Artık terör eylemleri PKK`ya isnad edil(e)meyecek. Kimse “PKK terörü” d(iy)emeyecek. Eğer derse, -korkarım ki- “iftira ettin” diye cezalandırıla(bile)cek!
Biliyorum, “Pazar Pazar bunu da nereden çıkardın?” diyeceksiniz, ama bu konuda yanılmayı çok istiyor olsam da, mesele bana o kadar masum görünmüyor. Mesele şu:
“Ömür boyu hapse mahkûm” olduğu halde, Napolyon`un mahkûm tutulduğu Elbe Adasında iktidara hazırlanması gibi, İmralı`da “Özerk PKK Kürdistanı”nın Başkanlığına hazırlanan Teröristbaşı, “yeni politika” gereği “şirin gözükme” adına “kamu düzenini sağlayın” deyince, terör örgütü PKK`nın gençlik yapılanması “eylemsizlik kararı” aldığını açıkladı. Daha doğrusu, sadece “otobüs yakma, kepenk kapattırma gibi eylemler”e son vereceklerini açıkladılar. Diğer saldırılar için “eylemsizlik” kararı yok.
Ancak terör örgütünün “Fırat Haber Ajansı”nda yer alan açıklama basında öyle bir yansıtıldı ki, sanki PKK mutlak eylemsizlik kararı almış da her şey sütliman olmuş! Oysa bu açıklamanın üzerinden 24 saat geçmeden, ben bu yazıyı yazdığım saatlerde, Cizre`de PKK teröristlerinin dindar müslümanlara karşı silahlı saldırılarda bulunduğu, gece 03:00 civarında başlatılan saldırıların sabah 11:00 itibariyle hâlâ sürdüğü, ancak Devlet güçlerinin bütün çağrılara rağmen müdahale etmediği haberleri geliyordu.
Hal böyleyken, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan`ın, başlatılan çözüm süreciyle “bölgede ciddi bir normalleşme süreci yaşandığı”na dair açıklamasının pratik bir önemi kalıyor mu? “Bölgede gerçekten ciddi bir normalleşme yaşandığını söyleyebiliriz” diyen Akdoğan`ın, “PKK`nın dindar Kürtlere yönelik saldırıları”nı ve buna karşı “güvenlik güçlerinin kayıtsız kalması”nı nasıl açıklayacağını merak ediyorum. Bu nasıl normalleşme böyle, biz neyi kaçırıyoruz, birileri açıklasa hiç fena olmayacak.
Sayın Akdoğan, “vatandaşlarımız hükümeti takip etsinler, meşru siyaset kurumunun ne dediğine baksınlar” diyor ama, “meşru siyaset kurumu” bir şey demiyor ki! “Henüz zamanı gelmedi” diye, bütün milletin geleceğini bağlayacak bir süreç hakkında millete hemen hemen hiçbir açıklama yapılmıyor, terör unsurlarının bildikleri, “meşru siyaset kurumu”na işte o “meşruiyeti veren millet”ten saklanıyor!
Haliyle, sürece dair şüpheler giderilemiyor. Bir yandan Hükümet adına konuşanlar “bize güvenin” derken, bir yandan da PKK çevrelerinin“özerklik garanti, şimdi ne kadar olacağını görüşüyoruz” anlamına gelen açıklamaları kafa karıştırıyor. Kobani`de “PKK`nın desteklenip güçlendirilmesi”, Teröristbaşı`nın, hem de önümüzdeki seçimlere kadar salıverilerek “Özerk PKK Kürdistanı”nın başına geçmesine dair talepler,“PKK`nın terör örgütü listesinden çıkarılması” taleplerinin genel kabul görmesine yönelik “kamuoyunun hazırlanması için ince bir algı operasyonu”nun yürütülmesi, “arkaplânda dönenler”e dair ciddi şüpheleri uyandırıyor. Gerçi henüz dile getirilmese de, bu endişeler taşma noktasına doğru kabarıyor.
Manzara buyken, terör örgütü PKK`nın gençlik yapılanması, artık kitlesel eylemlerde “yüz kapatma, kitlenin içerisinden provokasyon girişiminde bulunma, halkın malına ve canına zarar verme, halk otobüslerini yakma,kepenk kapattırma” gibi eylemlerin yapılmayacağını, “bu tür girişimlerde bulunanların sömürgeci güçlerin ajanları olarak değerlendirileceği”ni açıklıyor.
Yani, eğer “bu tür eylemler görürseniz, bilin ki bunu biz yapmıyoruz, onlar ajandırlar” diyor.
İşte bu noktada çok dikkat etmek lazım. Çünkü, terör örgütünü besleyen ana gıda, terördür, teröre başvurmadan varlıkları devam edemez. PKK da varlığını sürdürebilmek için terörü sürdürecektir. Zaten, bütün “barış” söylemlerine rağmen terörden vazgeçmiş değiller, geri durdukları da yok.
O halde bu “ajan” açıklamasının sırrı ne? Kendileri zaten küresel emperyalist güçlerin ajanları iken, bölgenin en güçlü terör ve -uyuşturucu dahil- kaçakçılık şebekesi olarak faaliyette bulunurlarken, “eylem yapan ajandır” demeleri neye yöneliktir? Bence şuna yöneliktir:
Şehir eşkıyalığı aynen devam edecek, terör sürecek. Eylemlerde yüz kapatma da, kepenk kapattırma da, etrafı yakıp yıkma da vs. tamgaz sürdürülecek. Ancak PKK, “biz eylemsizlik kararı aldık, bunların bizimle alakası yoktur, bunlar ajandır, provokatördür” deyip, işin içinden sıyrılacak. Bunun böyle olduğunu bile bile, “bizim yetkililer” de “he, öyledir, bu PKK`lılar artık iyi çocuk oldular” deyip, “toplumsal dikkat”i bir türlü yakalanamayan “ajanlar”a yönlendirecek. Böylece, “terör bitti ama sömürgeci güçlerin ajanları boş durmuyor” denilerek, bundan da bir “başarı ve masumiyet karinesi” çıkaracaklar!...
Artık terörde, “biz yapmadık, ajanlar yaptı” dönemi fiilen başlamıştır. Yanılıyorsam, süreci milletle paylaşıp yüzümü kara çıkarın!
Faruk Köse - Yeni Akit