Kürtlerin tek bir temsilcisi olmadığını belirten HÜDA-PAR Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yılmaz, PKK ve HDP’nin sadece kendilerine oy verenlerin temsilcisi olabileceğini ifade etti:
“Kürtlerin kanaat önderleri var. Kürtlerin tarikatları var, Kürtlerin siyasi partileri var, Kürtlerin sivil toplum kuruluşları var. Biz PKK ve HDP gibi `Sadece HÜDA-PAR muhatap alınsın` demiyoruz. `Sadece Hizbullah muhatap alınsın` demiyoruz. İllegalite konuşacaksa eğer, nasıl şu an PKK’nin normal sivil hayata dönmesi için çalışma yapılıyorsa, Hizbullah ile de illegalite noktasında görüşülmesi lazım ve onun da legalleşmesi için zemin ve yol aranması lazım.”
`PKK baskısı`
PKK’nın silahını Kürtler üzerinde sopa gibi kullandığını savunan Yılmaz, çözüm sürecinin vermiş olduğu güvencenin PKK`ya serbestiyet kazandırdığını belirterek, şöyle devam etti:
“PKK devletle bir yandan pazarlık yaparken, bir yandan da daha önce gezemediği kırsal alanlarda rahatlıkla geziyor, köylere giriyor, insanları tehdit ediyor. PKK’ye muhalif ya da PKK’yi tasvip etmeyen insanların evleri basıldı. Üyelerimizin evleri basıldı. Üstelik karakola haber verdiklerinde ‘Süreç bozulur’ diyerek müdahale etmediler. Vatandaş kendisini savunacak, ona bile izin vermiyorlar.”
`Devlet koruyamadı`
Yılmaz 6-7 Ekim olaylarında da devletin vatandaşını koruyamadığını ve katliam yaşandığını söyledi:
“Halk gördü ki can ve mal güvenliği kalmamış. Özellikle 7 Ekim’deki katliam bunu gösterdi. Vatandaşın burnu dahi kanarsa bu çözüm sürecinin bozulması, askıya alınması için bir sebep yapılmalıdır. Böylece mutlak bir çatışmasızlık sağlanmalıdır. Halk da `Eğer benim canım, benim malım güvenlikte değilse, bu şekilde çözüm sürecinin canı cehenneme` der. Hükümetin acilen yapması gereken şey PKK silahını ve şiddetini ayrı değerlendirecek, Kürtlerin temel haklarını ayrı değerlendirecek. Kürtlerin temel haklarını değerlendirirken de Kürtlerin birden fazla temsilcisi vardır.”
Olaylardan sonra KCK’nın yine insanları eylem yapmaya çağırdığını söyleyen Yılmaz’a göre, eylemlerin yeniden başlamamasının sebebi Öcalan değil Hizbullah. Yılmaz şöyle konuştu:
“Tek bir sebebi vardı eylemlerin durmasının, Hizbullah’ın halkı korumak için ben varım ve devreye gireceğim mesajıydı. İnternet üzerinden yaptığı açıklama vardı. Hizbullah sitesinden bir açıklama yaptı. Ve o açıklamalarla devreye girdiğini, halkı korumak için gerekirse gömdüğü silahlarını çıkaracağını deklare etti.”
Hizbullah’ın açıklamaları
Hizbullah örgütü 6-7 Ekim olayları nedeniyle resmi sitesinden iki açıklama yapmış ve 7 Ekim’deki ilk açıklamasında; “Hizbullah Cemaati, kendilerini korumak için Allah’ın izniyle ne gerekiyorsa yapacaktır. İslami değerlere ve Müslüman halkımıza yönelik yapılacak hiçbir saldırı, zulüm ve haksızlığı kabul etmeyeceğimizi ve buna karşı duracağımızı kamuoyuna bu vesileyle ilan ediyoruz” ifadeleri kullanılmıştı.
İkinci açıklama 12 Eylül tarihinde yapıldı. İkinci açıklamada ise şu ifadeler yer aldı:
“Bu eylemler süresince Müslüman halkın evlerine, işyerlerine, araçlarına, camilere, medreselere, yurtlara, okuma salonlarına ve hatta hiçbir siyasi temayülü olmayan insanlara yönelik saldırılarda bulunuldu. Bunun neticesinde onlarca masum insan vahşice katledildi. Bu durum çok açık ve net bir şekilde ortadayken ve karşılıklı çatışma değil, tek taraflı bir saldırı söz konusuyken, bir kısım medya ve bazı kesimler bunu ısrarla PKK – Hizbullah çatışması şeklinde göstermeye ve bu şekilde bilinçli olarak toplum zihninde yanlış bir algı oluşturmaya çalıştılar. Bölgeyi, halkımızı ve saldırganları çok iyi tanıdığımız ve söz konusu saldırıların ne anlama geldiğini çok iyi bildiğimiz için bunun bir savaş ilanı olduğunu ve buna seyirci kalamayacağımızı kamuoyuna duyurduk."
Al Jazieera