ŞÜKRÜ GÜNDÜZ / DOĞRUHABER

DOĞU DA BATI DA ÇÖZÜMÜ İSTİYOR
İnsanların çözüm sürecine ve kalıcı bir çözüme ihtiyacı olduğunu söyleyen Gazeteci Yazar Sibel Eraslan, “Çözüm sürecine insanların ihtiyacı vardı. Bir çatışmasızlık sürecine herkesin ihtiyacı vardı.

90’lı yıllarda yaşadığımız o kötü günler geride kalsın gerek devletin gerek terörün oluşturduğu çift yönlü bir şiddetin altında kalmış insanlarımız bunun bitmesini istiyordu. Doğuda da Batıda da bu isteniyordu. Akil insanlar heyeti ilk yola çıktığında bu niyet üzerine yola çıkıldı.

Fakat 6-7 Ekim olayları çözüm sürecini çok ciddi anlamda sarstı. Fakat barış yolundaki yürüyüşlerde bu tür şeyler olur. Yani ileri gider geri gelir durur. Biraz gecikebilir. Birincisi burada HDP’nin sorumsuzca bir sokak çağrısı vardı. İkincisi de PKK’nın ürettiği şiddetten PKK kimliğinden olmayan Kürt kardeşlerimiz çok büyük yaralar aldı.

Başta HÜDA PAR olmak üzere. Bingöl’deki son olayda yine HÜDA PAR üyesi bir kardeşimizin katledilmesiyle sonuçlandı. Şu var, HÜDA PAR ve sempatizanları diyelim.

Çünkü büyük bir çatı. Altında dernekler var, vakıflar var, Peygamber aşıkları var. Sivil toplum diyelim onun için. Bu noktada da bu sivil toplumun talepleri hep oldu. ‘PKK Kürt kimliğinin tek temsilcisi değildir’ diye hep söylediler.

Gezdiğimiz şehirlerde dinlediğimiz insanlardan bunu hep dinledik. Özellikle Bingöl’de söylenenleri rapora dahi yazdık. Burada PKK’nın bölgeyi arındırma siyaseti var. Yani kendi bakış açısı ve siyaseti çerçevesinde arındırma girişimi var maalesef. Şiddetle diğer Kürt kimlikleri susturma girişimi var.

Tabi ki bu çözüm sürecini çok ciddi bir sıkıntıya sokuyor. HDP’nin bunu belirtmesi gerekiyor. Çözüm sürecini istiyorlar mı? Barış istiyorlar mı? Bu olaylar bunun samimiyetinin de aynı zamanda bir krizi. Bunun bir sınavı haline dönüştü bu. 6-7 Ekimde iyi bir sınav veremediler maalesef” ifadelerini kullandı.

ADALET HERKES İÇİN İŞLEMELİ
Polis ve asker katillerinin bulunup sivillerin katillerinin bulunmamasını çelişki olarak yorumlayan Eraslan, “Polis ve asker katillerinin bulunup diğer Yasin ve arkadaşlarının katillerinin bulunmaması hukuka inanan, vicdanı olan herkese endişe verici bir durum olur.

Burada devlet kendi memurlarını ve temsilcilerinin uğradıkları şiddeti, olayı daha iyi takip ediyor ve sivil insanlar ve devleti temsil etmeyen insanlarla ilgiliyse takip etmiyor, gecikiyor olmasının intibasının da olmaması lazım.

Bunun olmaması gerekiyor. Yani adaletin herkes için ve hızlıca yerini bulması gerekiyor. Gecikmiş adalet adalet değildir. HDP ve PKK’de tek başlı bir siyasi oluşum yok. Kendi içlerinde bir çözümsüzlük yaşıyorlar.

Kandil, Diaspora, İmralı, HDP birbirleriyle farklı şeyler söylüyor. Bu hesaplaşma önümüzdeki günlerde daha da artacak diye düşünüyorum” dedi.