6-7 Ekim tarihinde PKK tarafından Kobani`deki çatışmalar bahane edilerek çıkarılan ve 50`ye yakın kişinin katledildiği olayların, çözüm sürecini baltalamaya yönelik bir adım olduğunu söyleyen İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım, çözüme balta vuran güçlerin mahkûm edilmesi gerektiğini belirtti.

“Çözüme balta vuranlar mahkûm edilmelidir”
ABD ve diğer ülkelerin gözetimi altında kalıcı barışın sağlanamayacağını ifade eden Yıldırım, “Bölgede 6-7 Ekim olaylarında geçmişe dönük bir oyun sergilendi. Özellikle HÜDA PAR çevresine bir saldırı düzenlendi. Buradaki hedef 2 kesimi bir araya getirip bölgedeki çözüm sürecine darbe vurmaktı. Fakat bütün bunlara çok hayırlı sonuçlar da çıktı. Sesi kısılan taraflar da seslerini duyurma imkânı buldular. Bu kavgada haklı haksız belli olduktan sonra bir barış sağlanmalıdır. Bu taraflar Müslüman kesimlerin gözetiminde bir araya gelmelidir. ABD ve diğer ülkelerin gözetiminde bir barış olamaz. Çünkü onlar bu bölgenin kötülüğünü ister. Çözüme balta vuran güçler ortaya çıkarılıp mahkûm edilmelidir.” dedi.

“Herkesin Peygamberimizin çatısı altına girmesi lazımdır”
Türkiye`nin her tarafında bu tür programlar düzenleyecekleri bilgisini veren Yıldırım, şunları söyledi:
“Herkesin bir takım temel hak ve özgürlükleri vardır. Bölgedeki diğer insanlar da bu barışın ne manaya geldiğini anlamalıdır. Barış, Kürtlerin örgütlenmesiyle oldu ama sadece tek bir milletin isteğiyle olmaz. İslam`a göre, bütün milletlerin meseleyi şeffaf bir şekilde algılaması lazım. Biz bu çalışmaları Türkiye`nin her tarafında yayacağız ve bu barışın arkasında olacağız. Barış için yapılan her çalışma, bir insan hayatının kurtarılması için önemlidir. Barış çok zordur ve nefislere ağır gelir. Herkesin nefsini yenmesi ve Peygamber efendimizin çatısı altına girmesi lazımdır. Diyarbakır ve Kürt halkı kendine acımazsa başkaları Kürt halkına asla acımaz. Uzun süredir bu bölgelerde çalışmalar yapıyoruz. Bu nedenle çok çeşitli çalıştaylar ve araştırmalar yaptık. Bunun sonucunda toplumun bütün kesimlerinin sesinin duyulmadığını ve muhatap alınmadığını gördük. Yetkililer herkesi muhatap aldıklarını söylemelerine rağmen süreç içerisinde sadece akredite olan bazı yapılar muhatap alınıyor. Onun için her kesimin sesini duyurabilecek bazı STK ve mollalar işbirliğiyle çözüme destek amaçlı toplantıların yapılması gerektiğine karar verildi ve bu çerçevede bütün illerde geziler yapıldı. Umduğumuzdan daha fazla insanların barışa aç olduklarını gördük. Birlikteliğin sağlanması için bu tür toplantıların yapılması gerektiğine inandık.”

“Kur`an-ı Kerim yasaklanmış, bizim ümmetçiliğe ihtiyacımız var”
Yıldırım, toplantıya katılan bazı STK`ların, açıklama metninde PKK vahşetinden bahseden kısmın okunulmamasına tepki göstermesi ile ilgili olarak, “Metindeki hata bize aittir. Geçmişte bir metin ortaya konuldu ve bu metinde o paragraf yoktu. Bu şekilde herkese dağıtıldı. HÜDA-PAR çevresine de aynı metin dağıtıldı. Dün akşam birkaç arkadaş, bu konuyu da dile getirmemiz gerekir dedi. Bu sayede bu paragraf o metine eklendi. Doğal olarak buradaki arkadaşlar da yeni metinden pek haberleri olmadığı için eski metin üzerinden devam etmek istediler. Bunun suçu bize aittir. Bu güzel oluşumun bir art niyeti yok. Biz, PKK`nin tek tipleştirmesine karşı her tarafta sesimizi yükseltiyoruz. Tek tipleştirmek ulusalcılıktır. Biz zaten ulusalcılıktan yara almışız. Dilimiz, dinimiz ve Kur`an-ı Kerim yasaklanmış. Bizim yeni bir ulusalcılığa ihtiyacımız yok. Bizim ümmetçiliğe ihtiyacımız var.” ifadelerini kullandı.

Yapılan toplantının ardından Diyarbakır`da çözüm süreciyle alakalı bir sempozyum düzenleyeceklerini söyleyen İHH Yönetim Kurulu üyesi Gülden Sönmez ise İslam coğrafyasının Kürtleri bilmediğini veya yanlış bildiğini belirtti.
“Kürt halkı İslam için ciddi bedeller ödemiştir”
Kürt halkının İslam dini uğruna büyük bedeller ödediğini bu nedenle çözüme ihtiyacının olduğunu kaydeden Sönmez, “Kürt halkı Selahaddin Eyyubi`nin halkıdır. İslam konusunda en ciddi bedelleri ödemiş tarih boyunca ödemiş halktır ama İslam coğrafyasında Müslümanlar onları ve problemlerini bilmiyor. Bu, bizim gördüğümüz çok büyük bir eksiklik. Türkiye`deki Müslümanların batısı, doğusu ve kuzeyi çok yakın ama yanlış bilgilere sahipler. Yapacağımız sempozyum bu anlamda bir nevi Müslüman zihnin Kürt meselesini öğrenmesini ve silahlı çatışma sürecinin geldiği nokta ile çözümün barışın nerelerden geçtiğini bilmesini arzu ediyoruz.” şeklinde konuştu.

“Bölgede Müslümansız bir coğrafya hedefi var”
Güneydoğu bölgesinin temel mayasında İslam`ın olduğunu ancak bölgenin İslamsızlaştırılmaya çalışıldığına dikkat çeken Sönmez, “Bölgede İslamsız bir coğrafya, Müslümansız bir coğrafya hedefi var ama İslam`da, Müslümanlar da bu coğrafyanın ana mahsulü ve temel mayasıdır. Biz, buraya dikkat çekmek istiyoruz ve elimizden geldiği kadar da çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Sahadaki çalışmalarımızda gördük ki, bölgedeki bütün yapılar, âlimler, STK`lar hepsi çözüm sürecinin sadece PKK ile devlet arasında silah bırakma olayına endekslenmiş olmasından büyük rahatsızlık duyuyorlar. Elbette ki bu olması gereken bir şeydir. Bunda problem yok ama süreci buna yönelik bir kıskacın içerisine sokmak büyük bir problemdir. Bu talebin burada dile getirilmesidir. Bu toplantı, tahmin ediyorum ki bundan sonrasında da gerek topluma yönelik olan çatışmalar kısmında, gerekse İslami kurum ile yapıları ve Kürt meselesi ile ilgili STK`ların birlikteliğinde böyle şeyler yapma konusunda çalışmaları inşallah artacaktır. Bölgede buna ihtiyaç var.  Kürt meselesinin çözümü bütün ümmeti ilgilendiren bir meseledir.” ifadelerini kullandı. (Fikret Özkan  / Hamza Adiyaman - İLKHA)