Çatışma ve kargaşanın bölgenin tamamında hüküm sürdüğü bir ortamda Cizre farklı bir dozajda seyretti. Peki, neden Cizre? Dediğiniz zaman gelişen olayları irdelediğiniz de bu sorunun cevabını bulmak zor değil aslında. Bölge genelinde vuku bulan olaylarda Cizre`yi ayrıcalık kılan PKK ve uzantılarının arkasında ikinci bir elin olduğu ve özelikle de Cizre`yi merkez seçtikleri ortaya çıkmaktadır. Elbette bu ikinci el paralel yapının ta kendisidir. Tabiri caizse kurt ile çoban birleşmiş, sürüyü talan ediyor.
Hatırlanacağı üzere 23.06.2013 tarihinde Cizre`de PKK`nın yerli milislerinden oluşan Yurt sever devrimci gençlik hareketi olarak bilinenin YDG-H sözde asayiş timlerinin kuruluşunu, yaptığı bir törenle ilan etmişti. Her ne kadar lokal bir düzeyde kabul edilmişse de, örgüt sonradan bütün bölgeye bu yapılanmasını yaymış ve Cizre merkezli bir yapılanmaya gitmişti. Çözüm sürecinin verdiği avantajı fırsat bilen PKK ve onun arkasında olan paralel yapı, aslında PKK ye yeni bir mücadele şekline sayfa açtığı gibi, farklı bir sürece taşıdı. Artık ‘`paralel devlet`` inşasına start verilmişti. Evet, bundan sonra PKK ve türevleri paralel yapının emrinde değil, aktif bir parçasıydı.
Bu tarihten sonra Cizre hep olaylara, çatışmalara ve kargaşalara sahne oldu. Yakmalar, yıkmalar birbirini takip etti. Kepenk kapatmalar, esnafı haraca bağlama ve ekonomik kayıplar halkı sefalete sürükledi. Kurulan düzmece mahkemeler ve yapılan haksızlıklar insanları canından bezdirdi. Halkı korkuyla rehin almak için ilan edilen sözde özerklik(!) ile bilinçli olarak insanlar batı illerine göçe zorlandı/zorlanıyor. PKK ve Paralel Yapının şehir eşkiyası YDG-H milisleri, elindeki silahlarla halkı korkutması, tehdit etmesi bir yana adeta terör estiriyor. Bu vahşete karşı çıkan yâda itiraz eden insanlar da fırsat buldukça infaz ediliyor yâda farklı bir şekilde cezalandırılıyor. Paralel Yapı, PKK` ye daha çok alan hâkimiyeti sağlamak için, şimdiye kadar ulaşamadığı alanlara ulaşmak için trenlerine raylar döşüyor…
Bunun açık örneği 13 Aralık Cumartesi günü Mustazaflar Cemiyeti Cizre Şubesinin kadın kollarının organize ettiği, kitlesel basın açıklaması sonrasında gelişen olaylardır. Malumunuz olmak üzere 25 Kasımda kadına yönelik şiddete karşı Uluslararası Mücadele Günü`nde Mazıdağ ve Silopi`de düzenlenen etkinlikte tesettüre hakaret edilmişti. Yine aynı günde Van da işlek bir caddeye asılan bir afişle "Namus Toplumsal Kâbustur" ve Cizre`de ‘`em jının ne namusa kesene``(biz kadınız kimsenin namusu değiliz) denilerek alenen İslam`ın şiarı ve mukaddesatına hakaret edilmişti. Her yerde olduğu gibi, bu şirret olayı telin etmek için Mustazaflar Cemiyeti Kadın Kolları kitlesel basın açıklaması yaptı. Açıklamanın yapıldığı alanda HDP/PKK yandaşlarının provokasyon girişimi sonuçsuz kalırken, bu sefer Nur Mahallesi'ne HDP/PKK anons arabası, mütedeyyin olarak bilinen insanların evlerinin bulunduğu sokaklarda dini değerleri hedef alan sloganları atıyor. Yani ikinci bir provokasyon girişiminde bulunuluyor. Bunda da başarısız olunca bu sefer akşam saatlerinde eli silahlı eşkıyalar devreye girerek uzun namlulu silahlarla aynı mahallede bulunan dindar insanların evlerini uzun namlulu silahlarla tarıyor. Bu üçüncü provokasyon da sonuçsuz kalırken, HDP/PKK/YDG-H tarafından sabah erken saatlerde 28 yaşında 3 çocuk babası A.Ç. yi silahlı bir şekilde evi taranan mütedeyyin insanların evlerinin bulunduğu muhite gönderiliyor. Etrafta bulunan duyarlı mahalleli gençler tarafından fark edilen malum şahıs yakalanıyor. Gerçek niyeti öğrenilince ona zarar gelmesin diye güvenli bir yere aldıktan sonra ailesine haber verip teslim ediyorlar.böylece HDP/PKK paralel yapının peşinde olduğu dördüncü provokasyon sonuçsuz kalıyor.
Mahalleli gençler tarafından konuşturulan A.Ç`nin itiraf ettiği HDP/PKK nın kürt halkının çocuğunu gencini gözünü kırpmadan nasıl ölüme gönderdiğini gözler önüne seriyor. Cizre 'de mukim ve adresi belli olan bu genç, açık bir şekilde yem olarak ölüme gönderilmiştir. Fakat mahalleli mütedeyyin ve dindar insanların duyarlılığı ve sorumluca hareket etmeleri onu bu tehlikeden kurtarıyor.
Bu provokasyonlar ile istediğini elde edemeyen Derin Devlet - Paralel Yapı - HDP/PKK konsorsiyumu vakit kaybetmeden sıcağı sıcağına toplantı yapma kararını alır. Bu toplantı HDP/PKK 'nin Cizre 'deki beyin takımından kabul edilen ve sisteme ajanlık yapan saygı değer (!) birinin evinde yapılması uygun görülür. İkili oynayan bu muhterem şahsiyet'in (!) detaylı bilgileri mevcut olup ancak terbiyemize uygun olmadığından bu bilgiler paylaşılmayacaktır.
Tarih 14 Aralık Pazar, Saat 17.00. Dört adet lüks araç ile kravatlı bir ekip, korumalar eşliğinde malum zatın evine gidiyor. Toplantı yaklaşık 2 saat sürüyor. Akabinde çok kısa sürede Cizre genelinde olaylar başlıyor...Toplantıya ev sahipliğini yapan kişinin kimliğini anladık. Gelen heyet kim veya kimlerden oluşuyor? Gelenlerin devlet adına geldikleri kesindir. Ama hangi devlet adına(!)? İşte orası meçhul. Bu noktada bir istihbarat zaafı varsa da paralel yapı adına geldikleri kesindir. Biliyorsunuz geriye istihbarat ve mit kurumu kalıyor. Oklar aynı noktayı göstermese de, paralel yapının ne kadar elinin güçlü olduğunu gösteriyor. Kirli konsorsiyumun toplantısından hemen sonra, 14 Aralık Pazar günü akşamı Cizre`nin her tarafında olaylar başlıyor. Yapılan vandallıklar bir yana sosyal paylaşım sitelerinde Hüda Par ve Mustazaflar Cemiyeti başta olmak üzere dindarlar hedef gösterildi.
Açıkça anlaşılıyor ki birileri halkı birbirine kırdırmak istedi. Tabi bu beşinci provokasyonda sonuçsuz kaldı. Bütün bu olaylar tesadüf olmadığı gibi, ne kadar sistemli ve programlı yapıldığı ve arkasındaki kirli ellerin ne kadarda bu halkın düşmanı olduğu ve zararına çalıştığını bilmemek artık mümkün değildir. Toplantının içeriği ve nelerin konuşulduğu zan ederim anlatmaya gerek yoktur. Cizre sokaklarında yapılan vahşetler konuşulan teoriğin pratize hali değil midir? Evet, artık Derin Devletin desteğindeki paralel yapı ile PKK koordine içindedir. Bu aşamadan sonra PKK` nın diğer adı paralel yapıdır. “HDP/PKK/PY”
www.cizremedya.com/