DİYARBAKIR - Bayram sonrası Amerika’dan dönen HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın çağrısıyla sokağa çıkan PKK/HDP’li çetelerin saldırılarında katledilen şehitlerden Cumali Güneş’in ağabeyi Zülküf Güneş, İlke Haber Ajansına yaptığı açıklamalarda, kardeşinin katledilmesinin tek sebebinin İslami hassasiyeti olduğunu belirterek, bayram sonrası PKK/HDP tarafından yapılan saldırı çağrılarının hedefinde sadece Müslümanların olduğunu söyledi.
Kardeşinin İslam şehidi olduğundan en ufak bir şüphe duymadığını belirten Zülküf Güneş, “Allah-u Teâlâ bütün şehitlerin şahadetlerini mübarek kılsın. İslam ümmeti için bereket kılsın.” temennisinde bulundu.
“Ben bu kardeşimin imanına şehadet ederim”
Kardeşinin küçüklüğünden bu yana çok yardım sever olduğunu ve insanlara iyilik yapmaktan çok fazla hoşlandığını belirten Abi Zülküf Güneş, Şehit Cumali’nin insanlarla sürekli olarak iyi geçinen, çevresine rahatsızlık vermeyen, bilhassa muhtaç insanlara yardım etmekten haz alan biri olduğunu söyledi.
Güneş, “Şehidin çevresi çok genişti. Çok yumuşak huylu bir insan olması hasebiyle insanlar kendisine çok meyil ederdi. Sonradan arkadaşlarından öğrendiğimiz kadarıyla şehdadet haberinin duyulması üzerine kendisiyle arkadaşlık yaptığı birçok insan bunu yapanlara adeta lanet yağdırmış ve çok büyük bir hüzne boğulmuşlardı. Hatta içlerinden birinin sözü aynen şöyle idi; ‘3 yıldır kendisiyle tanışıyorum. Allah benim gibi aciz, günahkâr bir kula şahitlik yetkisi verirse; ben bu kardeşimin imanına şehadet ederim.’ Ne kadar güzel bir şahadet değil mi?” ifadelerini kullandı.
Şehit Cumali’nin Sünnet-i Seniyye’ye çok düşkün olduğunu ve yaptığı her amelin karşılığını mutlaka Allah Resul’ünün yaşantısında aradığını söyleyen Abi Zülküf Güneş, şehit Cumali’nin çevresinde de böyle tanındığının altını çizdi.
“Kardeşim şehid olduğunda cebinde bir liste çıkmıştı”
Abi Güneş, “Kardeşim şehid olduğunda cebinde bir liste çıkmıştı. Listede kendisince belirlediği aileler vardı ve bu ailelere her ay düzenli olarak yardım ediyormuş. Ben şahsen abisi olmama rağmen, kendisine çok yakın olmama rağmen bunu bilmiyordum. Gizlice hayır yapmaktan çok hoşlanıyordu. Kendisi DHMİ’de memurdu ve çok iyi bir maaş alıyordu. Fakan buna rağmen duyduk ki borcu harcı için harcadığının gerisini ihtiyaç sahiplerine infak eder ve malını Allah yolunda sarf etmekten kaçınmazdı.” ifadelerin kullandı.
Olayların yaşandığı gün kardeşinin evde olduğunu ve bir sonraki gün Urfa’ya gideceğini söyleyen Abi Zülküf Güneş, kardeşinin arkadaşı olan bir öğretmen tarafından aranarak şehirde kargaşanın olduğunu ve çıkmaması yönünde uyarılmış olmasına rağmen kendisinin bir huzursuzluk yaşadığını ve bundan dolayı da o gün çıktığını söyledi.
Sonrasında gelişen olayları Allah’ın kendisinden kaçınılmaz bir takdiri olarak değerlendiren abi Zülküf Güneş, “Diyarbakır merkezde olayların olduğu bilgisi bize geldi. Ben de o akşam Dicle’den Diyarbakır’a gelecektim. Şehit, Dicle’ye geliyor ve Dicle’de bir arkadaşının babasının taziyesine gidiyor. Sonra biraz dolaşıyor ve eve geliyor. Evde valizini hazırlıyor gece Urfa’ya gidecek. Devlet Hava meydanlarında memur olarak çalışıyordu. Sonrası yaşananları bize bir öğretmen olan arkadaşı anlatıyor; ‘Cumali dışarı çıkacağını söyledi. Bende ona; Cumali! Ortam çok gergindir, dışarıya çıkma dedim. Ama takdiri ilahi. O çıkmak istedi. Demek ki kader onu oraya çekiyor. “ diyerek şehit Cumali’nin olay günü yaşadıklarını anlattı.
“Saldıranlar insanlığı hedef aldılar”
Şehit Cumali’nin özellikle Müslüman kardeşlerine büyük bir muhabbet beslediğini, ancak insan olması hasebiyle her kese iyi muamelede bulunmaktan ve onlara merhamet etmekten hiçbir zaman geri durmadığını ifade eden abi Zülküf Güneş, o gün saldırıya uğrayan Müslümanları hastanenin önünden alarak içeriye taşımaya çalışan kardeşine saldıranların insanlığı hedef aldığını söyledi.
Güneş, “Müslüman kardeşlerimizin yaralılarını görüyor o yaralılardan bir tanesine el atıyor. Kendisinin içindeki o merhameti o duygusu ki, o gün orada kim olsaydı onun sergileyeceği hareket aynı olurdu, kendisinin katledilmesine sebep oldu. Ancak bizler Müslümanız. Bırakın Müslüman olmayı, hastane önünde yaralı olan insanlara saldırmak, onları katletmek, onlara yardım edenleri katletmek ne zamandan beri Kürd milletinin töresine girdi? Bu hangi inançta vardır. Bizim inancımızda, örfümüzde, âdetimizde kim olursa olsun, eğer yaralı ise yardım etmek vardır. Ancak vicdandan yana nasibi olmayanlar, bu insanlıktan anlamadılar ve orada bulunan o insanlara saldırarak orada kardeşimi şehit ettiler.
Ve o anda onu içeriye götürüyorlar içeride müdahale yapılıyor ilk müdahalede bakıyorlar ki o hastanede yapılacak bir iş değil ve bunu fakülteye götürüyorlar.
“Düşmanımız dahi olsa bunu yapamayız, böyle bir vahşi tutum sergileyemeyiz”
Kardeşinin hastanenin karşısında bulunan bir iş merkezinin üst katlarında sıkılan kurşunlarla katledildiğini belirten abi Zülküf Güneş, kurşunun kardeşinin sağ tarafından ve vücudunun yukarı kısmından girerek sol tarafından organlarını tahrip ederek çıktığını söyledi.
Abi Zülküf Güneş, “ Şunu tarif etmek gerçekten zor bir olaydır. Kürtlerin hiçbir zaman örfünde, âdetinde olamayan şeyleri özellikle bu olaylarda gördük. Vahşi bir toplumda bile yaşanması muhtemel olmayan olaylarla karşı karşıya geldik. Vahşi bir hayvan bile bu olaylarda şahit olduğumuz bazı durumlara düşmez. Dinimizde, örfümüzde, âdetimizde, gelenek ve göreneklerimizde, düşmanımız dahi olsa bunu yapamayız, böyle bir vahşi tutum sergileyemeyiz diye gördük. Hak arama şeklinin bu şekilde olmaması lazım. Etrafı dağıtarak parçalayarak, insanları öldürerek, aranan hak hak değildir.” diyerek yaptıkları saldırıları hak diye lanse ettirmeye çalışanlara tepki gösterdi.
“Hedef yalnız İslam’dır ve Müslümanlardır”
Yıllardır zulme uğradığını ve zulme karşı bir başkaldırı halinde olduklarını iddia edenlerin ellerine fırsat düşer düşmez kendisinden olan ve aynı ırkın mensupları olanlara karşı giriştiği bu katliamın düşündürücü olduğunu söyleyen abi Zülküf Güneş, “Şunu herkes iyi anlamalıdır ki yapılan bu saldırıların hedefinde Müslümanlar vardı ve bu saldırılar açıkça ve tamamen İslam’a, İslami değerlere yapıldı. bir saldırıdır. Herhangi bir guruba, bir kişiye yapılmış bir saldırı değildir. Bunu zaten görüyoruz. Hz. Süleyman’ın orada yapılan ve sırf eşi çarşaflı diye diye linç edilen insanlar, sırf sakallı olduğu için linç edilen insanlar, yakılan camiler, medreseler, kuran kursları ve benzeri yaşanan olaylar bunu gösteriyor ki hedef yalnız İslam’dır ve Müslümanlardır.” tespitinde bulundu.
“Yarın huzuru Rabb-ul Âleminde sorumludurlar”
Müslümanlar olarak bir şeyin çok iyi farkında olunması gerektiğinin altını çizen Güneş, sözlerini şöyle bitirdi: “Sizin şer zan ettiğiniz birçok şeyde hayır, hayır zan birçok şeyde de şer vardır. Lakin Allah bilir biz bilemeyiz. Sonuçta malda, mülkte Allah’ın. Allah-u Teâla mülkünde istediği şekilde tasarruf sahibidir. Allah’tan temennimiz: Bütün İslam Ümmetine bu yaşananları bir uyanış vesilesi kılsın. İslam için akan bu Müslümanların kanı, dağınık olan Müslümanları bir araya getirmeye vesile olsun. Biz de burada şunu diyoruz tüm Müslümanlara; Şeyh Ahmet Yasin’in söylediği gibi: bu durumu görüp te halen daha falan kesime yapılmış diyerek kendisini beri eden ve bu olaylara lakayt kalan Müslümanları Allah’a şikâyet ediyoruz. Yarın huzuru Rabb-ul Âleminde sorumludurlar.” (İLKHA)