Riyad Makaev – Doğruhaber/Analiz

Hicri yeni yılımızı unutmuşuz da bu girdiğimiz miladi yeni yıldan itibaren geçen yıl neler yaptık ve neler yaşadık, bunun hesabını yaptık mı acaba? Âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Peygamberimizin güzel sözünü hatırlayalım, “Hesaba çekilmeden önce, kendinizi hesaba çekiniz.” Acaba, geçen yılda görevimizi yaptık mı? Neler yaşadık, neler gördük, nelere şahit olduk? İslam Ümmetinin bir bireyi olarak vazifemizi yerine getirdik mi? Acaba, komşumuz açken tok yattık mı? Zulüm gören Müslümanlara yardıma koştuk mu? Yoksullara yardım eli uzattık mı? Adaletsizliğe karşı dimdik durduk mu? Hakkımızı aradık mı? Haksızlığa karşı mücadele verdik mi? Sevdiklerimize verdiğimiz sözlerimizi tuttuk mu? Kaç defa gece kalkıp yüce Rabbimize yalvardık? Kaç defa zülüm gören, açlıkta olan, bombalar altında hayat mücadelesi veren İslam kardeşlerimize Allah`tan yardım istedik? Onlar için kaç defa uykusuz kaldık? Yoksa “İslam Âlemi”  geçen sene hiç zulüm görmeden mi geçirdi? Bir bakalım, geçen sene İslam âleminde neler yaşanmış…

1. Komşumuz Suriye

Suriye dört senedir iç savaş dediğimiz bir savaş yaşıyor. Suriye`de her gün Müslümanlar öldürülüyor. Milyonlarca Müslüman kardeşimiz evsiz kaldı ve mülteci durumuna düştü. Onlardan bir kısmını güzel ülkemizde misafir ettik. İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, 2014 yılında Suriye`deki iç savaşta 76 bin 21 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Gözlemevi`ne göre ölen sivillerin sayısı 33 bin 278 kişi. En acı verici ise ölen siviller arasında 3 bin 501 çocuk bulunuyor. Fitne, zulüm büyüdükçe büyüdü Suriye`de.  Bu zulüm ne zaman bitecek kimse bilmiyor. Peki, biz görevimizi yaptık mı?

2. Irak

Irak`ta çatışmalar devam etti. ABD`nin oluşturduğu fitnenin neticesinde 2014 yılında Irak`ta 15 binden fazla kişi çatışmalar, bombalı saldırılar ve intihar eylemi ve diğer şiddet olayları neticesinde hayatını kaybetti. Ayrıca 22 binden fazla insan yaralandı. Bu sayılar, Irak hükumetinin resmi açıkladığı sayılardır. Bölgede çalışma yapan İnsan Hakları Örgütlerinin verdiği bilgilere göre ölü sayısı resmi sayının daha da çok üstünde. Irak`ta oluşan yeni IŞİD örgütü bölgede uyguladığı şiddeti ile 2014 yılını hep meşgul etti. 2014`ün ilk yarısında büyük oranda intihar eylemleri yaşandı. Haziran ayında ise Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) adlı örgüt, ülkenin en büyük ikinci kenti Musul`u ele geçirdi ve sonra güneye doğru ilerlemeye devam ederek geniş toprakları kontrol altına aldı. IŞİD`in ilerleyişi ile birlikte ülkedeki çatışmalar yoğunlaştı. Kuzey`de Kürtlerle ve güneyde Anbar eyaleti ve Sammara`nın kuzeyinde Irak ordusu ile çatışmalar devam etti. Bu fitneyi tasarlayanlar silah satarak Müslüman halkı birbirine kırdırarak keselerini doldurmayı başardı. Peki, biz görevimizi yaptık mı?

3. Libya

Libya`da 17 Şubat 2011`de yaşanan devrimin ardından bir türlü istikrar sağlanamadı. Mayıs 2014`te ise emekli General Hafter`in, Zintan merkezli milis gruplarla birlikte başlattığı darbe girişimi, Trablus ve Misrata`daki devrimci gruplarla ortak hareket eden Trablus`taki merkezi yönetim tarafından engellenmişti. Sonra olayların ardından biri Tobruk`ta (Temsilciler Meclisi) diğeri Trablus`ta (Milli Genel Kongre) olmak üzere, iki meclisin faaliyete geçtiği ülkede, başkentteki Milli Genel Kongre`nin desteklediği Libya Şafağı (Fecr-i Libya) Koalisyonu ile Tobruk Temsilciler Meclisi`nin destek verdiği Hafter`e bağlı “Onur Operasyonu” koalisyonu arasındaki çatışmalar halen devam ediyor. Her taraf birbirini suçlayarak ve kendilerini överek Müslüman halka zulüm ediyor.

Peki, biz görevimizi yaptık mı?

4. Mısır

Mısır 2014 yılında tarihinin en büyük utanç verici olaylarına imza attı. Binlerce Müslümanı cezaevine atan dönemin yeni Firavun – Sisi, Batı ve israil uğruna kendi Müslüman halkına görülmemiş zulüm etmeye devam etti. Halkın çoğunun oyu alarak seçilen Mısır`ın gerçek Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ise hala cezaevinde. Mursi İslam alemi için zindanın duvarları ardında ellerini kaldırıp Allah`a “Müslümanlara yardım et Rabbim” derken, biz geçen yıl kaç defa hakkıyla Mursi için ellerimizi kaldırdık?

Evet. Burada Filistin`i anlatmaya dilim dönmüyor. İslam ümmetinin, “kanayan yarası”. Gazzeli çocuklara sahip çıkabildik mi? israili durdurabildik mi? Akşam evimizde sıcak çorba içerken Gazzeli çocuklar aklımıza gelip iştahımız hiç kesildi mi? Doğu-Türkistan`daki Müslümanlar hiç aklımıza geldi mi? Myanmar, Somali, Sudan, Kafkasya gibi ülkelerdeki kardeşlerimizi kaç defa düşündük ve onlar için Allah`a yalvardık. Her gün sıcak evlerimizdeki televizyonda zulüm altındaki Müslümanları görmedik mi? Hz. Peygamberimizin sözünü hiç hatırladınız mı? “Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; Eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; Buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir.” Allah (C.C.) bir kavme, bir topluma ihsan ettiği nimeti durup dururken değiştirecek değildir. Ta onlar kendilerindekini değiştirinceye kadar. Yani onlar o nimete erdikleri zaman kendilerinde o nimete sebep ve vesile olan fıtri misakı, ahlak ve güzel amelleri, kendileri bozup değiştirinceye kadar, huylarını değiştirinceye kadar Allah`ın o nimeti değiştirmesi, Allah`ın adetlerinden değildir. Bizler, Rabbimizin hoşnut olmadığı bir şekilde değişiriz, öz değerlerine yabancılaşırız, ellerimizdeki nimetin şükrünü yerine getirmeyiz, onu gerektiği yerde, gerektiği gibi kullanmayız, şımarırız, nimetlerin Allah`ın lütfu ile ilişkisini unuturuz, kerameti kendilerine mal ederiz. Güç, servet, ilim, iktidar gibi ilahi nimetleri zulüm için kullanırız... İşte nimet böyle değişen ve bozulan insanların elinden onu veren Allah tarafından alınır ve yerine zıddı olan felaket, mahrumiyet, sıkıntı, rezillik verilir. İnşallah, Müslümanlar olarak bu sene kendimizi Allah`ın istediği yönde hayatımızı ve davranışımızı ve hareketlerimizi değiştiririz ve bu İslam Âleminin durumunun da Allah (C.C) rahmetiyle değiştirir…