ŞÜKRÜ GÜNDÜZ / DOĞRUHABER
Öğrencileri ve toplumu olumsuz şekilde etkileyen, zararları nedeniyle birçok ülkenin terk ettiği karma eğitim sistemi, Türkiye`de dayatılmaya devam ediyor. Eğitimciler, pedagoglar sağlıklı ve başarılı bir eğitim için “karma eğitime” son verilmesi gerektiğini belirtiyor. Karma eğitimin ısrarla sürdürülmesinin hem erkek hem de kız öğrencileri gerek ahlak gerekse de başarı açısından son derece olumsuz etkilediğini vurgulayan eğitimciler, mevcut eğitim sisteminin en kısa zamanda değişmesi gerektiğini ifade ediyor.
Milli Eğitim Bakanlığı`nın (MEB) düzenlediği 19. Milli Eğitim Şûrası`nda gündemde olmamasına rağmen şuraya katılan eğitimci ve akademisyenler karma eğitime devam edilmesinin başarı seviyesini düşürdüğünü bu nedenle karma eğitimden vazgeçilmesi gerektiğini belirttiler. Kız-erkek öğrencilerin aynı sınıfta eğitim görmelerinin nesilleri ifsat ettiğini belirten eğitimciler, acilen karma eğitim yanlışına son verilmesi gerektiğini ifade ediyorlar.
KAMUOYU KARMA EĞİTİMİN KALDIRILMASINI DESTEKLİYOR
Karma eğitimin ahlaki ve pedagojik zararlarını gören aile ve veliler de karma eğitime son verilmesini istiyor. Uzmanlar, buna karşı çıkanların bilimsel ve reel değil daha çok ideolojik davrandığını ifade ediyor. Toplumun geniş bir kesimi tarafından kabul görmeyen karma eğitimde ısrar etmenin makul bir gerekçesi bulunmuyor.
KARMA EĞİTİM DAYATMASINA SON VERİLSİN
Karma eğitimin kangrene dönüşen ve bu halka dayatılan bir sistem olduğunu söyleyen İkra Eğitim Yardımlaşma Derneği (İKRA DER) Başkanı Murat Arslan, “Ne yazık ki İslam`ın referans alınmadığı sistemlerde sorunlar bitmemektedir. Karma eğitim de kangrene dönmüş sorunlardan birisidir. Cumhuriyet tarihinden bu yana sürekli olarak batıyı örnek alanlar, batıdaki eğitim sistemlerini dayatanlar batının dahi artık karma eğitimi sorguladığını bir türlü görmüyorlar. Allah (c.c) kadın ve erkeği farklı yaratmıştır. İlgi alanları farklı, yetenekleri farklı, ruh dünyaları farklı ve daha birçok alanda iki ayrı dünyadırlar. Dayatılan bu sistemin eğitimi kalitesine hiçbir katkısı olmadığı gibi zararı vardır.” dedi.
KARMA EĞİTİM CİDDİ TAHRİBATLARA YOL AÇIYOR
Türkiye`deki karma eğitim sisteminin çağdaşlık ve laiklik öne sürülerek bu halka dayatıldığını ifade eden İKRA DER Başkanı Arslan, “Israrla devam ettirilmektedir. Karma eğitim sisteminin doğurduğu sorunlar üzerinde hemfikir olan eğitimciler, eğitim sistemindeki bu yanlışta ısrar etmenin Türkiye`deki gençler üzerinde ciddi tahribatlar oluşturacağını ifade ediyorlar. Taklitçi bir yaklaşımla her konuda örnek alınan Batılı ülkeler, karma eğitimin doğurduğu sorunları görerek bu sistemden vazgeçmeye başladı. Bizde olması gereken bu durumun onlarda olması üzüntü vericidir.” diye konuştu.
BU İDEOLOJİK DAYATMAYA SON VERİLSİN
Eğitim sistemindeki bu ideolojik yaklaşımın, toplumun temel dinamikleri olan gençleri öz değerlerinden uzaklaştırdığının altını çizen Arslan, “Manevi değerlerden uzaklaşan gençler, toplumda kaosun oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Türkiye`deki karma eğitim sistemi, halkın haklı talepleri doğrultusunda tekrar gözden geçirilmelidir. Türkiye`deki vatandaşların büyük bir bölümü karma eğitim sistemine karşı iken, ideolojik olarak böyle bir eğitim sisteminin dayatılması anlamsızdır.” şeklinde konuştu.
BU YANLIŞ UYGULAMADAN DERHAL VAZGEÇİLMELİDİR
Milletimizin inancına, kültürüne ve tarihine uymayan, yani hiçbir değer ölçüsü ile uyuşmayan bir dayatma olan karma eğitime son verilmesi gerektiğini ifade eden Şuurlu Öğretmenler Derneği Genel Başkanı (ÖĞ-DER) Hamdi Sürücü, “Karma eğitim kaldırılması gereken bir uygulamadır. Türkiye`de ideolojik bir uygulama hatta dayatmadır diyebiliriz. Milletimizin inancına, kültürüne ve tarihine uymayan, yani hiçbir değer ölçüsü ile uyuşmayan bir uygulamadır. Bu yanlış uygulamadan derhal vazgeçilmelidir. Okullardaki sorun sadece karma eğitim değil. Öğretmen ve öğrenciler için Cuma namazına gitmek ve özgürce ibadetini yerine getirme hakkı olmalıdır. Buna da çözüm getirmek gerekir.” diye konuştu.
TOPLUMU DEJENERE ETMEK İSTİYORLAR
Karma eğitimi bu topluma dayatmaya devam edenlerin toplumu ahlaki açıdan dejenere etmek istediğini dile getiren Marifet Eğitim Yardımlaşma Ve Dayanışma Derneği (Marifet Der) Başkanı Ramazan Tümen, “Ben de bir eğitimciyim, tecrübeyle şunu söyleyebilirim; karma değil, erkek ve kız öğrencilerin ayrı okuması daha yararlı olur. Bu hem ahlaki açıdan hem de başarı açısından daha etkili olur. Karma eğitimi savunanların ahlaki problemleri yok. Birincisi İslami açıdan düşünmedikleri için bunları normal karşılıyorlar. İkincisi de ideolojik düşünüyorlar. Yani amaç toplumu ahlaki açıdan dejenere etmek. Aileyi ve toplumu buralara sürüklüyorlar. Özellikle ortaokulda kendi gözlerimizle görüyoruz. Öğrenciler karma eğitimin meydana getirdiği tahribattan dolayı derslere çalışmak yerine sürekli kavga ediyorlar. Bu tahribatın son bulması için derhal karma eğitime son verilmelidir.” şeklinde konuştu.
BU EĞİTİM SİSTEMİ BİZE AİT DEĞİL
“Eğitim sistemiz yerli değildir. Yani bize ait değildir. Bırakın İslami olmayı bu coğrafyada yaşayan insanlara hitap eden bir eğitim sistemi değildir.” diyen Marifet Der Başkanı Ramazan Tümen, “Türkiye`deki eğitim sistemi değişik yerlerden ithal edilmiş bir eğitim sistemidir. Din kültürü dersleri kitabında bile verilen aile resmi bile bunun açık bir göstergesidir. Bu sistemin gerçekten elden geçirilip değiştirilmesi ve özüne dönmesi gerekmektedir. Yama yapılarak bu sorunlara çözüm getirilemez. Bu sorunları temelinden çözmek gerekir. Köklü bir reform getirmenin zamanı geldi geçiyor.” şeklinde konuştu.
BU SİSTEM TEMİZ FITRATLI ÇOCUKLARI İFSAT EDİYOR
Karma eğitim sisteminin fıtratı temiz olan çocukların bozulmasına sebep olduğuna dikkat çeken Tümen, “Ailelerin tercih yapma seçeneği olmalıdır. İsteyen çocuğunu istediği yere göndermesi sağlanmalıdır. Çocuklarımız fıtratları üzerine gerçekten çok temizdirler. Bazıları bunu bozmak için çok çalışıyor. Bu karma eğitim sistemi de temiz fıtratlı çocuklarımızın bozulmasına neden oluyor. Yaklaşık 80 yıldır bu anlayış devam ediyor. Bu çökmüş sistem pansuman edilmeye çalışılıyor. Fakat pansuman yetmez köklü bir değişim gerekiyor.” dedi.
ÖĞRENCİLER ÖĞRETMENELERE SALDIRIYOR
Karma eğitim sistemine devam edilmesi yanlışından dönülmesi gerektiğini söyleyen Küçükçekmece Eğitim Bir Sen İlçe Başkanı Yusuf Sabaz, “Karma eğitim sistemi pedagojik bir yaklaşım değildir. Son dönemlerde Avrupa`da kız ve erkek öğrencilerin sınıfları ayrılarak farklı bir eğitim sistemi oluşturuldu. Karma eğitimin eğitim kalitesini düşürdüğü aşikâr ve bilindik bir gerçektir. Madem başarısızlık söz konusudur. O yüzden de bu karma sistemde ısrar etmenin faydası yoktur. Bu sorunu pedagojik olarak değil de Laik ve var olan bir statükocu bakış ile bir yaklaşım sergilediklerini görüyoruz. Aynı zamanda okul güvenliği açısından da ciddi sıkıntılara sebep oluyor. Okullarda kızlar yüzünden öğrencilerin birbirini dövdüğü bu da yetmezmiş gibi öğretmenlere saldırdığına şahit oluyoruz.” diye konuştu.
KARMAYA SON VERİLSİN DERKEN BU DAYATILSIN DEMİYORUZ
Karma eğitim sistemini savunanların, çocuklarını özel okullarda kızların ve erkeklerin ayrı ayrı eğitim verdiği yerlerde okuttuğunu söyleyen Sabaz, “Karma eğitimin zorunlu olmaktan çıkarılmasını istiyoruz. İllaki herkes ayrılsın diye bir şey de söylemiyoruz. Kız ve erkeklerin ayrıldığı okullar da olsun. Bizim istediğimiz isteyen istediği okullarda ayrı şekilde eğitim görsün. Sadece ayrı okumak isteyenlere imkân verilmesini istiyoruz. Yoksa iki taraflı dayatma da doğru değildir. Bundan dolayı da isteyen erkek isteyen de kız okullarına isteyen de karma okullara öğrencilerini göndersin. Bakıyorsunuz ayrı sisteme karşı duranlar çocuklarını yurt dışında elit okullara gönderiyorlar. Orada da elit okulların tümü kız ve erkeklerin ayrı eğitim gördüğü okullardır. Bu da ciddi bir çelişki oluşturuyor. Bizler Milli Eğitim Şurası`nda hem eğitimde başarı noktasında hem de okulların güvenliği noktasında bu seçeneğin de konuşulması gerektiğine inanıyoruz.” dedi.
EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖZE DÖNÜŞ YAPMAMIZ GEREKİYOR
Eğitim sistemi için Batı`yı ya da başka sistemleri değil kendi medeniyetimizi örnek alarak bir öze dönüş yapmamız gerektiğini söyleyen Sabaz, “Öğrencilerimiz kendi inancından ve geçmişinden kopuk bir eğitim görüyor. İnsan kendi inanç ve değerleriyle daha sağlıklı bir kafaya ve bu kafayla daha sağlıklı ve bilimsel çalışmalar ortaya koyabilir. Psikolojik ve cinsel sorunlarla uğraşan bir öğrenciden nasıl bilimsel bir yaklaşım bekleyebiliriz? Bizim gönüllerimizi ıslah edecek, ahlaki problemlerimizi çözecek örneklere müfredat yapısına ihtiyacımız var. Bu örnekleri de kendi medeniyetimize bakarak bulabiliriz. Yani kısacası bir öze dönüş yapmamız gerekiyor. Bizim geçmiş medeniyetimizden, âlimlerimizden ve bilim adamlarımızdan gelen bilgileri de alarak okullarımızda okutmamız gerekiyor. Bir öğrenci için en güzel şey kendisine bir rol model belirlemesidir. Bugün okullarımızda okutulan bilim adamları yaşadıkları hayat tarzlarının farklılıklarından dolayı onların ya ateist ya sapık bir fikre sahip olduğu görülüyor. Aynı alanlarda çok daha düzgün, namuslu, efendi insanlarımız da var. Ama maalesef bu insanları ön plana çıkarmıyoruz. Bunun da ideolojik bir altyapısı var. Müfredatımız tek tip öğrenci yetiştirmek ve öğrenciyi dizayn etmek üzere ortaya çıkmış.” şeklinde konuştu.
EĞİTİM TOPLUMLA ÇATIŞAN BİREYLER YETİŞTİRİYOR
Karma eğitim dayatmasının karmaşaya sebep olduğunu ve toplumla çatışan, ruhsal bunalıma sürüklenmiş bireyler yetiştirdiğine dikkat çeken Eğitimci Yazar Hamdullah Yıldız, “Karma sözcüğünün günlük hayattaki kullanımına bir göz atalım: Sözcüğü ikileme şeklinde kullandığımızda ‘karman çorman`, pekiştirdiğimizde ‘karmakarışık`, türettiğimizde ‘karışık` sözcükleri karşımıza çıkar ki üç sözcük de anlamca menfi özellik taşır. Sosyal yaşamı sıfırlanmış, sanal dünyaya hapsolmuş ergen bireylerin ilgileri, tamamen cinsiyet ve cinsellikle sınırlanmaktadır. Karma sınıflarda eğitim gören öğrencilerde algıyı toplayamama, dikkat dağınıklığı gibi sorunlar gözlenmektedir. Kendisinde görülen biyolojik değişimleri anlamlandırmaktan aciz olan bu gençler, karşı cinslerinden dolayı anlamlandıramadıkları değişimleri öğretmenlerine de soramamaktadırlar. Baskı ve endişeyi birlikte yaşayan bireyin kararlarında sağlıklı düşünmesi beklenemez ve bu durumdaki bazı bireyler, içlerine kapanmaya başlar. Utanma duygusunu yitiren bazı bireyler de aşırı rahat göründüklerini göstermek ve içlerindeki fırtınayı gizlemek için bütün toplumsal değerleri reddetmeye başlar. Toplumla çatışma ve ruhsal bunalım arasında bocalayan bu bireyler, bir süre sonra aykırı davranış sergilemeye başlar, zamanla da toplumdan dışlanırlar.” şeklinde konuştu.