Rabb`ül âlemine sonsuz hamd olsun! Muhammed`ül Emin`e salat, O`nun yolunda gidenlere selam; aziz şehitlerimize mağfiret ve rahmet olsun. Geride kalan yüreği yanık, bağrı dağlı kalpleri iman dolu şehitlerimizin ailelerine ve dava arkadaşlarına sabır metanet ve başsağlığı diliyorum. Şehitlerimizin şehadetini tebrik ediyorum. Anne, baba, eş, kardeş ve çocuklarına ve yarenlerine taziyelerimle birlikte tebriklerimi sunuyorum, zira şehidin şefaati yetkisi vardır. Şehidin yakını olmak şereflerin en büyüğüdür. Şefaatlerine nail olmayı diliyorum.

Kahraman şehitlerimizin şehadete amade fedakar dava arkadaşlarına feraset, metanet, dirayet sabır ve zafer diliyorum, zira zaferin yolu; azim, sabır ve cesarettir. Tam da bir Muharrem/şehadet ağına girmek üzereyken gelen şehadet haberleri camiamız Mustazaf Müslümanlara ve tüm İslam ümmetine mübarek olsun. Bu camia bu coğrafya bu vahşet ve barbarlığın yabancısı değildir. “Em ne xeribê we der-u külamın” defalarca bu filmi istedik. Acısını hakkal yakin hissettik ve ediyoruz.

Hüseyni Dava`nın varisi, Peygamber ve şehadet aşığı, Yusuf-i mekânın alışığı bu camia için, “Her yer Kerbela, her gün Aşure” deyimi yaşam tarzı olmuştur. Kerbela matemini yâd, Hüseyni sevdayı gönüllere irşat için gecesini gündüzüne katan günümüz Hüseyin ve yarenlerine her bayramı matem, her kutlu günü zehir ve her anında yeni Kerbelalar yaşatmaya çalışan Yezitlerin saldırı ve katliamına da laik düzen işbirliğiyle zindanlarda çürütüyorlar. Bunlar kâfir ve zalimlerin tiyneti ve karakteridir. Feraset sahibi İslami camia bunların bu karaktersizliklerini iyi tanır. Tarihte bunlara gereken cevabı vermiş ve bundan sonra da vermesini bileceğinden kimsenin şüphesi olmasın. Bizim de şüphemiz yok. Velev ki bedeli çok ağır bile olsa... Canımızla beraber kendimizin ve aziz İslam davasının onurunu ve izzetini zedelememek ve “Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda siz de savaşın.”(Bakara 190) ilahi emri yerine getirmek için her şeyi ile buna katlanmak zorundayız. Sabır bizden zafer Rabbimizdendir. Eğer şimdi bu yapılmıyorsa iyi bilinsin ki yine İslam ve Müslümanların maslahatı içindir. Ancak biz Müslümanız, kardeşiz bir ve beraberiz(Hucurat 10) dedikleri halde yurdumuzun değişik bölgelerindeki kardeşlerimizden maalesef kardeşlik refleksi göremiyoruz. Hatta fasıkların verdikleri haberlere sürekli camia hakkında karalamaya başvuranları bizi derinden üzüyor. Son olaylar da gerçeği görenleri tenzih ederim. Varsayalım ki eskiden yalan fabrikasının propagandasının etkisiyle camiayı tanımadığınızı kendinize inandırdınız.

Şimdi ise on yıllardır hayır faaliyeti yürüten ve hayırları ulaştırmak için gecesini gündüzüne katmış dergi, gazete, radyolar, televizyon ve gönüllü fedailerini hiç mi görmezsiniz? İnanın bir çok ailenin bir aylık masrafını belki birçoğunuz bir kahvaltıda tüketiyorsunuz.

On yıllardır zindanı Medres-i Yusufiyeye çevirmiş. Hem de suçsuz yere... Ergenekon`u, solcu, laik ve bilimum kesimler için adil görülmeyen mahkemelerde verilmiş cezalarla üstelik binlerce km uzaklıklardaki zindanlara sürülmüşler. Bunların ve ailelerinin binlerce km yolu 30-45 dk. görüş için nasıl katettiklerini ve neler çektiğini hiç görmez misiniz?

Gezi vb. eylemlerde- eylemde diyorum – bir kişinin burnu kanarken- ki kimsenin burnu kanasın istemem – nasıl kamuoyu oluşturulur,Medya, STK vb. nasıl ayaklanır hiç görmez misiniz? Elinizde iktidar, medya, STK ve her olanak varken neden mazlum kardeşlerinizi görmezsiniz? Diyelim şimdiye kadar habersizdiniz. Şehid Yasin Börü ve arkadaşları da mı gözlerinizi açmadı? Bu göz nimetinin hesabını dünyada olmasa bile ahirette sorulmaz mı?

Amed halkından kendisine sığınanlara ihanet edip çapulculara mazlumları teslim edenlere diyecek söz bulamıyorum. Zira ne insaniyet, ne kavmiyet ne aşiret, ne örf, ne adet, ne izzet ve de şeref bu yapılan alçaklığı kabul etmez. Kendisine sığınanı insan olan teslim etmez. Bunlar her şeylerini yetirmişler. Bir şey demeye bile değmezler.

Erdoğan ve Hükümete gelince: “Dicle kenarında bir kuzuyu kurt kapsa kendimi mesul bilirim” diyen Erdoğan ve Hükümete soru: “Yıllardır alanı canilere terk etmediniz mi? İstedikleri gibi yol kesme, kimlik sorma, istihbarat toplama dindarların evlerini, iş yerlerini işaretleme muhaliflerini sindirme ve öldürme en sonunda da top yekûn imha girişimleri kadar hep seyirci kalmadınız mı? Yoksa bu mazlumlar yem edilmesi gereken kuzular mıydı? Nerede Ömer?

Nerede Adalet?”

M. Remzi KAYA
M Tipi Kapalı Cezaevi – Ceyhan ADANA