Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 2. Dairesi, Cumhuriyet savcıları Zekeriya Öz, Celal Kara, Mehmet Yüzgeç ve Muammer Akkaş`ın, haklarında açılan soruşturma sonuçlanıncaya kadar görevlerinden uzaklaştırılmasına karar verdi.
“Böyle olacağı belliydi”
Bugün (30.12.2014) öğle saatlerinde basına yansıyan kararı değerlendiren Savcı Akkaş, "Hayırlısı olsun. Söyleyeceğimiz bir şey yok. Bu süreç bir yıl önce mitinglerde söylenen şeyler bir yıl sonra gerçekleşti. Karar bize tebliğ edilmedi. Tuzun koktuğu yerdeyiz. Dönemin başbakanı tarafından bir yıl önce miting alanlarında söylenenler gerçekleşti, böyle olacağı belli bir süreçti" sözleriyle kendini savundu.
2011 yılında tutukluluk süresini belirleyen Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 102. maddesinin yürürlüğe girmesinin ardından kanundan yararlanan 16 Hizbullah Cemaati mensubunun tahliye edilmesi sonrası medyanın tamamına yakını söz konusu kişiler hakkında linç kampanyası başlattı. Başlatılan kampanya sonrası Türkiye genelinde İslami kurum ve kuruluşlara yönelik polis baskınlarında yüzlerce Dindar Müslüman gözaltına alındı, onlarcası tutuklandı.
Gazeteciler şafak baskınında gözaltına alındı
Hukuksuz gerekçelerle yapılan operasyonlardan biri de 28 Ocak 2011 İstanbul merkezli Doğruhaber Gazetesi, İnzar Dergisi, Dua Yayıncılık ve İslami Sivil Toplum Kuruluşlarına yapıldı. Operasyon emrini savcı Muammer Akkaş`tan alan polis, Doğruhaber Gazetesinin İstanbul Esenler'deki binasına, gazete yazarlarından Fikret Gültekin'in evine, Dua yayıncılık genel yayın yönetmeni M. Ali Gönül'ün evine ve bazı adreslere eş zamanlı baskın düzenledi. Operasyon kapsamında Doğruhaber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Göktaş da ikamet ettiği Kayseri'deki evinde gözaltına alındı.
O dönem basına şu bilgiler yansımıştı:
“Yardım faaliyetlerinde bulunan, toplumun ıslahı için etkinlikler düzenleyen İslami Sivil Toplum Kuruluşlarına yönelik baskılar devam ediyor. Operasyonlar kapsamında dün İstanbul'da da polis tarafından operasyon düzenlendi. Yaklaşık 17 noktada eş zamanlı operasyon düzenleyen polis ekiplerinin, İslami STK ve yayın kuruluşlarına baskınlar düzenlemesi dikkat çekti. Yapılan baskınlarda dernek başkanları ve dernek üyeleri gözaltına alındı. 13 kişinin gözaltına alındığı operasyonlarda Doğruhaber Gazetesinde de aramalar yapıldı. Ayrıca operasyon kapsamında Doğruhaber Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni Mehmed Göktaş ile gazete yazarlarından Fikret Gültekin ve Mehmet Ali Gönül de evlerinde yapılan baskın sonrasında gözaltına alındı. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Göktaş ikamet ettiği Kayseri'de gözaltına alınarak uçakla İstanbul'a getirildi.
Silahlarla hücre evi basar gibi gazete binasını bastılar!
Sabah 6 sıralarında Doğruhaber Gazetesi binasını basan polisler kapıyı zorlayarak açtı. Silahlarla hücre evi basar gibi gazete binasına giren polis ekipleri o sırada içeride olan gazete dağıtıcılarının gün boyu gazete binasından ayrılmasına izin vermeyerek gazetenin dağıtılmasını engellemiş oldu. 12 saat boyunca gazetede arama yapan polis ekipleri gazetede bulunan bütün bilgisayarların hard disklerini kopyaladı. Aramalar kapsamında okuyucuların gönderdiği mektuplar, program CD'leri, muhabirlere ait ajandalar, telefon rehberi, flaş bellekler ve hafıza kartlarına el konuldu. Ayrıca muhabirler tarafından çekilmiş hatıra fotoğrafları ile arşiv fotoğraflarına da el konuldu.
Basında Doğruhaber'e Sansür
Gazetede aramalar devam ederken operasyonu takip etmek için onlarca yayın kuruluşu Doğruhaber Gazetesi önünde toplandı. Gazete yetkilileri tarafından polisin yaptığı operasyon kınanırken ulusal gazetelerin haberleri yansıtmaması ve televizyon kanallarının operasyona yeterli oranda yer vermemesi "Doğruhaber Gazetesine yapılan baskın sansür mü ediliyor?" sorularını akıllara getirdi.
Hizmet Kurumlarına Operasyon
Polisin düzenlediği operasyonla İslami hassasiyetleri ile tanınan ve yardım çalışmalarında bulunan Mustazaflar ile Dayanışma Derneği İstanbul şubesi, Hayıreli Derneği, Umut-Der, İlke-Der, İlim-Der, Furkan-Der, Semere-Der isimli 7 Sivil toplum kuruluşuna da baskınlar düzenlendi. Dernek başkanlarının evleri ile dernek binalarını basan polis ekipleri dernek başkanlarını ve bazı dernek üyelerini gözaltına aldı. Polisin yaptığı baskınlarda bazı dernek binalarının kapıları ve gözaltına alınan bazı dernek üyelerinin evlerine ait kapılar kırılırken, binaların polis tarafından yapılan aramalarda darma dağın edildiği öğrenildi. Ayrıca polisin yaptığı operasyonlarda hücre evi basar gibi özel harekat timleri ile baskın düzenlemesi dernek yetkilileri tarafından tepkiyle karşılandı. Dernekler tarafından yapılan açıklamalarda operasyonlar kınandı. İşte operasyona uğrayan dernekler.”
13 Müslüman'a toplamda 113 yıl hapis cezası
Gülen Grubu`nun gücün zirvesine vardığı yıl olan 2011 Dindar kesime yapılan operasyonlardan sadece biri olan bu operasyonda Gazete yöneticileri, İslami STK temsilcileri ve yazarlar 9 suçsuz yere hapis yattıktan sonra çıkarıldıkları ilk mahkemede tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldılar. Muammer Akkaş`ın savcısı olduğu İslami Medya Davası 2013 yılında sonuçlandı ve aralarında 2 Hür Dava Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Gazeteciler, STK Yöneticileri, Rehber TV Genel Yayın Yönetmeni ve Televizyon Programcılarının olduğu 13 Müslüman'a toplamda 113 yıl hapis cezası verildi.
Hükümetin asıl sınavı şimdi başlıyor
Savcı Akkaş, aldığı görevden uzaklaştırma cezası sonrası hakkına girdiği Müslümanlardan özür diler mi bilenmez, ancak elindeki yargı gücünü mensubu olduğu iddia edilen grubun çıkarı doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına karşı kullanmaktan çekinmediği, dolayısıyla yukarıda zikredilen İslami kurum, kuruluş ve şahsiyetlere karşı da kullanmaktan imtina etmeyeceği acı bir gerçek olarak önümüzde duruyor. Tam da bu yüzden hükümetin asıl sınavı şimdi başlıyor. O dönemde düzenlenen onca protesto eylemini duymazdan gelen AK Parti yöneticileri, geç de olsa savcı Akkaş gibi görevi kötüye kullandığı iddia edilen savcı ve yargıçların mağdur ettiği kesimlerin mağduriyetini giderecek mi, yoksa sadece kendisine yönelik yapılanların hesabını mı soracak. Bunu da bize zaman gösterecek. (Hürseda Haber)