İslamî Direniş Hareketi (Hamas)`ın askeri kanadı İzzeddin El-Kassam Tugayları, Hamas'ın 27. kuruluş yıldönümü etkinliklerinde çok sayıda kahramanı ve gelişmiş silahlarıyla Gazze sokaklarında dolaşırken ve işgalcinin öfkesinden parmaklarını ısırarak hayret ve şaşkınlıkla uçaklarını komutan ve liderlerin huzurunda Gazze semalarında uçurmasına rağmen bir bakıma bağımsızlığını, özgürlüğünü ifade etmiş oluyordu. Yine bu tavrıyla, Yenilmiş Ekin savaşında işgal ordusunun hezimete uğramasından sonra Kassam`ın caydırıcı gücünün artık meyve vermeye başladığını, Hamas hareketinin askeri, siyasi, sosyal ve manevi gücüyle sarsılmadan olduğu yerde durduğunu gösterdi. Kassam Tugayları'nın Gazze`de yaptığı görkemli gösteriden,  gösterileri seyretmek, kahramanları selamlamak ve Hamas hareketinin kuruluş yıldönümünü kutlamak için caddeleri ve meydanları dolduran Gazze halkının gösterdiği teveccühten çıkardığım sonuçtur bu.

Hamas`ın kuruluş yıldönümünde Kassam Tugayları sözcüsü Ebu Ubeyde`nin yaptığı konuşma taşı gediğine koyma türündendi. Başta Gazze`ye karşı komplo kurmayı sürdüren Siyonist işgal rejimi, uluslararası camia, Gazze`nin işgalciye karşı kazandığı son zaferi çalmaya çalışan ve tarihi gerçekleri ters yüz etmeye kadir olduğunu düşünen bazı Arap ülkeleri olmak üzere birçok çevreye mesaj gönderdi.

Kassam sözcüsünün direnişi ve Filistin davasını destekleyen, onu mal, silah ve başka şeylerle destekleyen devlet ve çevrelere teşekkür edip bazı devletlerin isimlerini açıkça zikretmesi Hamas hareketinin takip ettiği politikayı gözler önüne serdi. Bazı Arap çevrelerin Filistin direnişini vurmak ve yok etmek için işgal rejimiyle gizliden görüşme ve işbirliği yapmalarına karşılık kendilerinin Filistin davası için bazı devletlerle açıkça görüştüklerini ve onlardan yardım aldıklarını ifade etti. Hamas bu tavrıyla gerekirse kendini savunmaya ve dayatılacak yeni bir savaşa girmeye hazır olduğunu da göstermiş oldu. Burada dayatmadan kastımız, işgal rejiminin Gazze veya Filistin halkına yeniden saldırması, ateşkeste ifadesini bulan direniş şartlarının yerine getirilmemesi, kuşatmanın kalkmaması ve Gazze'nin imarının yapılmamasıdır. Ateşkesin uygulanmasında ve varılan ateşkes antlaşmasında yer alan maddelerin hayata geçirilmesinde gösterilen gevşeklik ve geciktirme politikası direnişin işaret ettiği ve bu anın yaklaştığı konusunda dikkat çektiği patlamaya neden olabilir

Sonuç olarak Filistin direnişinin durumunun gayet iyi olduğunu, işgalcinin Filistin toprakları üzerindeki varlığının uzun sürmeyeceğini söyleyebiliriz. Ambargonun son bulması, Gazze'nin imarının başlaması ve esirlerin özgürleştirilmesi ise tahmin edilen zamandan daha kısa sürede çözüme kavuşturulacaktır. Bütün bunlarda gereken meyveyi almak için birazcık sabra ihtiyaç vardır. Tabi bu aşamada bilerek veya bilmeyerek direnişin niyeti ve iradesiyle ilgili yayılan kuşkuları, eleştiri ve söylemleri dikkate almamak gerekir. Bu süreçte düşmanın işi ağırdan alması, dolaylı görüşmelerin ertelenmesiyle insanları bezdirmeyi, morallerini bozmayı, direnişin kazanımlarını kaybettirmeyi hedefleniyor. Birinci şıkla ilgili biraz başarı gösterebilirler, ancak ikinci hususta amaçlarına ulaşamayacak ve düşündükleri hep hayalde kalacaktır.

Dr. İsam Şaver / Filistin Haber