Yüce Allah (cc), Kur’an-ı Kerim’in daha ilk ayetlerinde “Oku!” emriyle birlikte “Kalemle yazmayı o öğretti. (Alak Suresi)” diyerek bize yazmanın önemini hatırlatıyor. Ne var ki (bu emre rağmen) kalemle tutmayı benimsememişiz.
Dünyanın belki Şafii fıkhında en iyi alimleri olan yöremizin alimlerinden hayatı boyunca yirmi sayfa yazı yazmamış olanları vardı, onların o büyük ilmi onlarla birlikte kaybolup gitti.

Bize yazı yazdıran öğretmenlerden genellikle rahatsız oluruz; “Yazın!” emri ne ölçüde nazik iletilirse iletilsin “Yazmasak olmaz mı?” diye diye karşılık veririz, bize not tutturmayan öğretmenlerin dersini özleriz.

Toplumların geri kalmışlığını geçmişte bırakacak bir değişim yaşamak ancak kötü alışkanlıklara karşı direnmekle, o alışkanlıkları kararlıca terk etmekle mümkündür.

Hangi noktada Kur’an’ın emrini yerine getirmemişsek sadece bireysel olarak değil, toplumsal olarak da o noktada darbe yemişiz.

Bireysel olarak öğrenmenin de toplumsal olarak bir atılım yapmanın da yolu “Oku!” emrine uymaktan ve yazmanın önemini bilmekten geçiyor.

“Unutmak, eğitimin en büyük engelidir. Bir öğrenci, okuduğunun %20’sini hatırlar. Önce okur sonra dinlerse %40’ını hatırlar. Hem okur hem dinler hem de yazarsa %60’ını hatırlar.”

Geriye kalan kısmı da tekrar etmek ve soru çözmekle telafi edeceğiz. Böylece bu oran %100’e yaklaşır.

Not tutmak,
1.Dersi takip etmenizi
2.Dersteki aksaklıkları fark etmenizi
3.Yazarken dikkatinizin ders üzerinde toplanıp yazdıklarınızı tahlil etmenizi
4.Anlamadığınız noktaların altını çizip onları sonradan sormanızı
5.Ders tekrarı yaparken sınıf ortamındaki görselliği yeniden yaşamanızı, böylece her tekrarda bir daha ders görürcesine konuyla yüzleşmenizi

6.Öğretmenin birden çok derste anlattıkları arasında doğru bir bağ kurmanızı sağlar.
İlahi hükme ve insanlık tecrübesine rağmen, not tutmadan mükemmel bir öğrenmeyi hedefleyen öğrenci,
1.Öğretmeni takip etmek için gerekenden daha çok çaba harcar, zihnini yorar.
2.Sürekli gözü tahtada kulağı öğretmende olsa bile hareketsizlik onda dalgınlığa yol açar.
3.İnsani bir hâl olarak yaşadığı dalgınlık anlarında konunun bazı bölümlerini kaçırır, zihninde konu bütünlüğünü oluştaramaz.

4.Sağlıklı bir ders tekrarı yapamaz.
Dolayısıyla ya başarısız olur ya da elde ettiği başarı onun elde edebileceği başarının çok altında olur ki bu da başarısızlıktır.
Not tutmayanlar, vakitlerinin çoğunu unuttuklarını hatırlamaya çalışmakla geçirirler.
Not tutmayanlar, bilgi eksiklerini gidermek için not tutanların peşinde koşarlar.
Not tutmayanlar, bilgiyi yorumlama yeteneğine ulaşmadıklarından zor bir bilgiyle karşılaştıklarında kötü bir ezberci olurlar.
Başkalarının notlarını sonradan alıp yazmak hiçbir zaman derste kendiniz tarafından tutulan notun yerini tutmaz.
En sevilmeyen ve en çok alay konusu olan idareciler not tutmadıkları için kendilerine söylenileni eksik hatırlayan ya da hepten unutan idarecilerdir. Bundan da alınacak bir ders vardır. Mutlaka not tutunuz ve tekrar işlemini (ne kadar düzensiz olursa olsun) mutlaka öncelikle kendi notlarınızdan yapınız.

Abdulkadir Turan / doğruhaber