bu senin eşin, rakibin değil. Eğer bir evlilik karşılıklı bir mutluluk esasına tabiyse hangi gururdan söz ediyorsun. İnsan eşine karşı gururdan bahseder mi? Her şeyini ayaklar altına alması lazım. Evlilik te gurur mu olur, evlilikte ben incindim mi olur? Bu şekilde bir yaklaşım maalesef bize empoze edildi.”şŞeklinde konuştu.
Karı ve Koca kavramları İslam`a ait terminolojilerdir
Evliliğin taraflarından Karı ve Koca kavramlarının önemine dikkat çeken Gönül, “Evlilikte ben yok biz vardır. Eğer eşler ben derse bu durumda bir farklılık bir karşıtlık söz konusu olur. Evliliğin içerisinde “ben” olursa “biz”e yer kalmaz ama eğer “biz” olursa “ben”e yer kalmaz. Bu sebeple evlilikte enaniyet yoktur. Tıpkı gurur gibi enaniyet diye bir şeyin de olmaması lazım. Eğer erkek, kadın incindiği zaman bir o kadar incinmiyorsa o vakit karı koca birbirini tamamlamamıştır. Bu günkü hukuk hiçbir şekilde karı ve koca kavramlarını eş kavramına denk görmüyor.
Karı koca kavramları, fıkıhta da hukukta da birbirlerini tamamlayan kavramlardır. Kaba laflar değildir. Bize ait bir terminolojidir. Öyle düşünüyorum ki bizler önce kelimelerde bu işi kaybettik. Karı koca kelimelerini kaba bularak kullanmamakta kaybettik. Sonra sevgisizlikte sonra saygısızlıkta sonra anlayışsızlıkta sonra güvensizlikte kaybettik. Halbuki bizim kendimize ait olan terminolojimiz var. Bir İslami terminolojimiz var.
Bir de aileye has olan aileye ait terminolojimiz var. Gurur mu olur ailede? Enaniyet mi olur ailede? Bunların kesinlikle atılması lazım. Bir de ailelerde bu gün en çok değer verilmeyen şey saygıdır. Eşlerin bir birlerine saygısızlığıdır. Bu duruma da son derece dikkat edilmelidir.” diyerek aile içiresinde eşler arasındaki saygı ve sevgiye dikkat çekti. (Hürseda Haber)