ANKARA: AK Parti TBMM Grup Toplantısında konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, son haftalarda sıkıntılı bir aşamada olan çözüm sürecine değindi. Silahların bırakılması gerektiğini vurgulayan Davutoğlu şöye konuştu:

"Bir kez daha söylüyorum çözüm süreciyle kamu düzeni ayrı konulardır, birbirlerinin alternatifi değildir. Son zamanlarda çözüm sürecine yönelik provokasyonlara karşı kararlılıkla duruşumuzu sürdüreceğiz. HDP`ye ve çözüm sürecinin bütün taraflarına sesleniyorum; Çıkın ve bu vandalizme karşı olduğunuzu açık yüreklilikle gösterin. Siz açık yürekli olursanız çözüm süreciyle ilgili adımlar atılmaya devam eder. Bir taraftan çözüm süreci sürerken bir taraftan da silahları bırakmamak olmaz. Mayıs 2013`te ülkeyi terk etmesi gerekenler, artık terk etmeye başlamalılar, silahları bırakmaya başlamalılar. Çözüm süreci yerli bir projedir, milli bir projedir ve kesinlikle sonuca ulaştırılacaktır."

Davutoğlu`nun sık sık milletvekillerinin alkışlarıyla kesilen konuşmasından diğer satırbaşları şöyle:

"Yarın önemli bir konuyu daha kamuoyuyla paylaşacağız, iş güvenliği paketi. Hükümetimizin ilk günlerinde yaşanan asansör faciasından beri üzerinde durduğumuz bir paketti, bakan arkadaşlarımız çalışmalarını tamamladı."

`Din derslerinin ne zararı var?`

"Yeni yetişen Sünni ve Alevi gençlerin yanlış anlayışlara karşı nasıl bir kültür sahibi olacaklar. Din dersi olmadığı zaman son derece yanlış kanaatler çıkacağını görmüyor musunuz? Ne zararı var din kültürü ile ilgili bilgilerinin olmasında. Sünniler ile Alevilerin ayrı ders almalarında nasıl zıt bir anlayış olacak. İki inancı farklı takdim etmeye çalışan varsa cahildir. Ben Hacı Bektaş`ı Veli`nin huzuruna vardığımda bir farklılık hissetmedim."

Dersim tartışması

"CHP`nin Alevi meselesi konusunda diğer garip tavrı Dersim`deki tutumudur. Dersim`i eleştirirsem parti bölünür diye korkuyor ama AK Parti korkmaz. Cumhurbaşkanımız Alevi dedeleri davet ederek yemek veriyor. Kılıçdaroğlu onları haram yemekle suçluyor. Sen kimseyi böyle itham edemezsin. Oraya gelen dedeler eline, diline sahip çıkan insanlardır. Onlar edep ve erkan bilirler. Bu Cumhurbaşkanın ne kadar kucaklayıcı olduğunu gösterir. Kılıçdaroğlu sesini yükseltemez çünkü korkusu var. Şöyle düşünün birileri ayağına topu almış oyunu oynuyor, biri de kendini antrenör sanıyor. Küstahça çıkıp Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık makamı boş diyor. Sen kendi küçük sandalyenin derdine düş. Bırak büyük makamları. Biz o makamları hakkıyla doldururuz. Dersim`de yapılanları o günlere şahitlik yapanlardan dinlesin Kılıçdaroğlu ve açık yüreklilikle zulmü söylesin."

Bahçeli`ye cevap

"Ben Dersim konusunda söylediklerimden CHP rahatsız olur sanıyordum. Ondan önce Bahçeli tepki verdi beni özür dilemeye davet etti. Dersim`de yapılanların yanlış olduğunu söylemem yüzünden özür dileyecekmişim. Bahçeli benim söylemediğim şeyleri söyleyerek, ithamlarda bulunuyor. Bahçeli, yine söylüyorum Dersim`de yapılanlar yanlıştır. Devlete en büyük tahribatı bunlar veriyor. Sayın Bahçeli polemik yapmasın. Çıkıp savunacaksa tek partiyi savunsun ama polemik yapmasın. Dersim`e dönük eleştirel tutumumuz sürecek. Tek parti döneminde yapılan her bir zulme karşı çıkacağız."

İsrail askerinin Mescid-i Aksa`ya girmesi

"Kudüs`te Mescid-i Aksa`da son bir haftada yaşanan zulme karşı en yüksek ses Türkiye Cumhuriyeti`nden çıktı. Yine İsrail`in zalim yöneticilerine sesleniyorum: Sakın İslam dünyasında karışıklık yaşanıyor diye Kudüs`e yönelttiğin saldırıları devam ettirme. Herkes sussa Türkiye Cumhuriyeti susmayacaktır."

Kaynak: Al Jazeera