HÜDA PAR Siirt İl Başkanlığı, 28 Aralık 2011 tarihinde Şırnak'ın Uludere ilçesinde TSK'nın Irak sınır bölgesinde yaptığı ve  tarihe "Roboski Katliamı" olarak geçen bombardıman sonucu 34 kişinin hayatını kaybettiği katliam ile PKK'nin Şırnak'ın Cizre ilçesindeki saldırıları ile ilgili yazılı açıklama yaptı.

Basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“Roboski`de  çoğu çocuk 34 Kürt vatandaşı vahşice katledildi”

"Kürt halkının yaşamış olduğu asırlık zulümlerin son halkası olarak Roboski katliamının üzerinden tam 3 yıl geçti. Roboskî (Ortasu) katliamı 28 Aralık 2011 tarihinde gece 21.37 – 22.24 arasında TSK`nın Şırnak`ın Uludere İlçesi Irak sınır bölgesinde, F-16 savaş uçaklarıyla yaptığı bombardıman sonucunda gerçekleşti.
Olayda bir lokma ekmek eve götürmek için çabalayan çoğu çocuk 34 Kürt vatandaş vahşice katledildi. Katliamdan bir kişi yaralı olarak kurtuldu. Bombardıman sonucunda katledilenlerin, Irak`tan Türkiye`ye mazot ve sigara getirmek için, mazlum ve mağdur edilmiş, ailesinin geçimi için uğraşan masum köylülerden oluştuğu ve çoğunun aynı soyadlarını taşıdıkları ortaya çıktı. Bu sahne mazlum Kürt halkının tarihi mahrumiyet ve mağduriyetinin belgelerinden biri olarak tarihe kaydoldu."
 

Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı katliama  takipsizlik kararı vererek  meşru gösterdi

"Yanlış bir istihbarata dayandığı belirtilen katliam dosyası ile ilgili olarak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Haziran 2013`te görevsizlik kararı verdi ve dosyayı Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı`na gönderdi. Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı 7 Ocak 2013 tarihli gerekçeli kararında, “Gerek şüphelilerin gerekse olayda görev yapan diğer TSK personelinin, TBMM ve Bakanlar Kurulu kararları çerçevesinde kanunun emrini icra kapsamında kendilerine verilen görev gereklerini
yerine getirdikleri, görev gereklerini yerine getirirken kaçınılmaz hataya düştükleri, dolayısıyla eylemleri hakkında kamu davası açılmasını gerektiren sebep bulunmadığının anlaşıldığı…” şeklinde
katliamı meşru gösterir bir şekilde belirtilerek takipsizlik kararı verdi."
 

Bu olayda devlet, devlet olma görevini yerine getirmemiştir  

"34 masum canın katledildiği bu olay ne kadar vahim ise, bu kadar canın katliamına takipsizlik kararı verilmesi de o kadar vahim bir olgudur. Bu olayda devlet, devlet olma görevini yerine getirmemiş ve kendi halkını gereği gibi sahiplenmemiştir. Bu durum Kürt halkının vicdanını yaralamış ve mazlumiyetinin açık göstergesi olmuştur. Katliamın basit bir ihmalden kaynaklanmadığı ortadadır. Belki bu olayın arka planında vahim bir tablo çıkacağı muhakkaktır. İhmalden öte bir ihanetin,
bölgemizi aşan bir birlikteliğin, bir istihbarat zaafının varlığı aşikardır. Uludere`yi kendisine karşı yapılmış açık bir komplo olarak gören bir hükümetin bu olayda bu kadar sessizleşmesi manidardır. Ucu nereye dokunursa dokunsun, kimlere varırsa varsın, bu olayın aydınlatılması ve tarihte kara bir leke olarak kalmasının önlenmesi zaruridir. Suçlular veya katliamın gerçekleşmesinde ihmali bulunanlar mutlaka cezalandırılmalıdır."
 

6-7 Ekim olaylarında açık bir hedef haline getirilen partimiz çevresine bu kez de Cizre`de katliam yapılmaya çalışılmıştır

"İkinci olarak değinmek istediğimiz husus, bölgemizde son zamanlarda gerçekleşen olaylar ile ilgilidir. 6-7 Ekim olaylarında açık bir hedef haline getirilen partimiz çevresine, bu kez de Cizre`de katliam
yapılmaya çalışılmıştır. 6-7 Ekim`de akıtılan mazlum kanına doymayan zalim ve hunhar zihniyet, bu kez Cizre`de mütedeyyin insanların evlerini tarayarak, insanları diri diri yakmak sevdasıyla evleri ateşe vermiştir. 65 yaşında bir piri faninin kanına giren bu yapılanmanın tek hedefi, kendi dışındaki tüm yapıları sindirerek, yok ederek tarihi firavuni misyonunu gerçekleştirmeye çalışmasıdır. Bu olaylar Kürt halkını ve onun dindar kimliğini hedef alan bu zihniyetin oluşturmak istediği sol-sosyalist varyantlı hayat biçiminin tahammülsüzlüğünün göstergesidir. Sinsi planlarının tezahürü olan bu eylemler faillerin gerçek yüzünü ve amaçlarını deşifre etmektedir."
 

iki ateş arasında kalmış, mazlum Kürt halkının iyiliği için çalışacak yapılara ihtiyacı aşikardır

"Bu noktada iki ateş arasında kalmış, tarihsel mahrumiyet ve mağduriyetinin üzerine bugün de yeni mağduriyetler eklenen mazlum Kürt halkının, onun iyiliği ve selameti için çalışacak yapılara ihtiyacı
aşikardır. Partimiz bu misyon ile yola çıkmış ve sürekli ezilenlerden ve mahrumlardan yana tavır sergilemeyi kendisine görev bilmiştir.
Bugün zülüm ile yol yürümeye kalkanlar çok iyi bilmelidir ki, tarih devrilerek yerlere serilen zalimlerin sonunun nereye vardığının açık göstergesidir. Burada ibret almak isteyen, tarihteki Firavunların, Nemrutların, Dehakların sonunun nasıl olduğunu görerek ders çıkarmalıdır. Mazlum halkımızın zülümlerden azad olarak gerçek özgürlüğünü yakalayacağı günler yakındır. Sahte putların tümü artık tek tek devrilmektedir."    (İLKHA)