BİNGÖL-Bingöl’de Üniversitesinde düzenlenen “Cumhuriyet Tarihinde Bingöl” sempozyuma katılan 20’ye yakın akademisyen, yönlerini anlattı. ‘Bingöl Tarihinden Kesitler’, ‘Cumhuriyet Döneminde Bingöl ve çevresinde psiko sosyal Değişim’,  ‘Bingöl’de Kaybolan Tarihi Mekânlar’,  ‘Doğu’da Medrese Geleneği’,  ‘Cumhuriyet Döneminde Bingöl’de Toplumsal Değişim’ ve Bingöl’ün tarihinin bilinmeyen daha birçok konuda bilgi aktardı.

Sempozyumun açılış konuşmasını yapan düzenleme Kurulu Başkanı Yakın Doğu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim Çapak, sempozyumda yapılacak tartışma ve sunumların gelecekte yapılacak çalışmalara ışık tutacağını ifade etti.

Bingöl Üniversitesi tarih bölümünde yapılacak yüksek lisans ve doktora çalışmalarının da ‘Cumhuriyet Dönemi’nin aydınlatılmasına ve geçmişe dair bir takım çalışmalara katkı sağlayacağını belirten Çapak, “Bingöl’ün artık kabuğunu kırdığını, değiştiğini ifade etmek isterim. İlk sempozyumu 2006’da gerçekleştirdiğimizde, sempozyumu gerçekleştirebilecek bir mekanımız yoktu. Bizi destekleyecek kurumlarımız da yoktu. Biraz belediyeden, biraz esnaf odalarından, biraz sendikalardan aldığımız desteklerde 70’e yakın akademisyenle Bingöl’e gelmiştik. Mekânımız olmadığı için bir sinema salonunu kullanmıştık. Şimdi kültür merkezimiz var, artık bir üniversitemiz var, modern salonlarımız var. Dolayısıyla fiziki bir takım gelişmeler var, bunlar bizi mutlu ediyor” dedi.

“Bingöl ile ilgili binlerce belge var”

Birinci Bingöl sempozyumunun gerçekleşmesiyle birlikte devasa bir Bingöl tarihinin var olduğunu fark ettiklerini vurgulayan Çapak, “En basit örneğiyle 1550 tahrirle tahrir defteri. Bundan hiçbir şekilde haberdar değildik. Yapılan bu çalışmaların ardından böyle bir defterin varlığına şahit olduk. O tarihteki Çapakçur’u çok ayrıntılı bir şekilde anlatıyor. Köylerin, nahiyelerin ve burada oturanların isimlerini anlatıyor. Akabinde baktık ki Bingöl ile ilgili binlerce belge var. Bir şekilde bunların yayınlanmasını arzuluyoruz. İnşallah bizim kurumlarımız da bunları destekler.”ifadelerini kullandı.

“Güzel bakalım güzel görelim”

Sempozyumda bir konuşma yapan Bingöl Valisi İbrahim Taşyapan, Yapılan etkinliklerin Bingöl'ün kültürünü yansıyacağını belirtti.
Kültürel faaliyetleri ‘olmazsa olmaz’ olarak değerlendiren Vali Taşyapan, “İnsanlar  bir maddeden ibaret değil. Bunun yanında gerek kültürel çalışmalar, gerek eğitim çalışmaları ve insanı daha ileriye götürecek kişisel gelişim çalışmalarına ağırlık vermemiz gerekir. Bunları  da belli bir düzeye getirmedikçe toplumun bir ayağı topal kalır. İşte bu sempozyumlar da, bu çalışmaların bir parçasıdır. Bunun için hem maddi kalkınmamızı, hem de kültürel değerlerimizi yükseltmeyi bir arada götürmemiz gerekmektedir. İnsanlar geleceğe eser bırakan bir varlıktır. Bunun için gelecek kuşaklara, gelecek nesillere güzellikler bırakmalıyız. Güzellikleri yaşamalı, yaşatmalı ve destekleyerek gelecek kuşaklara aksettirmeliyiz. Dolayısıyla güzel bakalım, güzel görelim.”diye konuştu.

“Bingöl manevi kimliğinden hiç taviz vermemiştir”

Çapak’tan sonra bir konuşma yapan Bingöl Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Abdulaziz Beki, Bingöl’ün manevi kimliğine değinerek, “Bingöl, havasıyla, suyuyla, insanıyla muktedir bir ildir. İlhamını eskiden beri semavi akımdan alan Bingöl manevi kimliğinden hiç taviz vermemiştir, vermeye de niyeti yoktur. Tarih boyunca, ilim, ahlak ve fazilet kaynakları olan klasik medreseler ruhuyla beslenmiştir ve beslenmeye devam etmektedir.” dedi.

“Yapılan çalışmaların değerini ilk günden beri biliyoruz”

Sempozyumda konuşan Belediye Başkanı Yücel Barakazi, çalışmalarda elde edilen bilgilerin memlekete katkı sağlayacağını belirterek, “Bingöl Sempozyumu ilk başladığı andan itibaren bende heyecan oluşturdu. Yapılan çalışmaların değerini ilk günden beri biliyoruz. Fakat gün geçtikçe çok daha fazla umutlandığımızı, Bingöl’e dair daha fazla bilgi ortaya çıktıkça, Bingöl’e katkının daha büyük olacağını umuyoruz. İlk sempozyum başladığında ‘Bingöl’e dair ne var ki’ diye içimizden geçirdik. Fakat gayretler sonucunda öyle güzel eserler ortaya çıktı ki, araştırmanın, bilgi peşinde koşmanın, bunu gün yüzüne çıkarmanın, insanların hizmetine sunmanın değerini bir kez daha gözlemledik. Bu yüzden bu çalışmaları yürüten herkese teşekkür ediyorum.”ifadelerini kullandı.  (Nihat Kanat-İLKHA)