Antalya’da selin vurduğu Serik Gebiz’e bağlı Haskızılören köyünde kaybolanlardan ikisinin cesedine ulaşıldı. Onlarca evin yanı sıra sağlık ocağı, kooperatif binası, atölyelerin yıkıldığı köyden ağıt sesleri yükseliyor.

Antalya’da etkili olan fırtınanın en çok hasar verdiği yer, 300 haneli Haskızılören köyünün Pınargözü Mahallesi oldu. 30’un üzerinde evin yıkıldığı köyde can kaybı da meydana geldi. Kayıp altı kişiden 2’sinin cesedine ulaşıldığını açıklayan Antalya Vali Yardımcısı Turan Eren, ölenlerin kimliklerinin henüz belli olmadığını ifade etti. Turan, cesetlerden birinin köyün 11 kilometre, ikincisinin ise 33 kilometre aşağısında bulunduğunu söyledi.

Havanın aydınlanmasıyla birlikte selin verdiği zarar daha net ortaya çıktı. Yıkılanların dışında sağlam kalan binaların içi ise çamur deryası halinde. Köylüler havanın ışımasıyla birlikte selden geriye kalanları incelerken bir yandan da köye ulaşan ekipler çalışmalarına başladı. Ekipler duvarı yıkılan köy okulunda temizliğe başladı. Temizliğin bitmesinin ardından köy okulu yardımların ulaştırılması ve kurtarma çalışmalarında koordinasyon merkezi olarak hizmet verecek. Pınargözü`nden ise geriye bir enkaz yığını kaldı. Bölgeye hala elektrik verilemiyor.

KÖYDEN AĞITLAR YÜKSELİYOR

Felaketin ardından köyde kadınların ağıtları yükseliyor. Selde kardeşi, onun eşi ve kızını kaybeden Durkadın Kutlu, “5-10 dakika daha evde oyalansak biz de gidiyorduk.” dedi. Kayıplardan Hasan Bulut’un oğlu Rasim Bulut, “Komşulardan ikisini kurtardık ama babamı kurtaramadık.” diye konuştu. Melahat Yetkin ise şunları söyledi: “Sürekli şehadet getirerek Allah’a yalvardım. Eşimi evden çıkaramadım. Onu da bırakıp gidemedim. O öldüğü yerde ben de öleyim dedim.” Yetkin, evden dışarı çıktıktan sonra komşularının da yardımıyla kurtulabildiğini anlattı.

ANNESİNE BAKMAK İÇİN İSTANBUL’DAN GELDİ

Yaşanan felaket ardından ilginç hikayeler ve dramlar da bıraktı. Köy sakinlerinin ifadesine göre hayatını kaybeden Ayşe Beşbaş, yıllardır yaşadığı İstanbul’dan hasta annesi Fatma Kutlu’ya bakmak için geldi. Ecel, annesine bakan Beşbaş’ı köye geldikten 15 gün sonra yakaladı. Beşbaş’ın yanı sıra annesi ve babası Hulusi Kutlu da yıkılan evleriyle birlikte sel sularına kapıldı. Köylerindeki 6 kayıptan 4’ünün kendi ailesinden olduğunu anlatan Mehmet Şükrü Toklu, “Ölenlerden biri amcam. Diğerleri dünürümüz, gelinimiz ve yeğenimiz. Acımız büyük. Bunlar kaçamayanlar, kaçırılamayanlar. Herkes birbirine yardım etmiş ama o kadar olmuş. Burası güzel, minicik bir şehirdi ama tarihten silindi. Ben 60 yaşıma geldim ama böyle bir şey görmedim.” diye konuştu. Toklu, Çukurca mevkiinde 4 kayın biraderinin ise hala mahsur olduğunu anlattı.

Selde evini kaybeden Havva Kutlu, enkazın başında göz yaşı dökerek, “Ne olduğunu bilemedik. Çok perişan olduk. Kendimizi kurtarabildik.” dedi. Kutlu, ölen komşularını ise yaşlı oldukları için kurtaramadıklarını ifade etti.

KOMŞUSUNU SEL SULARINDAN KURTARDI

Felaket bazı köylülerin kahramanlığına da sahne oldu. Onlardan biri de Mustafa Kaygış isimli genç. Selin geldiğini görünce evine gitmeye çalışan Kaygış, sel suları müsaade etmeyince komşusunu kurtardı. “Allah sanki beni onlar için göndermiş.” diyen Kaygış, “Ben gelince sel suları yükseldi. Balkona çıktık. Sel suları oraya kadar da yükseldi. Kadın boğazına kadar sulara gömüldü. Ben çatıya kadar çıkıp onları da çektim. Allah güç verdi onları da çıkardım.” şeklinde konuştu. Raziye Koca, gözyaşları içinde “Komşularımızdan 6 kişi kayboldu. Ölüsü yok, dirisi yok.” dedi. Fatma Musarraf, sel sularından bir komşusunun yardımıyla kurtulabildiğini anlattı.