İslam dini tarafından yasaklanmasının yanında toplumsal, ailevi ve psikolojik olarak türlü türlü sorunlara neden olan şans oyunları ve kumar konusunu konuştuğumuz Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHAD) Üyesi Molla Beşir Şimşek ve Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Prof. Dr. M. İhsan Karaman önemli açıklamalarda bulundu.

İTTİHAD Üyesi Molla Beşir Şimşek, Diyanet İşleri Başkanlığı`nın Milli Piyango bileti ile ilgili aldığı kararı olumlu bulduklarının altını çizerken, Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Prof. Dr. M. İhsan Karaman da, devletin bu toplumsal felaketin önüne geçmesi konusunda daha duyarlı olması gerektiğini belirtti. 

Kumarın zararlarını tüm kesimler işlemelidir

Diyanet İşleri Başkanlığı`nın Milli Piyango biletinin haram olduğu yönündeki açıklamalarının büyük öneme sahip olduğunu belirten Şimşek, “Yayınlanan fetva çok önemli bir gelişmedir. Umarız toplum bu fetvayı dikkate alıp uygular. Tabi bu sadece bir fetva ile sınırlı olmamalıdır. Bunu toplumda etkili olması için hutbelerde, vaazlarda bu konunun bütün ayrıntıları ile işlenmesi gerekiyor. Hatta bu hususta farklı programların düzenlenmesi, zararlarının, hangi felaketlere yol açtığının topluma iyi anlatılması gerekir. Bu konuyu sadece Diyanet`e yüklemek de doğru olmaz. Bütün İslami kesimlerin bu konuya hassasiyetle eğilmesi gerekiyor. Bütün İslami STK`lar, medreseler, tarikatlar ve tasavvuf ehline kadar İslam`ın emir ve yasaklarını kendilerine dert edinen bütün İslami kesimlerin toplumu bilinçlendirmesi lazım. Yani olabildiğince bu konu işlenmesi gerekiyor toplumda.” dedi.

Hükümetin bu noktada üzerine düşeni yapması gerekiyor

Devlet kurumlarının kumara teşvik noktasındaki uygulamalarına son verilmesi gerektiğinin altını çizen Şimşek, “Bir taraftan devlet işin resmi boyutunu açacak, toplumu teşvik edecek, resmi kanallar vasıtası ile bu biletleri satacak, RTÜK bu işe çanak tutacak diğer taraftan da resmi bir kurum olan Diyanet haramdır diye fetva yayınlayacak. Bu bir çelişki değil midir? Gerek Cumhurbaşkanı ve diğer siyasiler bu işin zararından söz edecek sonra da bunun için yeterli adım atılmayacak bu çelişkiyi ortadan kaldırmak gerekir. Sadece yılbaşını dikkate aldığımızda toplum neredeyse bir gün içinde felakete sürükleniyor diyebiliriz. Piyango biletinden tutun içki, kumar, uyuşturucu ve bununla beraber yaşanana trafik kazaları ve ölümlere baktığınızda bir günde ülke felaket yerine dönebiliyor. Madem bunlar zararlı bunu en yüksek perdeden de dile getiriyorsunuz o zaman bunu yasaklamak gerekir. Tamamen yasaklayamıyorsanız o zaman kısmen yasaklamanız gerekir. Özellikle nerede ne daha çok zarar veriyorsa bunların tekrar gözden geçirilmesi lazımdır. Bu da tabii olarak hükümetin görevidir. Müslümanların, inançlı insanların oyları ile iktidara gelmiş bir hükümetin topluma zarar veren bu tür şeylere hassasiyetle eğilmesi gerekir. STK`lar ve kanaat önderlerin bu konuda hükümete baskı yapmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Toplumun Allah`ın emirlerine riayet etmesi gerekiyor

Müslüman bir toplumda yaşadığımıza dikkat çeken Şimşek, “Dolayısıyla bir konuda yüce Allah`ın kesin bir emri varsa, toplumun bu ilahi emir ve yasaklara riayet etmesi lazım. Bir taraftan namaz kılacaksın öte taraftan cebinde kumar bileti taşıyacaksın? Veya gidip yılbaşı kutlayacaksın. Tamamen kültürümüzün dışında olan, inancımıza ters düşen, örf ve adetlerimize aykırı, tamamıyla yabancı zihniyetin sömürüsü olan bir kültürden kendini uzak tutmayacaksın. Bu çelişkilerden kurtulmamız gerekiyor. Müslüman halkımızın bu konularda çok dikkatli olması gerekiyor. Başını örtüp Allah`ın emrine uyan annelerimize ve bacılarımıza bakıyoruz ki bilet kuyruğuna girmiş. Bu ne yaman bir çelişkidir. Haşa yüce Allah kumarı serbest bırakmamıştır. Dolayısıyla bu kadar bariz olan bir günahtan uzak durmalıyız. Devlet bunu yasaklamadı diye sanki haramdan çıkmış gibi yanlış bir algı var bazı kesimlerde. Toplumun ciddi manada bilinçlenmesi gerekiyor. Bu konuda Âlimler, STK`lar ve kanaat önderleri herkes kendi alanında çalışıp toplumu bilinçlendirmesi gerekir.” dedi.

Halkı korumakla yükümlü olan devlet kumar oynatıyor

Teknolojinin gelişmesiyle kumarın daha da yaygınlaştığını ifade eden Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Prof. Dr. M. İhsan Karaman, “Kumar bağımlılığı kişisel, ailesel ve iş yaşamında neden olduğu tüm kayıplara rağmen kumar oynama dürtüsüne engel olamama şeklinde tanımlanabilir. Her gelir grubunda görülebilen bu bağımlılık türü 40-50 yaş arası erkeklerde daha da yaygındır. Teknolojiyle birlikte gelen sanal oyunlar ile gençler arasında da yaygınlaşan kumar kadınlarda da azımsanmayacak derecede yaygınlık göstermiştir. Ahlaken hiçbir şekilde etik sayılmayan, olumlu görülmesi mümkün olmayan kumarın bu derece yaygınlık göstermesi ve bir kez oynayanın, kazansa/kaybetse dahi bir daha oynamasına karşılık kendini kontrol edememesi nasıl tehlikeli bir bağımlılık türünün var olduğunu gözler önüne sermektedir.   Esasen kumar bağımlılığı devlet tarafından da kontrol edilebilir bir nitelik taşıması hasebiyle Şans Oyunları adı altında Türk Ceza Kanunu ve Kabahatler Kanunu kapsamında yasal düzenlemelere sahiptir. Ülkemizde yasal olarak Milli Piyango, Sayısal Oyunlar, İddia, Spor Toto ve At Yarışları oynatılmaktadır. Anayasaya göre gençleri kumar alışkanlığından korumakla yükümlü olan devlet, kumar bağımlılığına giden yolları döşeyen şans oyunlarının pazarlayıcısı olmuştur. İnsanların para yatırarak ‘belki çıkar` umuduyla kısa yoldan ve emek harcamadan para kazanma isteğine maalesef devlet de aracı olmuştur. Şans Oyunları da emek harcamadan, gayret göstermeden kısa yoldan zengin olma ihtiyacına binaen oynanan bir oyun değil midir?” şeklinde konuştu.

Merdiven altı kumar oyunları tam gaz sürüyor

Türkiye`de kumar oynamaya engel olacak yeterli önlemler alınmadığının altını çizen Karaman, “Ülkemizde kumar oynama ve oynatmaya engel olmak amacıyla aslında pek de caydırıcı olmayan bir takım önlemler alınmış olmasına karşın bu yasal durum, henüz büyük bir tehlike olarak görülmeyen kumarın merdiven altı diye tabir ettiğimiz mekânlarda oynatılmasına çok da engel olmamaktadır. Ayrıca, İddia, at yarışı, sayısal loto gibi oyunlar, kumarhanelerin yasak olduğu Türkiye gibi ülkelerde boşalan yeri gayet iyi doldurmaktadır. Bu süreçte de oynanan oyunun sadece adı değişip, şans oyunları adı altında kumar oynatılmaya ve boş umutlar dağıtılmaya devam edilmektedir. Gençler arasında kumarın yaygınlaşması aslında bu durumun en tehlikeli boyutu. Devlet Denetleme Kurulu`nun raporunda yer alan bir araştırmaya göre 18 yaşın altında bulunan gençler yoğun bir şekilde şans oyunlarına yöneliyor. Yasal yaş sınırı (18) altındakilerin yüzde 28,4`ü Sayısal Loto, yüzde 25,9`u Piyango, yüzde 25,9`u İddia, yüzde 19,8`i de Hemen Kazan oynuyor.” ifadelerini kullandı.

Kumarı engelleyecek düzenlemeler yapılmalıdır

Milli Piyango`nun devlet elinden çıkarılarak özelleştirilmesini ‘yetmez ama evet` olarak değerlendiren Karaman, “Evet, anayasal görevi gençleri kumardan korumak olan devletin şans oyunlarından bu vesileyle çekilmesi on yıllardır süren bir büyük hatanın sona erdirilmesidir. Benzer bir tutumu tüm şans oyunları için bekliyoruz. Ancak, sigara ve alkol örneklerinde olduğu gibi özel sektörün bu alanda istediği gibi at oynatmasını engelleyecek düzenlemeler de beklemeden yapılmalıdır.” dedi.

Kumarın önüne eğitim ve bilinçli nesiller ile geçeriz!

Kumar sektöründeki kişilerin medyayı, sinema dünyasını ve eğlence sektörünü emelleri için kullanan yapılara karşı en büyük silahın eğitim ve bilinçli nesiller olduğunun altını çizen Karaman, “İlk olarak devletin, Anayasanın 58. maddesine göre gençleri koruma gayesi üzerine kumar/şans oyunlarında caydırıcı ve önleyici yasal düzenlemeleri yapması şarttır. Bu alanda ve kumar sektörü karşısında kazanılacak farkındalık, mücadelenin en önemli aşamalarından birisi olacaktır. Önleyici çalışmaların temelinde ise kumar/şans oyunları ile ilgili gençlerimizin tam bir bilinç düzeyine ulaşması gerekmektedir. Daha sonra da bu alışkanlıkların hem insana hem memleketimize verdiği zararın boyutlarının gözler önüne serilmesi gerekir. İmkânların arttığı, ihtiyaç olan birçok şeye ulaşılabilirliğin kolaylaştığı günümüzde çoğu zaman en ufak bir zorluğa gelemeyen gençler için, kumar/şans oyunlarını oynama hiç de zor olmayacaktır. Buna da engel olmak mümkün. Manevi yönden eğitilen bir genç asla kumarı etik olarak görmeyecektir. Bu anlamda eğitim şart! Gençlerin sahip olduğu enerjinin doğru yönlendirilmesi için anne-babaların da çocuklarına karşı ilgili ve dikkatli olması şart! Aksi takdirde bırakın büfeleri evimizin içine aldığımız makinelerin evimizi kumarhane ortamına çevirmesi dahi kaçınılmaz olacaktır!” diye konuştu.  (Erkan Yavuz, Mürza Bugün - İLKHA)