Kendi akranlarına miladi yılbaşının İslam dininde yeri olmadığını anlatan genç ilahiyatçılar, yılbaşı adı altında toplum arasında büyük bir ifsat projesinin hayata geçirilmek istendiğine dikkat çektiler.
Yeni yılın Müslümanlar açısından diğer günlerden bir farkının bulunmadığını belirten genç ilahiyatçılar, o güne özel en ufak bir eğlencenin bile insanı çok büyük günaha sokabileceğini vurguladılar.
“ ‘Bir gece veya bir gün` zannına kapılmamalı”
Söz konusu günün eğlenmek veya farklı bir program için ‘bir gece veya bir gün` zannına kapılmaması gerektiğini belirten İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden Nurullah Aslım, “ Bizler genç Müslümanlar olarak, o güne özel, evimize bir çekirdek dahi götürmemeliyiz. O günün gecesi oturup genel bir muhasebe yapabiliriz. Geride bıraktığımız bir yılın hesabını yapıp, ‘Bu yılın kaçta kaçını Allah`a ayırabildik?` şeklinde değerlendirebiliriz.” diye konuştu.
“Yılbaşının kutlanmaması için Sivil Toplum Kuruluşlarına büyük görev düşüyor”
Yılbaşının kutlanmaması için Sivil Toplum Kuruluşları ve İslami camialara büyük görev düştüğünü kaydeden Aslım, yılbaşının yaklaşmasıyla birlikte seminerlerin düzenlenebileceğine, bu konuda gençlere yönelik, yılbaşının zararları ile alakalı uyarıcı programlar yapılabileceğini ifade etti.
“Yılbaşı ifsadında birçok sebep gözetiliyor”
Yılbaşı gibi ifsat programlarının düzenlenmesinde birçok sebep gözetildiğini anlatan İlahiyat mezunlarından Fuat Uysal, küfrün, şeytanın veya taraftarlarının saptırmak istedikleri toplumlarla birçok yönden uğraştığını dile getirdi.
“Önce bireysel ilgi daha sonra toplumsal felaket”
Küfür sisteminin bozmak istedikleri kişilerle önce bireysel olarak ilgilendiklerini, daha sonra ise yılbaşı gibi etkinliklerle bunu zirveye taşıyarak ayyuka çıkardıklarını ifade eden Uysal, “Ardından ahlakî olarak bozdukları kişileri bir araya getirerek yılın finalini gerçekleştirirler. Tabi bir müslümanın böyle bir etkinliğe katılma lüksü yok. Çünkü bu etkinliklerin bizimle alakası yok.” şeklinde konuştu.
“Bir müslümanın toplumun sürüklendiği yolu düşünmeksizin takip etmesi doğru değildir”
Kur`an-ı Kerim`den ayetlerle konuşmasını sürdüren Uysal, “ Bir müslümanın toplumun sürüklendiği yolu, düşünmeksizin takip etmesi doğru değildir. Hele hele toplumu belirli bir plan doğrultusunda, belli amaçlar doğrultusunda sürükleyen küfrün oyunlarının, planlarının neticesi olan yılbaşı gibi etkinliklere, Müslüman şahsiyetlerin katılma konusunda dikkatli olması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“Yılbaşı tuzağına düşen gençlerin hali içler acısı”
Müslüman gençlerin yılbaşı gibi tuzaklara düşmesini ‘içler acısı` bir durum olarak değerlendiren ilahiyat mezunu gençlerden Rıdvan Yont, “Bunlarda genelde diğer arkadaşlarını düşünerek veya ‘diğer arkadaşlarımda böyle` diyerek yapılan etkinliklerdir. Hani Rabbimiz ahrette hüsrana uğrayanların durumunu Müddessir suresinde belirtirken, o hüsrana uğrayanlar diyorlar ki ‘Biz dalanlarla beraber yani günaha, batıla dalanlarla beraber dalardık.` İşte burada gençlerin üzerine düşen, bu tür arkadaşlıkları bırakıp, ibadetini yapan gençlerle beraber olmak düşüyor. En azından Müslümanca hayat yaşayanlarla beraber olmaları lazım. Çünkü sadece Müslüman olmak veya kimlikte Müslüman yazması yetmiyor bir Müslüman için. Hayatını İslam dairesi içinde geçirmesi ve ona göre yaşaması lazım ki, gerçek manada Müslüman olabilsin. Adının Müslüman olması için bunun gerçekleşmesi lazım.” ifadelerine yer verdi.
“Yılbaşı diğer günlerden farklı değil”
Gençlerin bugünlerde illa ki bir şeyler yapması gerekiyorsa, bunu miladi olarak Mekke`nin fethi gibi etkinliklere katılımıyla yapabileceklerine dikkat çeken Yont, “Bu tür programlara, bu tür etkinliklere katılmakla o gece, güzel bir şekilde değerlendirilebilir. Bunun dışında o gecenin herhangi bir ayrıcalığı yoktur. Ve diğer sıradan günlerden de farksızdır .” şeklinde konuştu. (Zeki Aras –İLKHA)