Hatırlanacağı üzere 23 06 2013 tarihinde Cizre’de YDG-H asayiş timleri kuruluşunu ilan etmişti. Sözde öz savunma için yurtsever devrimci gençlik hareketi olarak bilinen YDG-H asayiş timleri nur mahallesi BOTAŞ caddesinde yapılan bir törenle kuruluşunu ilan etmişti.

Şehrin işlek bir caddesinde uzun bir hazırlık yapılıyor. Gencinden ihtiyarına, kadınından çocuğuna kadar bir organize yapılıyor. Ses sistemleri kuruluyor. Masalar diziliyor. Sözde törenin yapılacağı alana kitle toplanıyor. PKK, KCK, YDG-h bayraklarıyla tören yürüyüşü yapılıyor. Bütün bunlar Cizre’de yapılıyor hem de nur mahallesi BOTAŞ caddesinde yapılıyor. Tam tepesinde beş yüz metre mesafede askeri tabur hemen yan tarafında da üç yüz metre mesafede garnizon komutanlığı vardır!

Tam karşısında da emniyet ve istihbarat binası kuş uçurtmayacak kadar mobese ve kameraların gözetimi altındadır. Devriye gezen polislerin önleyici tedbir adına cirit attığı Cizre nur mahallesi, bütün bu kolluk güçlerinin hâkim olduğu bir ortamda böyle bir törenin yapılması ciddi anlamda halkta şüphe uyandırmıştı, ‘acaba bu derin devletin işimidir’ diye manidar bulunmuş ve farklı farklı yorumlara neden olmuştu…

Olay basında çıktığından hemen sonra Şırnak valisi olayla ilgili bir açıklama yapmıştı. Vali Vahdetin Özkan, 26 06 2013 tarihinde olayla ilgili yaptığı açıklamada ‘’İddialar araştırılıyor basında çıkan tören alanındaki fotoğrafların başka yerlere ait olduğunu…”söyleyerek’ olayı kapatmak istemişti. Bunun üzerine halkın tepkisi olmuş kimi siyasi ve medya kurumlarınca valinin açıklamasını büyük bir skandal olarak gördüklerini deklare etmişlerdi.

Cizre’de iki mahalede özerklik ilan edildi
25 10 2014 tarihinde nur ve sur mahallelerinde PKK’nın gençlik yapılanması YDG-H özerklik ilan etti. Söz konusu iki mahallede yüzleri kapalı gençler yürüyüş yaptıktan sonra grup adına bir kadın bildiri metnini okuyor.

Metnin Özeti;
“Biz serhildanlarla sokaklarımızı devletin bütün kirli politikalarından temizledik. Bu kazanımdır, korunmalıdır. Bu yeni bir süreç başlatmıştır. Toplumun kendine özgü alanları oluşmuştur. Kürt halkı bu alanlarda yaşayacak ve toplumu buna göre yeniden inşa edecektir. Bizim için Nur ve Sur Mahallesi özgür yaşayabileceğimiz mahalleler olacaktır. Bu temelde iki mahalleyi halkın tüm ihtiyaçlarını kendi karşılayacakları, kendi örgütleyeceği mahalleler olarak tüm kamuoyuna ilan ediyoruz. Bu mahalleler kendini yönetecektir. Botan halkına duyurulur.”

Olay parelel yapının medyasıyla süslü gösterilerek basına ve kamuoyuna sunuluyor. Hemen akabinde Şırnak valisinden olayla ilgili açıklama geliyor.

Valilikten yapılan açıklamada, haberin provokasyona yönelik olduğunun değerlendirildiği belirtildi.

Açıklamada, şöyle denildi:

"Zaman Gazetesi ve zaman.com.tr internet adresinde Cizre ilçemiz ile ilgili yayımlanan haber gerçeği yansıtmamaktadır. Bu haberin provokasyona yönelik bir haber olduğu değerlendirilmektedir. Çözüm sürecinin gelmiş olduğu bu aşamada, provokasyonlardan herkesin kaçınması önem arz etmektedir. Kamuoyunun bilgisine duyurulur."

Dikkat edersenız Şırnak valisi olayı kamuoyundan gizlemeye çalışmış ve olayı kapatmak istemiştir. Olaya karşı şaşkınlığını gizlemeyen halk, ‘acaba devlet bilinçli olarak halkı PKK nin hegemonyasına mahkûm etmek mi istiyor?’ soru işaretlerine neden olmuştur.

Her iki olayda da Valilerin tavrı aynı
Cizre’de YDG-H kuruluşunu ilan ederken, yine Cizre’de iki mahallede sözde özerklik ilan edilirken, her iki olayla ilgili Şırnak mülkü amirlerinin açıklamaları aynı olmuştur. Yani olaylar kapatılmaya çalışılmış ve gerçeği yansıtmadığı deklare etmişlerdir. Olaylar tüm çıplaklığıyla ortadayken, mülki idare amirlerinin bu açıklamaları ne anlama geliyor?

Soru 1-Olaylar devlet destekli olduğu için midir?

Soru 2- Olayların içinde derin devlet mi var ?

Soru 3- Bu bir devlet politikası mı bölge halkını PKK’nın kucağına mı atmak isteniyor?

Soru 4- Yoksa devlet PKK ile pazarlık yapmış kamuoyunun bilmediği bir şey mi var?
Soru 5- Valiler bu olayların neresinde?

Soru 6- Yoksa merkezi hükümet ile Şırnak valileri arasında bir kopukluk mu var?

Soru 7- Hükümet, Çözüm sürecine karşılık PKK’nın bu manevralarına göz mü yumuluyor?

Soru 8- Valilerin bağlı olduğu İçişleri Bakanlığı’nda hükümetin bilmediği bir takım oyunlar
mı oynanıyor?

Soru 9- Bölgede görev yapan mülki amirler ve kolluk kuvvetleri hükümetle yürümüyor mu?

Soru 10- Emniyet içerisindeki Paralel yapı bu tür olaylara arka çıkacak Çözüm sürecini baltalamak ve hükümeti zor durumda mı bırakmak istiyor?

Kobani bahaneli olaylar PKK nın bölgede prestij kaybına sebebiyet verdi

Bütün kamuoyunun malumudur ki HDP’nin Kobani’yi bahane ederek yaptığı çağrı üzerine halkın sokağa dökülmesiyle adeta bölge enkaza çevrilmeye çalışılmıştı. Ciddi anlamda tepkilere sebep olan bu olayların faili artık PKK/HDP olduğu konuşulmaya başlamış artık açık bir dile gerek hükümet cephesinde gerek basın camiasında gerek siyasi partiler stk lar ve büyük bir halk tabanı nezdinde sesler yükselmeye başlamıştır. PKK ve onu destekleyen karanlık güçler örgütün taban kaybetmemesi için bu sefer tilki kurnazlığıyla “Özerklik tiyatrosu”nu sahneleyerek ömürlerini uzatmaya çalışıp halkı hegemonyalarına almaya çalışıyorlar.

Bu özerklik ne anlama geliyor
Malumunuz olmak üzere PKK ne zaman stratejik bir hata işlediyse ne zaman gerçek yüzü ortaya çıkmışsa ve halk nezdinde prestij kaybına uğramışsa, birileri mutlaka ip uzatmış ve bekaları için bölge halkını etraflarında pasifize etmek için yeni bir zemin hazırlamaya çalışmışlardır. Tabi ki PKK’nın Cizre’de iki mahallede özerklik ilanı anlam itibarıyla onlar için içi boş bir tesellidir. Son olaylarla beraber artık Cizre’de kıyı kenarlara mahkum olan PKK ve uzantıları iki mahalleye sıkışmış durumdalar yani bu iki mahallede özerklik ilanından çok malum zihniyetin iki mahalleye haps olma anlamına geliyor. Yoksa Cizre on mahalleden ibarettir.

cizremedya