Bir grup direniş mücahidi düşman saflarının arkasına geçti ve sıfır mesafede düşmanla göğüs göğse çarpışıp, işgal askerlerini bulundukları mevzilerde, hendeklerde, gözetleme kulelerinde ve tankların içinde öldürdü.
Operasyonlar sırasında mücahitlerden birkaçı şehit olurken, diğerleri düşman askerlerinden aldıkları silah ve mühimmat ganimetiyle mevzilerine geri döndüler.
Bütün bunları savaş esnasında işgal rejiminin kameraları kaydetti. Görüntülerde operasyonlardan sadece ikisi var. Allah bilir kameralar bunlara benzer daha kaç olay ve operasyon kaydetti. Kameralar savaşta olup biten birçok gerçeği gün yüzüne çıkardı. İlerde daha çok şeyi görme şansımız olacak belki.
Sızdırılan bilgi ve görüntüler Siyonist işgal rejiminin direniş mücahitlerinin kahramanca savaşmalarıyla şiddetli çatışmalar, öldürülen, yaralanan veya Gazze`de kaybolan asker sayısı konusunda anlattıklarına ölümcül bir darbe indirdi.
Bütün bunlar aynı zamanda işgal rejiminin olası yeni bir savaşta iç cepheyi korumaya güç yetirme belirsizliğini daha da artırdı. Direniş güçlerinin önemli bir askeri üssü, çok stratejik bir kurumu, binayı veya noktayı ele geçirmelerini engelleyebileceğine dair işgalcinin bir garantisi var mı? Direniş güçleri acaba bu savaşta neden böyle bir operasyon yapmadı?
Bunların üzerinde derin düşünmek gerekir.
Yayınlanan görüntülerin ardından işgal liderleri hayal kırıklığı yaşadı. Düşünceleri felç oldu. Zira savaşın sonucuyla ilgili anlattıkları yalan çıktı. Kendi halklarını kandırmıştılar. Buna karşılık direniş güçlerinin doğru söylediği, ayrıntılarıyla verdikleri bilgilerin, rakamların doğru olduğu ortaya çıktı.
Siyonist işgal ordusunun yenilmezliği efsanesi, Araplarla Batı medyasının 1948 savaşıyla, yedi Arap ordusunun hezimete uğradığı savaşlarla, altı saatlik savaşla, Beyrut çıkarmasıyla, Beyrut, Tunus, Dubai, Londra, Atina ve başka ülkelerin başkentlerinde işgal ordusuna bağlı komandoların düzenledikleri suikastlarla ilgili pazarladığı bir dizi hikayeye dayanıyor.
Anlatılanlar Arap halkı içinde yeni nesillerin yenilmez ordu efsanesiyle yaşamalarına neden oldu.
Bu nesiller, düşmana karşı feda eylemlerinde bulunan, savaşta ön saflarda yer alan ve öne atılmak için çaba gösteren, iki intifada yaşayan, askeri savaş akidesine inanan ve savaş için her türlü eğitimi alan, uygulayan eli taşlı Filistinli gençlerin karşısında gecikmiş bir şaşkınlığı yaşıyor.
Savaş, düşman saflarını yaracak, iletişimine ve kameralarına ulaşacak, düşmanın evdeki bilgilerine ulaşabilecek, askerlerine ve savaşçılarına tankların içinde ulaşabilecek; direnişçilerin yaptıkları operasyonları medya aracılığıyla yayınlayacak, kahramanlıklarını ve özgüvenlerini yansıtacak, operasyonun ardından selametle dönüşlerini haber verecek, operasyonlarda rahat hareket edişlerini gösterecek güçlü bir güvenlik korumayı istiyor.
Filistin gençlerini direnişe hayran bırakan, onunla iftihar etmelerini sağlayan, işgalci düşman askerleriyle alay etmelerine ve yenilmez ordu efsanesini aşmalarına neden olan işte budur.
İyad El-Kara / Filistin Haber