AĞRI – Ağrı’da son günlerde intihar eden ve teşebbüse kalkışanların sayısında, uyuşturucu madde, içkili içeceklerin kullanımındaki artışı değerlendiren Mustazaflar Cemiyeti Ağrı Şubesi Köy Komisyonu Başkanı Molla Abdulbari Durmaz, İslam’dan uzaklaştırılarak yozlaştırılan gençlerin bu kıvama getirilmesi için ciddi projelerin hayata geçirildiğini belirtti.
Mustazaflar Cemiyeti Ağrı Şubesi Köy Komisyonu Başkanı Durmaz, mevcut olan bu tablonun sadece Ağrı ile sınırlı olmadığını, tüm Türkiye’nin bu tehlikelerle karşı karşıya olduğuna dikkat çekti.
“İslam’dan uzak kalan yerler kötülüklerin kampı haline gelmiştir”
Ağrı’nın düştüğü durumu musibet olarak nitelendiren Durmaz, “Ağrı`da ahlaki yozlaşma hat safhaya ulaşmıştır. Hemen hemen her gün intihara teşebbüsün olduğunu duymaktayız. Sadece bu durum Ağrı için değil tüm Türkiye için bir sorundur. Dünyanın birçok noktasında da bu sıkıntılar mevcuttur. Ve bu bir hakikattir ki insanlar ne zaman İslam’dan uzaklaşırsa canlarına kıyıyor, kötülüklere alet olabiliyorlar. Şunu net söyleyelim ki hangi topluluk İslam’dan uzak ise o topluluk, şehir, ülke yanlışların kampı haline gelmiştir.” dedi.
Özellikle Ağrı’nın muhafazakar insanlarının yozlaştırılması için ciddi projeler ortaya konduğunu belirten Durmaz daha sonra, “Ağrı olarak biz mütedeyyin bir topluluğuz. Ama düzenli bir şekilde bizim dindarlığımızı bizden alma projeleri çiziliyor. Bu projelerin başında medya geliyor, toplumsal hayat şartları da bunlarda ciddi etkenlerdir.” ifadelerinde bulundu.
Durmaz, İslam’dan uzak kalan gençlerin özentiden dolayı tatmin olamadıklarını ve bununda onları hoş olmayan durumlara ittiğini kaydetti.
“Gemi su alırsa hepimiz batarız”
Durmaz, üstüne sorumluluk düşen herkesin vazifesini yerine getirmek için gayret etmesi gerektiğini çağrısında bulunarak, “Allah Resulünün şefkati ile bu tür insanlara yaklaşmamız lazım. Bu tür bataklığa girmiş insanlara Allah Resulünün şefkati ile yaklaşmamız lazım. Maddi ve manevi güzel çevreler ve arkadaşlar oluşturarak bu insanları bataklıktan kurtarmaya gayret göstermemiz lazım. Biz bunu yapmaz, uğraş vermez isek bizim de çocuğumuz korktuğumuz duruma gelebilir. Unutmayalım ki gemi su almaya başladığında o gemide bulunan herkes batmaya mahkûmdur.” İfadelerini kaydetti. (Ömer Adıgüzel - İLKHA)