Diyarbakır`ın tarihi yapısıyla özdeş hale gelen ve içerisinde UNESCO Kültür Mirasına dahil edilen Hevsel Bahçelikleri ve Kırklar Dağı`nın da bulunduğu Dicle Vadisindeki yapılaşma ile ilgili olarak bir internet haber sitesine demeç veren projenin ilk üstlenicilerinden müteahhit Ufuk Eser Subaşı, dönemin Sur Eski Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş`ın imarın yapılabilmesi için kendisinden 43 daire rüşvet istediğini ileri sürdü.
Arazi sahipleri Namık Avşar ile Fatma Kuyucu`nun Demirbaş ile birlikte kendisini büyük zarara uğrattığını söyleyen Subaşı, "“Emlak şirketi aracılığıyla bu araziye 33 daire karşılığında kat karşılığı anlaştım. Arazinin bir ortağı Namık Avşar, diğeri de Fatma Kuyucu ailesi idi. 2010 yılında arazi anlaşmasını yaptık, 2011 Mayıs ayında başlayacaktık. Burada dönemin eski Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş devreye girdi.Arazi sahipleri ile sözleşme imzaladıktan sonra imar izni için Demirbaş ile görüştüğümüzde çok iyi şekilde karşılandık. Bizi proje için tebrik etti. Sözleşmede, projenin 31 Aralık 2010 gününe kadar başlamaması halinde iptal olacağı hükmü olduğu için belediye imar müdürlüğünden gerekli izinleri aldıklarını söyledi. Beni büyük zarara uğrattılar.” dedi.
Abdullah Demirbaş ile arazi ortaklarının haciz işlemleri ve benzeri düzenlemelerle kendisine tuzak kurduğunu söyleyen müteahhit Subaşı, Demirbaş`ın tapu kayıtlarıyla oynadığını savundu.
“Diyarbakır'ın ne kadar vukuatlısı varsa Kırklar Dağı'nda üzerime saldırdı”
Sur eski Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş`ın, projenin devam etmesi için 43 daire istediğini ileri süren Subaşı, “Belediye Başkanı Demirbaş, benim gitmem için uğraşıyor, bazı müteahhitleri ortak yapmaya çalışıyordu. Beni bir gün belediyeye çağırarak, birkaç yetkili ile ‘Ya öleceksin ya gideceksin` dedi. Kendisine ‘Üyelerim, çalışanlarım, taşeronlarımız hakları ne olacak? Sadece kendim değil, sizin insanlarınız da mağdur olacak` dedim. Şirket ortaklığımın kasasında bir kâğıtta devam edeceğini ve üyelerimin haklarının devam edeceğini söyledi. Ekipleriyle birlikte arsa anlaşmalarını zorla iptal ettirdi. Bu arada Avşar ve belediye başkanı kanalıyla yeni insanlar çevremizde türedi. Belediyeye, 'Şu araçları alacaksınız, 43 ev vereceksiniz' gibi şeyler söylediler. Abdullah Demirbaş`ın talebi üzerine 43 daire verdim, 8 taziye evi inşa ettirdim.Bir taraftan Osman Baydemir`in 'Yangın Var' adlı filmi çekiliyor, 500 bin TL para göndermem isteniyordu. Sanırsınız Kırklar Dağı'nın altı altın madeni, ben de sürekli para basıyorum. Diyarbakır'ın ne kadar vukuatlısı varsa filmlerdeki canavarlar gibi Kırklar Dağı'nda üzerime saldırdı.” ifadelerine yer verdi.
PKK mahkemeleri iş başında
Konu ile ilgili mahkemeye başvurduğunu ancak Demirbaş tarafından sürekli engellendiğini iddia eden Subaşı, PKK tarafından kurulan mahkemelerde yargılandığını ifade ederek, şu açıklamaları yaptı: “Bu konular örgütün kurduğu mahkemede de görüşüldü. Duruşmaya gittim fakat çözüm bulunamadı.Orada bana verdiğim dairelerin ve yaptığım bağışların örgüte değil, örgütün paraleline gittiği söylendi.Mahkemeye başvurmak istedim ama Demirbaş tarafından engellendim. Kendi aralarında kurdukları mahkemede sorunların çözülmesini istedi.‘Bizim bölgemizde mahkemeler olmaz, cemaatler işi çözer.` dedi. Her problemde defalarca cemaat kurdurttu ama durum daha da kötüye gitti. Hepsinde bizim aleyhimizde ve mağduriyetimize sebep olan kararlar verildi. Ben de emniyete başvurdum. 2015 yılında gerekli işlemlerin adli makamlar tarafından yapılacağına inanıyorum.” (İLKHA)