İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi`nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu`nun Paris`te yaptığı 10 Aralık 1948 tarihli oturumda kabul edilmesini vesile ederek kutlanmaya başlanan Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Bursa Şube Başkanı Numan Şeker, sendika binasında basın açıklaması düzenledi.

Basın açıklamasında İslam dünyasının yangın yeri gibi olduğunu ifade eden Numan Şeker, “Bugün dünyada Müslümanlar söz konusu olunca kılını kıpırdatmayan Birleşmiş Milletler, tavrını insan hayatının mehabetine göre değil, ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin`den oluşan daimi üyelerinin menfaatine göre belirlemektedir.”dedi.

Batı medeniyetinin tutarlılığında güçlük çektiği cılız adımlarından birinin de 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü olduğunu işaret eden Şeker, “Bugün de faaliyetlerini her gün televizyon ekranlarından kahırla takip ettiğimiz Batı medeniyetinin 2. Dünya Savaşı`nda 75 milyon insanın ölümünün ardından ortaya koyduğu timsah gözyaşlarının bir yansımasıdır. İnsanı manevi yönden tatminden aciz olan Batı medeniyetinin büyük problemler karşısında attığı, tutarlılığını teminde de güçlük çektiği cılız adımlardan biri de 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü`dür ve insanın değersizleştiği, milyonlarcasının ateşe, ölüme sürüldüğü bir atmosferin ardından insana, insan haklarına vurgu yapan bir yönelimi ifade etmektedir” dedi.

“İslam dünyası yangın yeri gibi”

Bugün bilhassa İslam dünyasının bir yangın yeri gibi olduğunu hatırlatan Başkan Şeker, “İnsan hak ve hürriyetleri bir yana, insan hayatının bile değeri bulunmamaktadır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi`ni yayınlayan Birleşmiş Milletlerin kanı, gözyaşını durdurmaya ilişkin en ufak bir etkisi bulunmamaktadır. Çünkü Birleşmiş Milletlerin karar alma mekanizmaları demokratik değildir.Birleşmiş Milletlerin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi beş devletten her birini Birleşmiş Milletler üyesi tüm diğer devletlerden üstün tutan ve mezkûr devletlerin mazlumlara tatbik olunan zulmü durdurmaya yönelik her türlü girişimi veto ettiği, zalime göre dizayn edilmiş bir yapısı bulunmaktadır.”

“Dünyanın beşten büyük olduğunu haykırmanın zamanı geldi”

Beş ülkenin dünyanın tamamına nizam vermeye çalıştığı bir dönemde, dünyanın beşten büyük olduğu gerçeğini haykırmanın ve bunun gereğini yapmanın zamanı geldiğine işaret eden Şeker, “Birleşmiş Milletlerin barışa, insan hayatına, insan hak ve hürriyetlerine yönelik söylediği her sözün, beylik laflardan ibaret olduğu pek çok somut örnekle anlaşılmıştır. Müslümanlar söz konusu olunca kılını kıpırdatmayan Birleşmiş Milletler, tavrını insan hayatının mehabetine göre değil, ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin`den oluşan daimi üyelerinin menfaatine göre belirlemektedir. Irak, Suriye, Filistin, Myanmar, Doğu Türkistan başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında, özellikle Müslümanların yaşadığı coğrafyada yüz binlerce insan katledilirken, Birleşmiş Milletlerin takındığı tavır bunun en belirgin göstergesidir” diye konuştu.

“Dünyada adaletsizlik hızla yol alıyor”

Dünyada adaletsizliklerin, zulmün ve zorbalığın mekânı olmaya doğru hızla yol aldığını vurgulayan Şeker, “Emperyalizmin kıskacında insanlar evlerinden yurtlarından olmakta, savaşlar, entrikalar rutin hale gelmektedir. Yersiz yurtsuz 10 milyon mültecinin; organ mafyalarının, fuhuş sektörünün, dilenci şebekelerinin, savaş baronlarının, misyonerlerin kıskacında 400 milyona yaklaşan yetimin bulunduğu dünya, adaletin hüküm sürmediği dünyadır. Kadın, yaşlı ve çocukların birinci derecede mağduru olduğu savaşların eksilmediği günümüzde sadece insan hakkı değil, insan hayatı bile risk altındadır” dedi.

Şeker son olarak,Bu vesile ile sendikamız adına Dünya İnsan Hakları Günü`nde yetim, yoksul, mağdur ve mazlumun hakkının gözetildiği adil bir dünya diliyoruz.”diyerek sözlerini noktaladı. (Zeki Aras –İLKHA)