Hüseyin Kaya / Doğruhaber / Haber Yorum

Tarihe “6-7 Ekim vahşeti” olarak geçen PKK saldırganlığı gizlenen birçok gerçeğin gün yüzüne çıkmasına neden oldu. Aslında PKK medyasının iddialarının büyük kısmının gerçeği yansıtmadığı gerçeği ile yüz yüze kaldı kamuoyu. Adil davranan ve insani değerlere halen daha önem veren birileri mağdur taraf olan HÜDA PAR’ın kendini savunması için imkân verdiler.

Medyanın bir kısmı ise ilkesiz ve tarafgir tutumda ısrar etti.

Olaylarla ilgili PKK-HDP tarafının tezlerini dinlerken, HÜDA PAR-Hizbullah tarafını dinleme gereği duymadılar.

Kamuoyunun çok iyi bildiği gerçekler bile habercilerin çanak tutması sonucunda tersyüz edildi, olaylar çarpıtıldı.

Daha önceki haftalarda Ayhan Bilgen ve Hüda Kaya isimlerinden ve çarpıtma örneklerinden söz etmiştik. Bu hafta da Altan Tan isminden söz edeceğiz.

Habercilik anlamında hiçbir şey yapmadığı için izleme oranları sürekli düşen, belli aralıklarla Cübbeli’yi çıkararak reyting yapmaya çalışan Fatih Altaylı, bu kez Altan Tan’ı ekrana çıkardı.

Altan Tan ile “6-7 Ekim vahşeti” üzerine konuştu Altaylı. Dürüst ve tarafsız haberciliğin ilkelerini ayaklar altına alarak yaptı programını ve HÜDA PAR’a telefonda bile söz hakkı vermedi.

Meydanı boş bulan Altan Tan ise demagojinin, mugalatanın, çarkın en kral örneklerini sahneledi. Arada bir Altaylı’nın ofsayt kuralını hiçe sayarak verdiği pasları haksızca kaleye bırakırken “fair play”i hiç düşünmedi.

M. Karasu ile yaşadığı polemikten dolayı çark ettiğine dair iddialar varsa da biz işin gerçeğini bilmediğimizden dolayı asıl nedeni söyleyemiyoruz.

Altan Tan, İslamcılıktan evirilenlerin tümünün yaptığını yaptı ve ilke dinlemeden gerçekleri tersyüz etti, PKK’den daha çok PKK’yi savundu.

Onun yaptığı normaldir ve karakterine uygundur; ama Altaylı ve kanalının yaptığının normal bir tarafı yoktur.

Habercilik yapacaksanız dürüst olun ve her iki tarafa da söz hakkı verin. Aksi takdirde bir daha “doğru ve tarafsız habercilik”ten söz etmeyin, çünkü çok komik duruyor.