Yapılan çalışmalar; idrar kaçırmanın genç kadınlarda yüzde 20-30 oranında görüldüğünü, orta yaşlılarda bu oranın yüzde 30-40`lara çıktığını, yaşlılarda yüzde 40-50`lere kadar yükseldiğini gösteriyor. Vakaların sadece yüzde 10`luk kısmında ilaç tedavisi veya ciddi bir ameliyata gerek duyuluyor. Günlük hayatları olumsuz etkilenen bu kadınlar, sorunlarını en yakınlarına dahi açıklamaktan utandıkları gibi, hekime başvurmaktan da çekiniyorlar. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Ebru Füsun Donat, idrar kaçırma ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Kadınlarda idrar kaçırma hangi şekillerde görülüyor?

İdrar kaçırma yani üriner inkontinans, kontrol dışı idrarı tutamama ve kaçırma şeklinde tanımlandığını söyleyen Dr. Donat, “Bu durumun stres tipi ve sıkışma tipi olmak üzere iki türü bulunuyor.” dedi.

İdrar kaçırma çeşitleri hakkında bilgiler veren Dr. Füsun Donat, söz konusu hastalığı şöyle anlattı:

Stres Tipi İdrar Kaçırma: Bu tipte genellikle bir aktivite esnasında, öksürürken, hapşırırken, gülerken veya koşarken idrar kaçırma meydana geliyor. Bu durumun ana nedeni olarak, leğen kemiğinin alt kısmındaki kaslarının zayıflamasına bağlı, idrar yolu ve idrar torbası boynunun sarkması gösteriliyor. Mesane içerisindeki basınç, idrar yolu içindeki basıncı aşıyor, bu durumda idrarı tutmak mümkün olmuyor.

Sıkışma Tipi İdrar Kaçırma: Burada başlıca şikâyet, sık ve ani idrar hissi gelmesi ve tuvalete yetişememek. Bu hastalar su sesi duyduklarında ya da ellerini yıkarken bir anda idrarlarının geldiğini ve tutamadıklarını ifade ediyorlar. Bunun temel nedeni ise; idrar torbası kaslarını kontrol eden sinirlerdeki fonksiyon bozukluğu. Hastaların birçoğunda Mixed Inkontinans, yani her iki şikâyetin de karışımı olan “Karışık İdrar Kaçırma” durumu görülüyor.”

İdrar kaçırma bir hastalık mıdır? Ya da bir hastalığın habercisi olabilir mi?

İdrar kaçırmanın sosyal bir olay olduğunu ifade eden Dr.Donat, “Batı ülkelerinde aşırı spor yaparken bir iki damla kaçırmak bile tedavi edilirken, Türkiye`de kırsal kesimde yaşayan ve üç doğum yapmış bir annenin günde 5-6 ped değiştirecek kadar kaçırıyor olması bir tedavi nedeni olmayabiliyor. Ancak bu durum, doğum yapmanın, sık çocuk doğurmanın, yaşlılığın bir sonucu olarak düşünülmemeli. İdrar kaçırmanın her türüne doğru yaklaşıp doğru tedaviyi seçmek önem taşıyor. Az sayıda da olsa beyin veya omurilik tümörü, Multipl Skleroz (MS), bel fıtığı, diyabete bağlı sinir hasarı, idrar kesesi ve vajen arası delikler, Parkinson hastalığı ve beyin travması gibi ciddi hastalıkların ilk belirtisi idrar kaçırma olabiliyor. Bu nedenle idrar kaçırma belirtisinin ciddiye alınması gerekiyor.” diye konuştu.

Bu sorun neden ortaya çıkıyor?

Stres tipi idrar kaçırmada sadece bir gebelik bile risk faktörü oluşturduğunu kaydeden Donat, “Riski artıran diğer faktörler ise normal doğum, aşırı kilolu olmak, kronik kabızlık yaşamak, sigara kullanımına bağlı kronik öksürük ve sürekli ağır kaldırmak olarak sıralanıyor. Ayrıca östrojen eksikliğine bağlı olarak dokuların elastikiyetini kaybetmesi nedeniyle menopoz döneminde de görülebiliyor. Sıkışma tipi idrar kaçırma ise diyabet, Parkinson hastalığı, bel fıtığı ve idrar torbasına bası yapan tümörler nedeniyle ortaya çıkabiliyor. Aniden ortaya çıkan idrar kaçırmalarda idrar yolu enfeksiyonu ve özellikle mesanede taş olasılığının da değerlendirilmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu.

Normal doğum sonraki yıllarda idrar kaçırmaya neden oluyor mu?

“40 hafta süren bir gebelik bile tek başına risk faktörü.”diyen Donat, “Gebeliğin ağırlığı ve yaptığı bası, idrar kaçırma riskini artırıyor. Ancak doğum şekli normal ise olasılık biraz daha fazla oluyor. Normal doğumdaki kesiler ve bunların iyi tamir edilip edilmediği de önem taşıyor.”dedi.

Ameliyat sonrasında nelere dikkat etmek gerekiyor?

Hastanın yaşam tarzını değiştirmesi gerektiğini belirten Donat, “Ağır kaldırmaması, sigara içmemesi ve fazla kilolarından kurtulması önem taşıyor. Ayıca idrara çıkmayı artıran yiyecek ve içeceklerden uzak durması da kişiye yardımcı oluyor.” diye belirtti. (İLKHA)