Arif Altunbaş
Demirtaşın Kobani çağrısıyla doğu ve güneydoğuda sokağa dökülen PKK` lıların çıkardıkları kargaşalıklar kısa bir zaman sonra Müslüman katliamına dönüşmüştü.
BDP` liler da pekâlâ biliyorlar ki HÜDA PAR` lılara ilk saldıran PKK`lılardır.
Amaç, Kürtlerin yoğun yaşadıkları şehir ve mahallelerde PKK` nın alan hâkimiyeti kurması ve muhalefet eden kim olursa olsun onları sindirmeleriydi. Hedefleri önünde en büyük engel ise ne asker, ne polis değil PKK ‘nın ateist, ırkçı yapılanmasına taban tabana zıt olan dindar Kürtler idi.
Bu yüzden HÜDA PAR lılar hedef seçildi. Bu yüzden çıkarılan olaylarda 40` ın üzerinde insan öldürüldü.
Çözüm süreci hız kazanmaya başladıkça PKK` nın huzuru kaçmaya ve her fırsatta olay çıkarması sürpriz olmadı. Bu provokatif saldırılar bundan sonra da devam edecek. Hedefte yine HÜDA PAR` lılar var. BDP ve PKK`nın kendilerine rakip olarak gördükleri Müslümanlar.
Kobani olaylarından sonra Cizre olaylarında da HÜDA PAR` lıların oturduğu mahalleler PKK` lılarca hedef alındı. İlk saldıran yine PKK`lılardı. Demirtaşın iddia ettiğine göre dışarıdan gelen yabancı provokatörler varmış. Eğer varsa bunlar olsa olsa Kandilden gelen PKK ‘lılar olması en yakın ihtimal.
Demirtaş hem Kobani 7-8 Ekim olaylarında, hem Cizre olaylarında gerçeği görmezlikten geliyor. Lâfebeliği yaparak hedef şaşırtmaya çalışıyor.
Eğer dışarıdan gelen provokatörler varsa, bunların kim olduğunu da Demirtaş pekâlâ biliyordur. Öyleyse çıkıp provokatörlerin kimler olduklarını açıklasın. Kobani olaylarında halkı sokağa döken kendisi idi? Cizre olaylarını çıkaranlar da Kandildeki silah arkadaşları ve yandaşlarından başkası değil.
Bir hafta önce PKK`nın "yüz kapatma, kepenk indirtme, provokatif girişimlerde bulunma, halkın malına ve canına zarar verme" gibi eylemleri "ajanlık" olarak değerlendireceği açıklamasını hatırlatalım.
Cizrede yine ilk olay çıkaran yüzleri maskeli gençlerin PKK ‘lılar olduğuna göre başka yerlerde ajan aramanın anlamı ne?
Ajan Kandilde, ajan BDP ‘nin ve KCK içindedir. Ajan başka yerlerde kışkırtıcı arayan siyasi riyakârların, ikiyüzlülerin ta kendisidir.
Bazıları 90'lı yılların karanlık çatışma ortamı ve derin devletin hortlaması gibi meseleyi göstermeye çalışsa da mesele PKK` ya Kobani gibi bir alan hâkimiyeti açmak, bölgeyi uluslararası aktörlerin stratejik oyun ve hesaplarının bir parçası haline getirmektir.
Olaylara ‘`Güneydoğuda İslami güçlerle çatışan seküler Kürtler" görüntüsü vermeye çalışanların İsrail ve Amerikaya ait sinsi projelerin birer parçası haline geldiğini görüyoruz.
PKK İslamcıları sokağa çekmeye çalışıyor. Bazı iç ve dış güçler Güneydoğuda çıkacak Müslüman seküler çatışmasından Türkiyede bir iç savaş çıkarmayı umuyorlar.
Bu olayların arkasında İsrail, Amerika ve batıdan medet uman İslam ve Türkiye düşmanı güçler var.
Şimdiye kadar olduğu gibi şer güçlerin maşaları olan kışkırtıcı ve ajanlar bu meselede de kullanılıyorlar.
Hainler ve ajanlar ne kadar çırpınırlarsa çırpınsınlar bu sefer de avuçlarını yalayacaklar. Çünkü artık bu topraklarda işgalci, sömürgeci, batıcı yerli ve yabancı düşmanlara ve onların uşaklarına geçit yok.
Kobani ve Cizre olayları bu hain tuzağın iki parçasıdır. Barış süreci hedefine doğru ilerledikçe bu ülkede daha nice oyunlar, planlar, projeler ve onları yürürlüğe koymak için çalışan yerli ve yabancı ajan ve provokatörler göreceğiz.
BDP eş Başkanı Hatip Dicle`nin adres gösterdiği gibi gerçekten bu olayların arkasında paralel yapılan mı, yoksa paralel PKK mı var onu da göreceğiz.
Milletçe en çok uyanık olmak zorunda olduğumuz paralel, üçgen, dörtgen, altıgen, yamuk saldırı sağnaklarının altında kritik bir dönemden geçiyoruz.