Bitap düşmüştü artık hayat çok yormuştu onu, saçları ağarmış sakalları ağarmış ve hep çalışmıştı Enver bey ailesine helal lokma yedirmek için harama bulaşmamak için ve çocuklarını çok iyi yetiştirmek için. Ve gurur duyuyordu çocukları ile artık yaşı elliye dayanmıştı çocuklarını okutmuş İslami eğitimleri için de elinden geleni yapmıştı ve nitekim üniversite kazanmıştı bu yıl büyük oğlu, Abdullah
Ahmet de çok başarılıydı liseye gidiyordu ve sınıfının birincisi idi hem çocuklarının bu başarısını takdir etmek gerekirdi nitekim öyle de yapmıştı dede iyi etmişti şu bilgisayarı alarak hem ne zaman eve gelse çocukları bilgisayarda ya vaaz dinliyorlardı yada iyi bir araştırma yapıyorlardı zaten zeki ve kültürlü olan çocuklarının başarısı katlanacaktı.
Ama ya geçen gün Ali beyin söyledikleri ağlıyordu Ali bey çocuklarının internette yaptıklarını söylerken.
Büyük oğlu Abdullah da babasını uyarmıştı bu konuda en son eve geldiğinde bu düşünceler gelince aklına keyfi kaçtı bir anda evet aslında kabul ediyordu korkuyordu ama sonra hemen bastırıyordu korku hem çocuklarına güveniyordu çok da dindardı çocuklar internet de ne demek evet şeytan veriyor hep bu vesveseleri diye geçirdi içinden Enver bey evet, evet şeytan veriyordu bu düşünceleri ona hem çocukları örnekti çoğu kişiye daha geçen gün alt komşuları rıza bey dememiş miydi çocukların mahallenin en temiz çocukları diye zaten Ali bey çocuklarının İslami eğitimlerine önem vermiyordu o yüzden çocukları bozulmuştu kaç defa kendisi de uyarmamış mıydı onu o yüzdendi Ali beyin çocuklarının müstehcen sitelere girmelerine sebep. Onun çocukları öyle mi ezan okundu mu hepsi elerinde işi bırakır namazlarını kılarlardı.
Bu düşünceler içinde gece geç saate evinin bulunduğu karanlık sokağa girdiğini fark eti, Enver bey kapıya geldiğinde tüm ışıkların kapalı olduğunu fark etti rahatsız etmek istemedi çocuklarını hem uyumuşlardır şimdi diye düşündü, kendi anahtarı ile olabildiğine sesiz hareket ederek kapıyı açtı uyanmasınlar diye sonra gözü çocukların odasına takıldı ışıklar kapalıydı ama sanki bilgisayar açıktı odanın camından dışarıya loş bir ışık vuruyordu az önce söyledikleri aklına geldi iyimser Ali hala üzerindeydi Enver beyin demek hala çalışıyordu çocukları. Kendi odasına doğru yürümeye başladı sonra aniden aklına yeni bir şey gelmiş gibi durdu bir an karasız kaldı sonra ani ve sesiz adımlarla çocukların odasına doğru yürümeye başladı. Kapı aralığından hafif bir şekilde başını uzattığında Ahmet in bilgisayar başında olduğunu gördü sonra göze bilgisayarın ekranına takılınca başından kaynar sular dökülmüş gibi hissetti. Ne yapıyordu Ahmet’i, gözünün nuru, yere göğe sığdıramadığı Ahmet i müstehcen sitelerde geziniyordu. Öfkelendi ,bir anda odaya girecekti sonra ani bir kararla sessiz adımlarla çıktı aynı sessizlikle dış kapıya yöneldi ve evin sigortasını indirdi odasına yöneldi az önceki öfkesi gözyaşlarına dönüşmüştü yatağının kenarına oturup başını iki eli arasına alarak sessiz hıçkırıklarla ağlamasını sürdürdü. Ahmet ini öyle görünce içine düşen alevi gözyaşları ile söndürmeye çalıştı. Eşi Adile hanım eşini o halde görünce uyku sersemliği ile gözlerini ovuşturdu ilk önce boş bakışlarla eşine bakıyordu sonra ilk defa eşini bu halde görmenin verdiği şaşkınlıkla ne oldu bey diye bildi sadece hıçkırıkları kesilmişti Enver beyin. Sonra her nedense sanki eşini yeni fark etmişti bir göz atı eşine ve hiçbir şey demeden yatağına uzandı artık kendisini teselli edecek kendisinden başka kimsenin olmayışının verdiği yalnızlıkla kendini teselli etmeye çalıştı Adile hanımın duyamayacağı bir ses tonu ile demek Ahmet’im de düşmüş diyebildi.
Ve karar verdi interneti evden yarın götürecek ve kendisi de öğrenecekti interneti ben öğrenmeden bir daha bu eve internet girmeyecek diye geçirdi içinden evet ilk önce yapmalıydı bunu ama gene de çok geç kalmış sayılmazdı zararın neresinden dönerse kar idi çocuklarına güvenmişti çocuklarına güvenirken şeytanı ve şeytanlaşmış insanları unutmuştu. Düşmez kalkmaz bir Allah var dedi.
Ahmet imi Allahın izni ile bu bataklıktan kurtaracağım diyerek göz yaşları içinde pişmanlık yıkılmışlık ve umut içinde gözlerini kapatmıştı Enver bey.
Muhammed Sıddık Karaynir / İstanbul – Yaş: 18
Sevgili Genç Kardeşlerimiz!
Bir ay boyunca gelen tüm yazılar içerisinde en güzel yazıyı gönderen kardeşimize bir kitap seti veya kaset vb. bir set hediye edeceğiz. Posta ile yazı gönderecek kardeşlerimiz yazılarının “Ayın Yazısı” seçilmesi durumunda, bizimle iletişime geçebilirler. Fakat özellikle dikkat etmenizi istediğimiz iki nokta var. Birincisi; gönderdiğiniz yazıların tamamen size ait olması gerektiği, yazınızda alıntı cümleler varsa bunları belirterek göndermeniz. İkincisi ise adınızı, soyadınızı, yazıyı gönderdiğiniz memleketi ve yaşınızı mutlaka belirtmeniz gerekmektedir. Bu hayırlı çalışmaya (yarışmaya) tüm genç kardeşlerimizin katkıda bulunmasını bekliyoruz.
Doğrugenç sayfasında sizden gelecek karikatür ve mini bulmacalara da yer veriyoruz. İlginizi bekliyoruz.
Yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı dogrugenc@dogruhaber.com.tr e-posta adresine mail olarak veya posta yolu ile gönderebilirsiniz.
Yazılarınızı eğer bilgisayarda yazıyorsanız bir sayfayı geçmesin. El yazınızla gönderecekseniz bir beyaz kâğıdı aşmasın. Gönderdiğiniz mektuplara “Doğru Genç” için diye not düşürmeyi unutmayın.