Erkan Yavuz / Doğruhaber/   - Mavi Marmara davasında tüm deliller ortadayken davayı engellemeye çalışan ve mahkeme sürecinin bitmesi veya uzaması için bazı ellerin devreye girdiğinin altını çizen İHH Başkanı Bülent Yıldırım, Türkiye içerisinde Truva atları olduğunu ifade etti. Siyonizm belasından tüm halkların yaka silktiğini ifade eden Yıldırım, bir an önce israil hakkında açılan davaların sonuçlanması gerektiğini belirtti.

TÜM KANITLAR ORTADA AMA MAHKEMELER HEP UZUYOR

Mavi Marmara baskınını yapan ve yaptıranların belli olmasına rağmen davaların bu kadar uzamasına anlam veremediklerini ifade eden İHH Başkanı Bülent Yıldırım, “Esasen neden daha görüşülecek duruşma var anlamış değiliz. Her şey bu kadar açık ve dünyada bu kadar şahidi varken… Katiller belli; Liberman, Netanyahu ve o günkü kabinede bulunan herkes. Şimdi sadece askerler yargılanıyor ama emri veren israil hükümetidir. Yani şu anda Mescid-i Aksa`yı yıkma emrini veren, siyonist yerleşimcilere hak tanıyan, Kur`an-ı Kerim`leri yerlere atan, askerlere emri veren ve yaptıran Netanyahu ve kabinesidir. O nedenle biz diyoruz ki bu siyonistlere güvenilmez. Tamam, normalleşme olsun. Türkiye büyük bir başarı elde etti ve bunlar özür de diledi. Tazminatın olması da – az çok olması fark etmez- önemlidir. Ama biz bu yola çıkarken abluka tamamen kalkacak diye yola çıktık. Bütün dünya bize hak verdi. BM, Avrupa Parlamentosu ve bütün halklar hak verdi. Abluka kanunsuzdur dedi. Ama bu Siyonistler ablukayı hala kaldırmıyor” dedi.

SİYONİSTLER FİLİSTİN`İN YALNIZ OLMADIĞINI GÖRECEK

Türkiye`nin israil ile olan ilişkilerinin kesilmesi gerektiğine vurgu yapan Yıldırım, “Böylece onlar da Filistin`in yalnız olmadığını görecek ve Mescid-i Aksa`yı bütün Müslümanların sahiplendiğini görecek. Kur`an-ı Kerim`leri yerlere atmanın bir karşılığının olduğunu görecekler. Bizler şuna inanıyoruz ki, Mescid-i Aksa`da özgürce namaz kılacağız. Bizler, onların Mukaddes Kitabımızı yere attığı gibi onların kutsal saydığı kitabı yere atamayız. Biz herhangi bir milletin kutsalına hakaret edemeyiz. Kilise ve sinagoglara bize saldırılmadığı müddetçe saldıramayız. Ama bunlar Mescid-i Aksa`ya saldırıyor. Bunlar kalkıp masum insanları öldürüyor ve Kur`an-ı Kerim`i yerlere atıyorlar. Mescid-i Aksa`ya saldırıldığı dönemde Siyonistlerin başkonsolosu İstanbul`da göreve geliyor. Resmen bizimle dalga geçiyorlar” şeklinde konuştu.

MAHKEMELERDE DÜNYA SİYONİZMİNİN ASKERİ VE SİYASİ İSTİHBARATI ORTAYA ÇIKACAK

israile karşı açılmış olan davaları önemsediklerinin altını çizen Yıldırım, “Bu mahkemeleri çok önemsiyoruz. Bu mahkemelerde dünya siyonizminin askeri ve siyasi istihbaratı ortaya çıkacak. Bu nedenle mahkemelerin bitmesini istiyorlar. Nasıl ortaya çıkacak? Biz şimdi bu davaları devam ettireceğiz. Dünyanın her tarafında bu davalar devam edecek. İngiltere ve başka yerlerde de bu davalar açılacak. O zaman Mavi Marmara ve filoya saldıran bütün askerler ve bunlardan sonra gelip bizi tutuklayan, sorgulayan, işkence eden, sorgulamalar sırasında tercümanlık yapan, ‘ben Türkiye`nin şu ilinde oturuyorum` diyen, beni israil sorguçlarına ihbar eden bu adamların hepsi bir bir ortaya çıkacak. O zaman ne olacak? Azerbaycan`dan, Türkiye`den, Finlandiya`dan, ABD`den, Kanada`dan, Kosova`dan, Makedonya`dan siyonist kökenli askerler de bir bir ortaya çıkacak. O zaman israilin bu askeri yapısı ortaya çıkacak. Dünyanın her tarafından gelip askerlik yapıp döndükten sonra, israile ajanlık yapanlar var. Başka kimlikler taşıyorlar. Mahkemeler bunları ortaya çıkaracak. Bugüne kadar bunlar hiç ortaya çıkmadı. Dubai`de Filistinli kardeşlerimizi şehit edenler israil dışında yaşayan Siyonist ajanlardı. israil her tarafta asker ve ajanlarını barındırıyor. Gemiye de bunlar saldırdı. Bu mahkemeler bitsin diye baskı yapıyorlar. Bu mahkemelerin sahipleri o gemide katledilenlerin yakınları, yaralıların yakınları ve gemide bulunanlardır. Bu mahkemeler sayesinde herkes ortaya çıkacak” ifadelerini kullandı.

İÇERİDE TRUVA ATLARI VAR!

Uluslararası Ceza Mahkemesi`ne bilgi ve belgelerin maksatlı olarak gönderilmediğini ifade eden Yıldırım, “Komor Adaları da UCM`ye başvurmuştu. Komor Adaları Cumhurbaşkanı başdanışmanı bu konuyu görüşmek üzere Türkiye`ye gelmek istedi. Ne yazık ki Tanzanya ve Kenya`da birer hafta bekletildiği halde kendilerine vize verilmedi. İNTERPOL`e mahkemenin verdiği yakalama kararı gönderilmedi. Bunları kim yapıyor? Cumhurbaşkanı, Başbakan`ın, bütün siyasi partilerin, STK`ların, bizi sevse de sevmese de bütün kurum ve kuruluşların ve halkların kararlığı var. Herkesin dile getirdiği şey katiller yakalanması. Tüm bu kararlılığa rağmen yakalama kararını İnterpol`e göndermeyen Truva atları kim? Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan`a rağmen görevli bazı bürokratlar mahkemenin Türkiye`den istediği bazı belgeleri göndermediler. Bunların başında da Feridun Sinirlioğlu bulunuyor. Kendisine de bunu soracağız. ‘Bu belgeleri sen mi göndermedin yoksa başkası mı` diye. Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan`ın takipçisi olduğu bir davada, kendisini halktan, Cumhurbaşkanı`ndan, Başbakan`dan ve adaletten üstün gören bu bürokratlar kim? Bu bilgi ve belgeleri neden göndermediler? Bunun sebebi çok önemli. Savcı oraya yazmış, Türkiye bu bilgi ve belgeleri göndermedi. Bu yüzden işin yoğunluğu oluşmadığı için bizim alanımıza girmiyor. israili ilk defa avucumuzun içine almışız. Ama siz belgeleri göndermiyorsunuz. İnşallah bunların hepsi deşifre olacak. Bunlar hakkında idari soruşturma istiyoruz. Bir an önce bu idari soruşturma başlatılsın. Biz öyle inanıyoruz ki mahkeme de bunu talep edecektir ve bir an önce yakalama kararları İNTERPOL`e gönderilecektir.” dedi.

SİYONİZMDEN BÜTÜN   HALKLARIN CANI YANMIŞ

“Bazıları diyor ki karar İnterpol`e gönderilirse, İnterpol israilin tezlerini ortaya koyarak bunu ret edebilir” diyerek sözlerini sürdüren Yıldırım, “Bırak o reddetsin. İnterpol`ün içerisindeki Siyonist yapılanma varsa onu da ortaya çıkaralım. UCM`de bunu ortaya çıkardık. siyonizm yapılanması kimlerden oluşuyor bunu biliyoruz. İnterpol`de de Siyonizm yapılanması varsa bunlar da ortaya çıksın. İnterpol`ün bu konuda Türkiye`ye itibarı yoksa bu da ortaya çıksın. Türkiye de bunu görsün. Türkiye`nin dostu, düşmanı belli olsun. Bunda ne problem var? Kaldı ki İnterpol`e siz bu kararları gönderdikten sonra ortaya çıkar. İnterpol`den çıkmazsa bile başka yerden çıkar. Siyonizm`den bütün halkların canları yanmış ve o kadar bıkmış ki Fransa`da, ABD`de İngiltere`de ve her yerde insanlar Siyonizm belasından yaka silkiyor. Dünyada bir anket çalışması yapsanız, ‘israil`in seveni var mı?` diye sorsanız buna inanın ki yok denilecek kadar az bir sayı çıkar. Bunların sayısı ve seveni çok azdır. Bunlardan o kadar da korkmamak lazım. Bunların kötü niyetini ortaya koymak gerekir.” şeklinde konuştu.

MAVİ MARMARA DURUŞMASI 11-12 MART`A ERTELENDİ

Öte yandan, Gazze`ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara Gemisi`ne yönelik Siyonist israil askerlerince düzenlenen saldırıya ilişkin İstanbul Çağlayan Adliyesinde görülen Mavi Marmara Davası`nın 7`inci duruşması ise 11-12 Mart 2015`e ertelendi.

Mavi Marmara Davası`nın 7`inci duruşması, 9 Aralık Salı günü İstanbul 7`inci Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

Duruşmada İHH Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Gülden Sönmez, Mehmet Yıldırım, saldırı sırasında başından yaralanan Filistinli aktivist Ahsan Shamruk ve İngiliz aktivist Laura Stuart ifade verdi.

Mahkeme, mağdur ve tanıkların dinlenmesine devam edilmek üzere bir sonraki duruşmanın 11-12 Mart 2015 tarihinde görülmesine karar verdi.