Tarsus`ta faaliyet gösteren Tarsus İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği tarafından “Üç Yusuf Üç Rüya Üç Gömlek” adıyla konferans düzenlendi.
75. Yıl Kültür Merkezinde düzenlenen konferans Tarsus Müftülüğü Vaizlerinden İrfan Atım`ın Kur`an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Katsayılarla İHL`lilerin hakları gasp edilirken, sokakları yakıp yıkmadık
Programın açılış konuşmasını yapan Tarsus İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği Başkanı Mikail Tayşan, “Yüce Rabbimizden dileriz ki, bu programlar başta ülkemiz olmak üzere İslam alemindeki birliğe, beraberliğe, kardeşliğe vesile olur. Bizler İmam Hatip Lisesi`nden mezun olan insanlar olarak, her şeyden önce içinde yaşadığımız ülkede huzur ve barış isteyen bir nesiliz. Katsayılarla haklarımız gasp edildiği halde, sokakları yakmayı, yıkmayı düşünmedik, bu ülkenin huzurunu bozmayı düşünmedik, hiç kimsenin malına, canına, zarar vermeyi düşünmedik, bundan sonra da düşünmeyeceğiz. Rabbimizden yardım istedik hem peygamberimiz zamanında, hem de Peygamberimizden önce insanlar zorda kaldıkları zaman özellikle imanlı olanlar, ihlaslı olanlar hep Allah`tan yardım istediler. Biz Allah`tan yardım istedik, bugünlere geldik. Allah`tan yardım istemeye devam edeceğiz, üzerimize düşen görevi de yapacağız.” ifadelerini kullandı.
Konferansa konuşmacı olarak katılan Yazar-Şair Senai Demirci, Yusuf`un rüyası, tövbe etmek, pişman olmak, vicdan sesi, temiz manevi duygularla hayata devam etmek, yaratılış ve sevgi konularına değindi.
Hayata nasıl bakılması gerektiğini açıklamak için “Üç Yusuf Üç Rüya Üç Gömlek” kitabından çözümlemelerde bulunan Demirci, “Yusuf kıssasının 3`lü bir kurgusu vardır. 3 Yusuf duruşu, 3 rüya ve 3 gömlek. Bunlar birbiri içerisindedir ve birbirini açar. Eğer bunu çözebilirsek bize çok şey anlatır. Ben bu akşam rüya kısmı ile sizlerle buluşmak istiyorum” diyerek Yusuf`un rüyası hakkında bilgi verdi ve Yusuf Suresi`nin istisnasını anlattı.
Herkesin bir Yusuf`u vardır
Yusuf`u herkesin içinde bulunan bir metafor olarak ele aldığını ifade eden Demirci, “Kim ki içinde ah ediyor bir şeye, kimin ki ardından yokluğundan dolayı hüzünlendiği bir şeyi var. Hüzünlendiği ya da yokluğunu yaşadığı O`nun Yusuf`udur. Başkaları bizi var olduğumuz için sever, ama biri var ki bizi sevdiği için var eder. Hepimiz sevildiğimiz için var edildik. Bunun için buradayız. Etrafınıza bir bakın burada sevilmeden var edilen biri var mıdır acaba?”, diyerek “Eğer doğmamış olsaydık, kendi anne ve babalarımız bile yokluğumuzu hissetmeyecekti” şeklinde konuştu. (A. Hakim Kurt - İLKHA)