DİYARBAKIR - 1967 yılından bu yana ilk kez Müslümanların ibadetine kapatılan ve son olarak 3 gün önce Siyonist İsrail askerlerinin postalları ile Mescide girerek orada bulunan Müslümanları gaz bombasıyla dışarı çıkarması ve Kuran-ı Kerimlere yönelik sergiledikleri vahşi tavırlara Müslümanlardan tepkiler gelmeye devam ediyor.
Diyarbakır’da faaliyet yürüten 72 İslami STK bu gün tarihi Ulu Camisinde kılınan Cuma Namazı sonrası Mecid-i Aksa’ya yönelik gerçekleştirilen saldırıyı düzenledikleri kitlesel basın açıklamasıyla telin ettiler.
Basın açıklamasını 72 STK adına okuyan Mavi Marmara Gazisi İhvan Der Başkanı Hüseyin Solmuş, İsrail’i Siyonist terör devleti olarak niteledi ve yıllardır Müslümanlara ve İslam’ın kutsallarına ardı arkası kesilmeyen saldırılarda bulunduğunu belirtti.
“100 kadar İsrail askerinin cami avlusunu savaş alanına çevirdi”
İsrail’in, kurulduğundan bu yana İslam ümmeti arasındaki parçalanmışlıktan faydalanarak Mescidi-i Aksa üzerinde kirli oyunlar düzenlediğini belirten Solmuş, son olaylarda Müslümanların, Yahudilerin mescide girmesini protestosunun bahane edilerek, 100 kadar İsrail askerinin cami avlusunu savaş alanına çevirdiğini açıkladı.
Solmuş daha sonra, “İsrail askerlerinin, Filistinlilerin üzerine plastik mermi, ses ve gaz bombalarıyla müdahalesi üzerine 27 kişi yaralandı. Aksa içinde bulunan Kıble Camii`ne sığınan Müslümanları kovalayan İsrail askerleri, Kıble Camii`ni içerisinde postallarıyla gezerek, göstericileri yaralayıp, cami içerisindeki Kur`an-ı Kerimlerin etrafa saçarak tahrip etti.” diyerek son olaylarda yaşananlar hakkında bilgi verdi.
“Haremi Şerif bölgesinde Siyon Tapınağı inşa etme faaliyetine hız verdikleri anlaşılmaktadır”
İslam ümmetinin çetin bir sınav verdiğini, çeşitli hile ve komplolarla paramparça edildiğini dikkat çeken Solmuş açıklamasının devamında, “Müslümanların ilk kıblesi ve peygamberlerin mabedi mescidi aksa ve Kudüs çok tehlikeli gelişmelerle karşı karşıyadır. Siyonist İsrail’in dünya ve ümmetin suskunluğu karşısında giderek pervasızlaştıkları ve daha önce “Bu kadarına cesaret edemezler!” diye tahmin edilen adımları birbiri ardına attıkları görülmektedir. Kudüs’ü bütünüyle Yahudileştirme ve İslam’ın en önemli kutsallarından olan Mescid-i Aksa ve Hz. Ömer mescidini yıkıp Haremi Şerif bölgesinde Siyon Tapınağı inşa etme faaliyetine hız verdikleri anlaşılmaktadır.” uyarısında bulundu.
“Sinsi bir oyunun uygulanmakta olduğu görülmelidir”
Siyonist İsrail’in İslam’ın kutsallarına dokunarak provokatif eylemlerde bulunduğunu ve bu tavrın sonunda meydana gelen tepkileri yeni baskı, hapsetme ve öldürme kampanyasının gerekçesi olarak kullandığını ifadelerini kullananan Solmuş, “ Son üç senede defalarca olmak üzere şimdiye kadar tam 76 kez değişik bahanelerle kapatılan haremi şerife Müslümanların girişi engellendi. Harem-i Şerifin Müslümanların girişine kapatılması uygulamasında sinsi bir oyunun uygulanmakta olduğu görülmelidir. Bu seyir böyle devam ettiğinde Harem-i Şerifin önce daha uzun sürelerle kapatılıp, El Halil`deki İbrahim Camisi`nde yapılan oyun gibi haremin bütünüyle kapatılması hiç de sürpriz olmayacaktır. Bilindiği gibi El Halil`deki İbrahim Camisi`nde de 1994 yılına kadar Yahudiler, belli saatlerde Hazreti İbrahim`in mezarını ziyaret ediyordu. Baruh Goldstien isimli aşırı sağcı Yahudinin 25 Şubat 1994`t.e cami cemaati üzerine ateş açarak 29 Filistinliyi öldürmesinin ardından İsrail yönetimi, güvenlik gerekçesiyle camiyi 6 ay kapalı tutmuş ve açıldığında ikiye böldüğü görülmüştü. 5 Kasım’da acı bir olay daha yaşandı. Siyonist askerler Mescid-i Aksa’nın içine girdiler. Bir grup Yahudinin sabah saatlerinde Megarib kapısından içeri alınmasını protesto eden Filistinlilere saldıran Siyonist askerler Mescid-i Aksa’nın içine girerek işgali bir adım daha öteye taşımış oldular.” Şeklinde açıklamasını sürdürdü.
“Kudüs’e yönelik Siyonist saldırganlığa karşı harekete geçilmesi elzemdir”
Filistin halkının bu işgal karşısında elinden geleni yaptığını, kadınlarıyla, gençleriyle direndiğini söyleyen Solmuş, “Kadınlar, çocuklar, ihtiyarlar Aksa’yı canla başla savunmakta, işgalcilere karşı direnmektedirler. Ne var ki, işgal ve kuşatma altındaki Filistin halkıyla birlikte İslam Ümmetinin de Kudüs’e yönelik Siyonist saldırganlığa karşı harekete geçmesi elzemdir.” Çağrısında bulundu.
Müslümanların Filistin meselesinde duydukları öfkenin sadece İsrail`e olmadığını belirten Solmuş, duyulan öfkenin İsrail ile beraber Arap ve İslam yurdunu denetimleri altına alıp, onu pazarlayıp, kaynaklarını peşkeş çekerek iktidar satın alan ve yaşanan acının üzerinde tepinenlere de yönelik olduğunu söyledi.
Solmuş devamla, “Öfkemiz, saltanat ve şatafat arasında insanlığını ve tüm değerlerini kaybeden görgüsüz ve acımasızlaradır. İsrail kadar onlar da suçludur. Onlar da bu zulmün sorumlusudur.” Açıklamasında bulundu.
“Kuran`ı Kerim`e yapılan bu hakaret ne İncil`e ne de Tevrat`a yapılabilir”
Türkiyeli ve Diyarbakırlı Müslümanlar olarak Mescid-i Aksa’nın saldırı altındayken sessiz kalmalarının imkânsız olduğunun altını çizen Solmuş son olarak, “Bizim kutsalımıza el uzatıyorlar. Kuran`ı Kerimimiz yerlere fırlatıyorlar ve ellerini, kollarını sallayarak bu ülkeye girip çıkıyorlar. Tüm yetkilileri artık sadece kınama lafını bırakıp, ülkemizdeki Siyonistler başta olmak üzere, ülkemize giren tüm sorumlu insanlar için gerekli işlemleri yapmaya davet ediyoruz. Yoksa yetkililer, oluşacak toplumsal bir refleks ile Müslümanların ülkedeki Siyonistlere karşı tedbirlerini engelleyemecektir. Kuran`ı Kerimin ayaklar altına alınması zannetmeyin ki bilinçsizce yapılıyor. İsrail, tüm bunları bilinçli olarak yapıyor. Vallahi, Kuran`ı Kerim`e yapılan bu hakaret ne İncil`e ne de Tevrat`a yapılabilir. Buna izin vermezler.” İfadelerini kaydetti.
Açıklama sık sık atılan; ‘Kudüs’e Selam Direnişe Devam, Amed’den Kudüs’e Selam, Zalimler için Yaşasın Cehennem’ sloganları ve atılan tekbirler ile açıklama son buldu.
(Emrah Deniz / M. Sıddık Bilge - İLKHA)