Kobani olayları bahane edilerek Diyarbakır başta olmak üzere nerdeyse bölgenin tamamında yürürlüğe konan saldırı furyasına tepki olarak bir basın açıklaması düzenleyen Diyarbakır İnanç Özgürlüğü Platformu, 6-7 Ekim`de HDP`nin çağrısı ile sokağa çıkan yandaşlarının sergilediği Vandalizm`in bir benzerinin de Cizre`de yaşandığına dikkat çekilerek yaşanan olaylar karşısında HDP`nin sergilediği tavır kınandı.
“Adliyeyi protesto ederek katilleri sahiplenmişlerdir.”
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş`ın basına yansıyan görüntülerinde defalarca 6-7 Ekim olaylarında meydana gelen manzarayı tasvip etmediği anımsatılan Diyarbakır İnanç Özgürlüğü Platformu açıklamasında, “HDP eş başkanı basın açıklamasında soğuk terler dökmesine rağmen, yaptıklarının hesabını kamuoyuna verememiş, daha sonra bu hunhar olayları gerçekleştirenler yakalanınca da adliyeyi protesto ederek katilleri sahiplenmişlerdir.” İfadeleri kullanıldı.
“Şiddetten beslenen gözü dönmüş caniler katliam yapmaya girişmişlerdir”
Açıklamada, “ Katillere Baro tarafından tahsis edilen avukatların yerine kendi avukatlarını görevlendirmişlerdir. Bu katliam yanlarına kar kalmıştır. Halkın huzurunu bozan, barışı dinamitleyen, direk halkı hedef alan, kandan ve şiddetten beslenen gözü dönmüş caniler ve örgüt yanlıları 6-7 Ekim`de azgınlaşarak adeta bir katliam yapmaya girişmiş ve bu saldırılarını son yaşanan ve fırsat bulmaları durumunda ikinci bir katliamı işlemekten geri durmayacakları Cizre olayıyla devam ettirmiştir.” denildi.
“Müslümanlar bu konuda daha dikkatli ve duyarlı olmalı”
Cizre de yaşatılanların bir kez daha bölgede Müslüman halkın büyük bir tehditle karşı karşıya olduğunun açık bir emaresi olduğunun altını çizen Platform, yıllardır bölgede ötekileştirmeden ötürü veryansın eden PKK ve siyasi uzantısı HDP`nin, kendilerinden farklı düşünen İslami kesimleri iç ve dış mihrakların telkini ile sindirip, tasfiye etme sürecine girdiğine dikkat çekerek, Müslümanları bu konuda daha dikkatli ve duyarlı olmaları gerektiğinin altını çizdi.
Yapılan açıklamada devamla şöyle denildi:
“Tarihsel süreç içerisinde Filistin de gasıp İsrail terör devletinin Müslüman Filistin halkına dayattığı baskı, şiddet, sindirme ve tehcir uygulamalarının bir benzerini de PKK/HDP zihniyeti bölgemizde kendisi gibi düşünmeyen tüm farklı gruplara dayatmaya çalışmaktadır. İsrail bu uygulamasını Filistinlere dayatılırken, İsrail orijinli PKK/HDP zihniyeti de bölgemizde Müslümanları hedef almış, öncelikli olarak evleri ateşe verilmiş, malları yağmalanmış, işyerleri talan edilmiş baskı ve şiddetle göçe zorlanmışlardır. PKK/HDP`nin bölgemiz için İsrail`in telkini ile yürürlüğe koymaya çalıştığı Kantonlaşma zihniyetinin tıpkısı bu günlerde bu cenah tarafından Cizre`de yürürlüğe konmak istenmektedir.” ifadeleri kullanıldı.
“Ya bu vahşileri toplumun önünde mahkûm edecekler, ya da…”
HDP`nin ekranlar karşısında demokrasi ve insan halkları havarisi kesildiğini ve HDP`li yöneticilerin yavuz hırsız misali yakalanmadıkları müddetçe Müslümanlara yapılan bu vahşetler karşısında kör, sağır ve dilsiz taklidi yaptıkları ifade edilen açıklamada, “Ekranlar bu vahşetleri kaydettiği zaman ise cılız bir ses ile yapılanlardan beri olduğunu söylemiş ancak bu vahşi eylemleri ve eylemlerin sahiplerini lanetleme noktasında ise sukutu tercih etmişlerdir.
Artık mızrak çuvala sığmamaktadır. Ya bu vahşileri, Vandalları toplumun önünde mahkûm edecekler ya da bu mezalimin ortağı veyahut tertipleyicisi olduğu kamuoyu nezdinde ilan edilecektir.” denildi.
Vandalların pervasız eylemleri karşısında polisin suskunluğu…
Barış süreci ile devletin bu bölgeyi Vandallara teslim ettiği algısının artık bölge halkının kahir ekseriyetinin kanaati haline geldiği belirtilen açıklama, Vandalların pervasız eylemleri karşısında polisin suskunluğu ve olaylara müdahale etmemelerinin ise edinilen bu izlenimin doğruladığının altını çizdi.
Açıklamada devamla; “Cizre de gece 03: 00 surlarında başlayıp ertesi gün öğleye kadar devam eden ve uzun namlulu silahlarla bir mahalleyi kuşatma altına alıp, dindar olarak bilinen insanların evlerinin aralıksız taranıp kadın ve çocukların içinde bulunduğu bir halde yakılması devam ederken, Devlet maalesef artık güven vermeyen güçlerinin ortalıkta bulunmayışı ne ile açıklanabilir? Valinin böylesine savaş durumu sayılabilecek bir durumu “7 saat sonra haberim oldu” açıklaması, kimin acziyetidir? HDP çetelerinin topyekûn imha girişiminde bulunması ve güvenlik güçlerinin buna sessiz kalması Çözüm süreci ortaklığının mazlum Müslüman halka çıkardığı bir fatura değil midir?” soruları yöneltilerek bölgede yaşanan ve endişe verici boyutlara ulaşan olaylara değinildi.
“Bu ateşin, günü geldiğinde herkesi yakacağı unutulmamalıdır”
Bölgede yaşayan ve PKK/HDP gibi düşünmeyen ve ya düşünmek istemeyen herkese çağrıda bir çağrıda bulunulan açıklamada, “Bu bölgede kandan, şiddetten, baskıdan yana olmayan bütün güçlerin bu vahşet karşısında tarafını belli etmesi ve tepkilerini ortaya koymalarını istiyoruz. Yoksa bu ateşin, günü geldiğinde herkesi yakacağı unutulmamalıdır.” çağrısında bulunuldu. (İLKHA)